Dolar 32,3266
Euro 35,0806
Altın 2.300,55
BİST 9.049,05
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Açık
İstanbul
20°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

BAHÇELİ: EVET ÇİFTE SU VERİLMİŞ ÇELİK GİBİ OLMUŞTUR

A+
A-

Bahçeli: EVET, çifte su verilmiş çelik gibi olmuştur

Referanduma 2 gün kala MHP lideri Bahçeli, canlı yayında “Evet’ çifte su verilmiş çelik gibidir, pazar günü kendini gösterecektir” dediMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Show Tv, Habertürk TV ortak canlı yayınında Didem Arslan Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.

Ankara’da gerçekleştirilen yayında tartışmalı konulara açıklık getiren Bahçeli, ‘Evet’ çifte su verilmiş çelik gibi oldu, pazar günü kendini gösterecektir’ ifadelerini kullandı.

İşte MHP liderinin açıklamaları;

“16 Nisan’da yapılacak olan, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan referanduma gidiyoruz. Bu referandumun milletimizin geleceğinin belirlenmesinde bir başlangıcı oluşturacak. Bu referandumu anlamlandırabilmek için geriye giderek Türkiye’deki siyasi süreci yakinen incelemek lazım. 2007 yılı önemli dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile AK Parti, TBMM’de önemli bir çoğunluğa sahip olmakla beraber göstermiş olduğu, Abdullah Gül’ü aday gösterdikten sonra Meclis’teki oylamalarda 367’nin altında kalması sebebiyle sorun yaşandı. 367 dediğimiz kilit demokrasiye vuruldu.”

MHP lideri Bahçeli, yayın öncesinde Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ, Ciner Medya Ankara Temsilcisi Ali Can Türkoğlu, Habertürk Gazetesi Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir ve Ciner Medya Ankara Ekibi ile sohbet etti.

“BUGÜNKÜ AŞAMAYA NASIL GELİNDİ?

“2007 yılında Meclis’te olmayan MHP, erken seçimde 71 milletvekili ile TBMM’de bulundu. AK Parti 367’yi bulamadığı için CHP de Meclis’e katılmamayı tercih ettiği için yeni bir kilitlenme söz konusuydu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri parlamenter sistemlerde sorunlar yaşatmış, ara rejimlerin temelini teşkil etmiştir. Çok eskiden beri her siyasi parti 82 ara rejiminin anayasasının katılığını ve demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesini sağlamak için bazı gayretler içerisinde olmuştu. Bütün bunları dikkate alarak ifade etmek gerekiyorsa bu anayasa değişikliği tartışması devam edebilirdi. 12 Eylül öncesinde 115 turla cumhurbaşkanı seçilemediği için, Ecevit ve Demirel’in uzlaşamaması sonucunda önemli bir sorun yarattığı gerekçesiyle, bir takım anarşi faaliyetleri sebebiyle ara rejim yaşanmıştır. O ara rejimi de dikkate aldığınızda 2007’de ne olacak bir seçim var, cumhurbaşkanı seçilecek ancak 367 kilidi vurulmuş. O zaman Sayın Sabih Kanadoğlu bu kilidin sahibi oldu. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı oldu. O Cumhurbaşkanlığı tartışması yeni bir takım anlayışları ve tartışmaları beraberinde getirdi. Ne yapılabilirdi? O zaman Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin. ‘Anayasa değişikliğine’ gidelim dendi. Sözün kısası 10 Ağustos 2014 yılında halk tarafından bir cumhurbaşkanı seçildi. Bu ikinci bir dönüm noktasıydı. Bazı gerçekleri saklamanın gereği yok. Bir gerçek ortaya çıkmıştır. Bir partinin kurucusu ve 13 yıl başbakanlığını yapmış bir şahsiyet 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı olmuştur. 367 olmasaydı Türkiye bunları yaşamazdı. Sayın Erdoğan partisinden ayrıldı ve yüzde 50’nin üzerinde oyla cumhurbaşkanı oldu. Bu da önemli bir dönüm noktasıydı. Kendisinin partisi de önemli bir çoğunluk ile iktidardır. Bu ilişki nasıl gidecekti? İlişki düzenli bir şekilde mevcut anayasanın 104 ve 105’nci maddesi çerçevesinde gitmiş olsa parlamenter sistem olarak bir sıkıntı yok. Ama parlamenter sisteme bu yönüyle bir zorlama, dayatma, fiili durum var. Mevcut Parlamenter sistemde bir düzenleme mümkün olmuyordu. Fakat güçlendirmenin nasıl olacağına ilişkin hem bir yetersizlik hem de anlaşmazlık var. 7 Haziran’da tek başına iktidar olan AK Parti, 276’nın altında kaldığı için hükümet kurmada ancak birkaç parti ile bir araya gelirse mümkün olacak duruma geldi. MHP 80 milletvekili ile Meclis’te bulundu ancak koalisyon için çok önemli bir çağrı ile karşı karşıya kalındı. CHP 130 milletvekili ile. İki parti de parlamenter sistemin güçlendirilmesinden yana görüşler ortaya koyuyor. 32 gün kadar CHP ile AK Parti önemli bir diyalog içerisine girdiler. Koalisyon aşamasını tartıştılar, netice alınmadı. Seçimlerin yenilenme sürecine 1 hafta kala MHP ile hükümet kurulabilir mi denildiği zaman siyah çantayla, oradaki koalisyonun nasıl olacağına dair bazı düşüncelerimizi de kamuoyuyla paylaşmıştık. Bazı gerçekleri saklamanın, üstünü örtmenin gereği yoktur. Bir gerçek ortaya çıkmıştır, bir partinin kurucusu ve 13 yıl genel başkanlığını yapmış şahsiyet 10 Ağustos’ta cumhurbaşkanı olmuştur. Bu kendi partisinin yürütmesi olan Başbakan ve Bakanlar Kurulu ile halk tarafından seçilmiş Başbakan’ın ilişkisi ne boyutta gidecekti? Bu ilişki düzenli bir şekilde mevcut anayasanın 104 ve 105. maddesi çerçevesinde gitmiş olsa parlamenter sistem olarak sıkıntı yok. Ama bu yönüyle bir dayatma var, fiili durum var. Bugünü yorumlamak için veri kabul etmek gerekir bunları.

“TEK ADAMLIK SÖZÜ BİZİM İÇİN GEÇERLİ DEĞİL”

“Bizim hareket noktamız önce ülkem, sonra milletim, sonra partim ve sonra ben anlayışına dayalı bir siyasettir. Ülkemizin içi ve dışını, çevresini dikkate aldığınız vakit çok ciddi risk ve tehlikelerle karşı karşıya. Böyle bir durumda Türkiye’de dayatmalarla yönetim büyük mahsurlar getirebilir. Bu Türkiye için beka sorunudur. Terörün kökünün kazınması lazım, demokratikleşme sürecinin hızlanması, istikrarın sağlanması ve Irak ve Suriye’deki gelişmelerle beraber Türkiye’ye yansımalarını dikkate alabilecek güçlü bir hükümetin devamı için zaruret. Filan şahsın cumhurbaşkanı olması için, tek adamlık hevesi için bunlar bizim için geçerli değil. Türk tarihinde tek adam kavram itibariyle kullanılmıştır. Hiçbir endişe taşınmaması lazım. Millet iradesidir bu.

” İMZA ATMIŞIM ARTIK 18 MADDE BENİM İÇİN NAMUSTUR MHP

başkanlık sistemini düşünmediği için anayasa değişikliği kapsamında parlamenter sistemi daha iyi işler demokratikleşme sürecini daha iyi noktaya getirme noktasında düşüncelerini ortaya koydu. Bizden giden öneri buyurun bir öneri getirin. 38 maddelik bir öneri geldi. 12 çerçeveye düşürdük. 12 çerçeveli bir anayasa değişikliği yaparken 18 madde bir uygulama alanı da olacağı için bazı değişiklikleri de ilave etmek suretiyle 18 maddelik bir anayasa değişikliği tasarısı haline geldi. Bazı itirazlarımız oldu. Sonuçta 18 madde de mutabakata varıldı. İmza attım ‘Sayın Başbakan’a ulaştırın’ dedim. İmza atmışım artık 18 madde benim için namustur.”

“TEK ADAM DEĞİL, DEVLET BABA OLMASI LAZIM”

MHP Lideri Bahçeli şöyle konuştu: “Güvenlik sorununu çözmüş terörü kökünden kazımış bir iktidarı kurmak istiyorsa şu anki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, her şeyi gözden geçirip tek adamlık heveslerine karşı olumsuz eleştirilere cevap teşkil edebilecek kucaklayıcı bir Cumhurbaşkanı olması. Yani bir anlamda tek adam değil, devlet baba olması lazım. Bunu başarırsa bütün itirazlar ortadan kalkar. Hala ben halkın şu kadar oyuyla seçildim, her şeyi ben bilirim diyorsa o zaman zaten bu kaynama Türkiye’de başlar ve bu kaynama istesen de istemesen de ısısıyla AK Parti’ye de düşebilir. O zaman ya bir seçime gidilir, ya da yeni kaos, fırsatçılar doğabilir. Türkiye’nin önündeki sorunlar geçmişte örnekleri görülen şekliyle ele alındığı takdirde MHP, önce Türkiye’nin önemini dikkate alır. Buraya tahribat yapılıyorsa MHP ya da Türk-İslam ülküsüne dayalı Türk milliyetçiliği reaksiyon ortaya koyuyor”

“BUNUN GERİYE DÖNÜŞÜ OLMAZ, OLMAMALIDIR”

“Millet iradesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ‘Evet’ derse, bunun geriye dönüşü olmaz. Böyle bir şeyi düşünmemek lazım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni daha etkin bir hale nasıl getireceğimiz noktasında insanlarımızın bu konular üzerinde düşünmesi gerekir. Bunun geriye dönüşü olmaz, olmamalıdır. Bu aşamadan sonra zaten olmaz” “Bazıları var yüzde 80 ‘Hayır’cı diyor. Neye göre söylüyor bilmek gerek. MHP’nin içinde büyük tahribat yapmaya yönelik faaliyetler yapmanın kaynağı nedir, amaçları nelerdir? Bütün bunları dikkate alan bir çalışmamız var. Zaten var da daha da genişletilmiş haliyle getireceğiz.” “İTTİFAK, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÜZERİNDE UZLAŞMADIR” “İttifak dediğimiz konu anayasa üzerindeki uzlaşmadır. 18 madde ile sınırlandırılmış olan uzlaşmadır. Bu netice verir ve MHP’nin ‘Evet’ oylarının katkısıyla bu gerçekleşir ise, o zaman 40 milletvekili ile Meclis’te bulunuyorduk, 5 tanesi aramızda değil, 35 milletvekili ile TBMM’de siyasi parti olarak faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Bizde çok niyet okuyucular var. Bazı yanlış politikalar ortaya atmak suretiyle insanlarımızın kafasını karıştırmak ve buradan da bir toplumsal itibarsızlaşma ile MHP’yi Türk siyasi hayatında ele geçirmeyi ya da yok etmeyi hedefleyen güruh var. Hepsinin farkındayız.” 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ FETÖ’nün siyasi ayağı hala boş. Çözülmesi lazım. Her darbe teşebbüsünün bir konseyi olur. Bu konsey asker ve sivil kanattan oluşur. Asker kanadı belli görevi tamamlar, ülkeyi yönetmek için de bürokrasiyi kullanabilecek alan olur. Asker kanadının üzerine gidildi, peki bunlar Allah muhafaza netice almış olsalardı devleti kim yönetecekti, bürokraside kimler olacaktı? Bunların üzerine gidilmesi lazım. Eğer böyle bir darbe teşebbüsüne başvuran zihniyet, 248 vatan evladının şehit edilmesini, 2193 kişinin önemli bir ölçüde rahatsız olmasını, yaralı bereli kalmasını gerçekleştiren bir olay herhalde ülkeyi yönetmek istiyorsa başarılı olduğu takdirde yönetim şekli düşünecekti. Düşünmesi lazımdı. Burası bir takım gelişigüzel davranışlar olarak algılanırsa hataya düşeriz.”

“MHP İÇİNDEKİ FETÖ’CÜ VEKİLLERİ BİLİYORUM”

“Partimiz içinde FETÖ ile ilişkili olanları biliyorum. Milletvekili de var başkaları da var. Bir kısmı değişik ilişkilerde bulundukları için zaten partimizden ayrıldılar. O kadar çok fazla yok bizde. Anadolu’da teşkilatlarda vardır, il başkanları arasında sızmalar olmuş. Ne kadar FETÖ’culukla ilişkileri var ileride göreceğiz. Siyasallaşma süreciyle ele geçiremeyecekleri için anlaşıldığı andan itibaren farklı uygulamalara girildi. Olağanüstü kurultay meselesi durup dururken ortaya konuyorsa, demokratik haktır ama böyle bir anlayışla bugün için söylemiyorum ama dikkate almaz lazım. Partinin genel başkanı önemli bir rahatsızlıkla 16 Ocak’ta ameliyat geçirdiği gün 700 imza topladık diye olağanüstü kongre için müracaat etmenin insani boyutunu birisinin anlatması lazım”

“AK PARTİ TARAFINDAN GÖREVLENDİRİLMİŞ 7 BİLİM İNSANINDAN SES YOK”

“Gerçek niyetin ne olması gerektiğini konusunu söyleyen de yok. 18 madde üzerinde 60 günden bu yana her gün aynı tartışmalar yapılıyor. Bilim insanları yapıyor, televizyonlardaki yazarlar yapıyor, siyasiler yapıyor, yıllardan beri birçok konularda kendisini yetiştirmiş insanlar yapıyor, fakat ne hikmetse anayasa değişikliği ile ilgili AK Parti tarafından görevlendirilmiş 7 bilim insanından ses yok, başkalarından ses yok. Ama 60 günden bu yana 18 madde üzerinde neler neler söyleniyor. Bunların hiçbirisinin mantıklı tarafını bulmak mümkün değil. Cumhurbaşkanı yardımcı seçerken 500 tane de yapabilir demenin manası var mıdır? Türkiye’de 500 tane yardımcı yaparsanız bakanları, bürokrasiyi ne ile düzenleyeceksiniz? Böyle bir öze sahip misiniz?

“İLK DÖRT MADDENİN GÜVENCESİ BENİM”

Bahçeli, “Rejim değişikliği söz konusu değil. Böyle bir öneride bulunulmamıştır. İstikrar yapı düzenli bir çalışma için gerekli olan bir anayasa değişikliği esas alınmıştır. İlk dört maddenin güvencesi benim, MHP’dir. Aksi olduğu takdirde bölünme başlar, kaos olur” dedi.

“PARTİLİ CUMHURBAŞKANI OLMASI AK PARTİ’NİN SORUNU”

Partili Cumhurbaşkanı eleştirilerine ilişkin Bahçeli, “Cumhurbaşkanı partili olmak konusu gündeme geldiğinde ‘olmaz’ diyorlar. Neden olmaz? Bu kimsenin sorunu değil. Bu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sorunu. Bu kişi partili olmaya kalktığında gelip MHP’ye üye olmayacak, CHP’ye üye olmayacak. Kurucusu olduğu partiye üye olacak. Belli sorumluluklar yükleyebilir. Milletvekili adayını belirlemede üç tane yöntem var? Merkez yoklaması, ön seçim, teşkilat yoklaması… Ya ön seçim yapılabilir ya da diğerleri adayların belirlenmesiyle, kamuoyu araştırmasıyla hazırlanıyor. Bunlardan bir tanesi bağımsızlığını mı ilan edecek? 3 yöntemden bir tanesiyle gelecek. Demokratik kültür siyasi kültüre dayalıdır. Milletvekillerinin hepsini genel başkanın kölesi kabul etmek çok büyük hatadır. Şahsiyetlerini sıfırlamak doğru değil. Hayır oyu verecek olan arkadaşlarımız var. Hayır verecekler diye dışlamıyoruz ama vermeseler daha iyi olur çünkü parti disiplini denen bir konu var” dedi.

EVET, ÇİFTE SU VERİLMİŞ ÇELİK GİBİ OLMUŞTUR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli eyalet tartışmalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın sözleri fazlasıyla yeterlidir. Bu açıklamalardan sonra tartışmayı ancak CHP veya ‘hayır’ kumpanyasının elamanları sürdürür. Zannediyorum onlar yapıyor, çünkü sabaha kadar sosyal medya hareketlenmiş. Bir an düşünelim. Sayın Cumhurbaşkanı tesis açılışı gerekçesiyle Türkiye’yi çok önemli bir programa aldı ve gezdi. Sayın Başbakan olağanüstü bir performans içerisinde gece gündüz televizyonlara çıkıyor. Bütün bunları yaparken de 18 maddenin ruhunu anlatmaya çalışıyor. Biz bunları takip ediyoruz. Biz de zaman zaman cevaplandırmaya çalışıyoruz. Bir partinin genel başkanı ve Başbakan’ı, seçilmiş Cumhurbaşkanı, ağzına eyalet sistemi almıyorsa, bunu danışman söylüyorsa, bu danışman da Cumhurbaşkanı’nın danışmanı ise aklınıza 2 soru geliyor. Bir, bundan bilgisi var mı, ben söyleyemiyorum sen söyle mi diyor, yoksa bu danışman sabote mi ediyor. ‘Bende olsa atarım’ dedim. Sayın Cumhurbaşkanı kovar, kovmaz kendi bileceği iş. Referanduma 2 gün kala üniter yapı konusunda hassasiyeti olanlar, bunları da bazı gazetelerde bazı parti yöneticileri Twitter ile de MHP’yi suçlayacak şekilde insanların kafasını karıştırmaya yönelik faaliyetleri yürütüyorlarsa açıkça söylüyorum. ‘Evet’ çifte su verilmiş çelik gibi olmuştur. Bu tür oyunlar bozulacaktır ve ‘Evet’ en çok şekilde temsil edilerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’de uygulanacaktır. Dünden bu yana ki gelişmeler ışığında bunu söylüyorum.

Bunları böyle yapıp, Twitter’da bilmem ne yaparak, sosyal medyada şunları yaparak ülkücüyü bunlar bu kadar saf, aptal mı zannediyorlar? Hiç mi düşünme sahibi değiller? Bunun arkasındaki oyunlar kimlerdir, bu tweetleri kim yapıyor, Cumhuriyet Halk Partisinden hangi milletvekilleri kimleri arıyor, kimlerle konuşuyor? Bunları bilmiyor muyuz zannediyorsunuz? Kesin olarak söylüyorum; ‘evet’ çifte su verilmiş çelik gibidir. Pazar günü kendini gösterecektir.”

“ÜLKÜCÜLERİN SORU İŞARETİ ZATEN YOK”

“Bu açıklamalardan sonra ülkücülerin bir soru işareti kalmadı mı?” sorusu üzerine Bahçeli, “Zaten yok.” değerlendirmesinde bulundu. Birçok çevreye karşı cevaben bir şeyler söylediklerini, aynı zamanda bir teşkilat yönettiklerini söyleyen Bahçeli, bazı cümlelerinin seçilmiş cümleler olduğuna işaret etti. Bahçeli, “Şimdi ‘hayır’cı olup şu ana kadar sessiz kalmış ama bu cümleden dolayı ‘Artık genel başkan da ‘hayır’dan yanadır’ diye ortaya çıkan ‘hayır’cıları tespit etmediğimi nereden biliyorsunuz?” dedi. “Size gelip konuşanları mı tespit ettiniz? Ne yaptınız?” sorusu üzerine Bahçeli, bir kişinin tam anlaşılması için kullandığı üsluba bakılması gerektiğini kaydetti.

“MHP’Yİ ANLAMAK ZOR, ANLATMAK DAHA ZOR”

“Hayır’ın kazanması halinde bundan yararlanmak isteyen unsurlar çok yönlü harekete geçer. Almanya, Hollanda, Fransa, ABD, Türkiye’deki işbirlikçiler harekete geçer, FETÖ’nün kalıntıları harekete geçer. Böyle bir fırsat ele geçer mi? Hayır çıkarsa bugünkü Cumhurbaşkanı ve hükümet 2019’a kadar görevde kalacak. Türkiye’de neler olacak, Suriye’de, Irak’ta neler olacak? Bütün bunları düşünmeyen vatan evladı olabilir mi? O sebepten dolayı ‘Evet’ diyoruz. MHP’yi anlamak çok zor. Anlatmak daha zor. Yorumlamak ise imkansız”