Dolar 32,3755
Euro 34,9680
Altın 2.325,67
BİST 9.057,86
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 19°C

“Bankaların olağandışı durumlara hazırlıkları tam”

A+
A-

Garanti Bankası Genel Müdürü Erbil: Bankaların olağandışı durumlara hazırlıkları tam

Garanti Bankası Genel Müdürü Erbil, “Bankaların likidite ile ilgili olağandışı durumlara hazırlıkları tamdır, kimsenin endişesi olmasın.” dedi.

Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil, bankacılık sektörünün sahip olduğu yabancı para likiditesinin 100 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirterek, “Bankaların likidite ile ilgili olağan dışı durumlara hazırlıkları tamdır. Dolayısıyla kimsenin bir endişesinin olmaması gerekir.” dedi.

Erbil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde yaşanan gelişmeleri akılla izah etmekte zorlandıklarını söyledi.

Erbil, “Bizim bildiğimiz prensiplere, ekonomik gerçeklere ve temellere aykırı bir piyasada dalgalanma ve fiyatlama var.” dedi.

Ekonomik olmayan, daha çok global şartlardaki değişikliklerin, global şartların yönetim şekillerinin değişmesinin, coğrafi öncelikler gibi şeylerin ön plana çıktığını ifade eden Erbil, “Bunlar ön plana çıktığında, haddinden fazla bir dalgalanmaya sebebiyet veriyor. Yaşadığımız durumu ben böyle görüyorum. Önümüzdeki günlerde stabilize olacaktır. Bu konuyla ilgili ataklar olabilir mi? Bugüne kadar yaşadıklarımız olmayacağını garanti etmiyor. Tedbirler alınacaktır. Her paydaşla bu önlemler çerçevesinde akılla izah edemediğimiz volatiliteyi bu şekilde geçireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Erbil, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) aksiyon planlarına da değinerek, şunları kaydetti:

“Öncelikler belli. Kısa vadede likidite, bilançolara etkilerinin düzenlenmesi, döviz talebi… İlk, hızla alınan tedbirler bu çerçevede… Gereksiz döviz talebini regüle edecek, bankaların olağanüstü kur seviyelerinden göreceli anlamda az etkilenmesini sağlayacak sermaye ile ilgili tedbirler, bir de piyasanın özellikle yabancı para tarafındaki likiditesinin makul düzeyde tutulması… Bundan sonra alınacak tedbirler hem bu problemleri bir şekilde tedavi edecek tedbirler olacaktır hem de ekonomiyi daha stabilize etmek, kuru normalleştirmek adına faiz vesaire gibi şeyler de zamanı geldiğinde o silah da çekilecektir.”

Erbil, bu piyasa şartlarında anormal fiyat hareketlerinin her türlü varlık sınıfını olumsuz etkilediğini aktararak, CDS’in de bunun bir parçası olduğunu, normalleşme gerçekleştiğinde CDS’te de normalleşme olmasını beklediğini söyledi.

“Biz de stres testleri yapıyoruz”

Fuat Erbil, bankaların borç çevirme ve sermaye yeterlilik oranlarına ilişkin soru üzerine, bu konuda sorun bulunmadığına işaret ederek, şunları dile getirdi:

“Sektörün sahip olduğu yabancı para likiditesi 100 milyar dolar seviyesindedir. Bankaların likidite ile ilgili olağan dışı durumlara hazırlıkları tamdır. Dolayısıyla kimsenin bir endişesinin olmaması gerekir. Bankalarımızın kısa vadede vadesi gelen borçlarının yarısı yurt dışı yerleşiklerin mevduatıdır, kalanı da bizim dışarıdan aldığımız borçlar… Biz bugüne kadar yüzde 100’ün üzerinde çevirmişiz. Hadi diyelim ki çevirme oranları göreceli anlamda düşecek. Ama rakamlara baktığımız zaman kötü senaryoda 20-30 milyarlardan bahsediyoruz.

Bu tutarları ödemeye hem likiditemiz ziyadesiyle vardır hem de yabancı para kredi arzı göreceli olarak önümüzdeki dönemde azalacağı için kaynak ihtiyacı göreceli anlamda azalıyor olacaktır. Bugün gelen kur rakamıyla baktığımız zaman bile sermaye yeterlilik oranımız yüzde 12’nin üzerindedir. Bankalarımızın ilave sermaye ihtiyacı doğmadan bu süreç kendi imkanlarıyla yönetilecektir. Hatırlatmak gerekirse 2008, 2009’larda kriz sonrası hemen hemen her Avrupa bankasının sermaye yeterlilik oranı yüzde 5’lere, 6’lara düşmüştü. Dolayısıyla tabii ki biz de stres testleri yapıyoruz. Ama mevcut durumumuz bu örneklerle kıyas edilemez.”

DenizBank Genel Müdürü Ateş: Herkesin parası ve mevduatı emniyette

DenizBank Genel Müdürü Ateş, “Herkesin parası ve mevduatı tüm bankacılık sisteminde ve emniyette.” dedi.

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, son günlerde piyasalarda yaşanan gelişmelere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, bunun spekülatif bir atak olduğunu, biraz heyecan yarattığını belirterek, hane halkına, bütün partilere ve basına duyarlı davranışları için teşekkür etti.

Türkiye’nin çok tedbirli bir şekilde bazı önlemleri küresel krizlere ve dünyada gelişebilecek olumsuz hallere karşı son 10-15 yıldır almakta olduğunu ifade eden Ateş, şunları kaydetti:

“BDDK, SPK, Hazine, Merkez Bankası bütün bankacılık sistemiyle birlikte doğru tavırları zamanında ve eş zamanlı olarak alabildi. ATM’lerimize olabildiğince efektif yükledik. Bugün itibarıyla bankacılık sisteminin kullanabileceği limit 50 milyar dolardır. Bir de 20 milyar dolar swap imkanı var. Toplamda 70 milyar dolar. Herkesin parası, mevduatı nkacılık sisteminde ve emniyette. 2001’den farklı olarak bankalar, kimse birbiriyle itişip kakışmıyor.”

Ateş, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi ile bir tereddüt oluştuğunu ama bunun karşısına hızlı şekilde Kredi Garanti Fonu’nun konulduğunu anlatarak, “20 milyar TL diye düşünülüp 250 milyar TL’ye çıktı. Problemli krediler yüzde 1’i bulmamıştır. Bu imkanlarla piyasayı rahatlatmamız gerekiyor. Bankalar sağlamdır yeter ki piyasadaki esnaf, özellikle KOBİ’ler birbirine krediyi kesmesin. Bütün kurumlar birbirine güvensin. Eskiden olan şey ile şimdi olan arasında önemli bir fark yok. Spekülatif atakların önü TCMB’nin kararlarıyla kesildi.” şeklinde konuştu.

Merkez Bankası’nın açtığı limite kimsenin saldırmadığına dikkati çeken Ateş, “Hatta hane halkımız, son derece akıllı. Benim bankamda sadece dünya kadar dövizin TL’ye döndüğü haberini alıyoruz. Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu, birlik ve beraberlik içerisinde hareket ettiği zaman gerek kamu gerek özel sektör gerek hane halkı gerekse bankacılık sektörü kimsenin sırtımızı yere getiremeyeceğini bir kez daha gösterdik.” dedi.

“Endişeye mahal olacak durum yoktur”

Ateş, gerek Türk bankacılığının gerekse özel sektördeki yurt dışından direkt borçlanabilen kurumların geri ödeme yeteneklerinin bulunduğunu belirterek, bu geçiş sürecini müteakkip zaten yeni borçlanmanın devam edeceğini, mevcutların da vadesi geldiğinde ödeneceğini söyledi.

Bu tür borçlanmaların temelinde hep ticaretin yattığını ifade eden Ateş, “Finansta ekonomiyi etkileyen çok önemli bir unsur var o da güven. Enflasyon, faiz ve kur hareketleri beklentiden ibarettir. Endişeye mahal olacak bir durum yoktur. Yeter ki bu spekülasyonlara meydan veren tarafta biz olmayalım da o anda alan-satan zarar görmesin. Ekonominin bütünü zamanı gelince sıkıntısız yürür zaten. Bunu bir krizden ziyade politik ağırlıklı bir spekülatif atak olarak değerlendirebiliriz.” diye konuştu.

Ateş, alınacak en güzel tedbirin özgüven olduğunu vurgulayarak, “Bu ülkenin de kendine güvenmek için çok fazla nedeni var.” dedi.

‘Otomobil ticaret merkezlerinde Türk lirası ile satış yapacağız’

Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu Başkanı Erkoç, “Otomobil ticaret merkezlerinde Türk lirası ile satış yapacağız.” dedi.

Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Başkanı Aydın Erkoç, “Otomobil ticaret merkezlerinde Türk lirası ile satış yapacağız.” dedi.

MASFED’e bağlı İstanbul Motorlu Araç Satıcıları Derneği’nin (İMAS) düzenlediği “Meslek Yeterlilik Belgesi” tanıtım ve teslim töreninde konuşan Erkoç, sivil toplum kuruluşlarının amacının esnafın önündeki engelleri kaldırması olduğunu söyledi.

Erkoç, sektör ile ilgili sorunların giderilmesi için her türlü gayret ve çabayı sarf ettiklerini söyledi.

Fedarasyonun kurulduğu dönemde araçlardaki taşıt alım vergisini kaldırdıklarını belirten Erkoç, “Cüzi olarak noter harçlarını da indirmiş bulunmaktayız. Bunlar STK’ların çalışmaları ile oluyor.” diye konuştu.

Mesleklerinde bir standart olmadığını, önüne gelenin araba sattığını belirten Erkoç, şunları kaydetti:

“Türkiye’de 2017 yılı raporlarına göre yılda 7 milyon araç el değiştiriyor. Bu sayı 2018’de 8 milyonu bulacak. 7 milyon aracın içerisinden sadece 1,5 milyonu bayiler ve motorlu araç alıp satan eski adıyla galerici arkadaşlar yapıyor. 1 milyonunu gerçek tüketiciler, geri kalan 3,5-4 milyonunu ayak üstü araba alıp satanlar yapıyor. Şimdi bir tarafta devletini seven, yanında insan çalıştıran, vergisini ödeyen, KDV’sini, stopajını, sosyal güvenlik bedelini ödeyen insanlar var. Diğer tarafta da devlete bir kuruş ödemeyen ofislerde, park yerlerinde araba alıp-satanlar var. Bunun önüne geçmemiz gerekiyor. Bunun için piyasaya standart getirilmesi gerekiyor.”

Erkoç, Türkiye’de yaklaşık 3,5 – 4 milyon aracın her birinden devlet 500 lira vergi alsa yıllık Maliye Bakanlığı’na 2,5 – 3 milyar lira para gireceğini belirtti.

Erkoç, “Mesleki Yeterlilik Sertifakası’nda İnşallah 2019’da uygulamalar başlayacak. Şu anda Türkiye genelinde bütün illerde sınavlara alıyoruz. Arkadaşlarımız mesleki yeterlilik belgelerini alıyorlar.” açıklamasında bulundu.

“2017 yılında ikinci el otomobil satışları 2016’ya göre yaklaşık yüzde 10 arttı”

İstanbul Motorlu Araç Satıcıları Derneği (İMAS) Başkanı Hayrettin Ertemel ise Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde her 40 kişiye 1 dernek düşerken Türkiye’de her 826 kişiye bir dernek düştüğünü belirtti.

Ertemel, “İMAS olarak kurulduğumuz Aralık 2017 tarihinden itibaren sektörümüzde birlik ve beraberliği sağlamak, sektörün çözümü olmak, mesleğin saygınlığını daha ileri taşımak adına var gücümüzle çalışıyoruz ve çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.

Ertemel, 2017 yılının ikinci el otomobil satışları 2016 yılına göre yaklaşık yüzde 10 artışla 5 milyon 200 bin adete toplam araç devirleri de 7,5 milyona ulaştığını söyledi.

Türk ekonomisinde önemli bir yere sahip olan sektörün çözüm bekleyen birçok problemi bulunduğunu belirten Ertemel, “Bunların başında kayıt dışı satış, KDV problemi, ithal araç problemi, ticari amaç ile alınan araçların satış anında sigorta zorunluluğu bulunması, stoktaki araçların MTV problemleri, hafta sonu noterlerin kapalı olması sebebi ile satış işlemi yapılamaması gelmektedir.” dedi.