ÇAKICI’YA “ÖZÜR DİLE SENİN İÇİN KÖŞKE ÇIKACAĞIM” TEKLİFİ

Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalmakta olan Alattin ÇAKICI hücre cezası ve ileri derecede KOAH hastası olmasına ve bununla ilgili sağlık kurulu raporları olmasına rağmen odası havalandırılmağı, tam anlamıyla izolasyonda tutulduğu, ve bu yaşadıklarının sebebini anlattı. Bunun sona ermesi için de kendisine skandal bir teklifte bulunulduğunu söyledi.

Bir profesör Jandarma Binbaşının ve Üsteğmenin yanında “Bana Cumhurbaşkanından özür dile senin için Köşk’e çıkacağım” dedi. “Ben haklı olduğum davada değil ondan, babam rahmetli Ali Çakıcı’dan bile özür dilemem” dedim.

YAZILI AÇIKLAMA ŞU ŞEKİLDE;
Konuyla ilgili olarak avukatı aracılığıyla UYAP üzerinden bir mektup gönderen Alattin Çakıcı, yaşananlar konusunda flaş açıklamalarda bulundu. Alattin Çakıcı hem avukatı Şerzan Sümer ve hem de kendisi adına açıklamasında şunları söyledi: “Sayın müdürüm ve cezaevi yetkililerim, müvekkilim olan Alattin Çakıcı’nın sağlık dosyasında dört ayrı ilden sağlık kurulu olduğu, dört klasör içinde bulunan 400’e yakın devlet hastaneleri, araştırma hastaneleri, her on iki hastalıkla ilgili sağlık kontrollerinde bulunmaktadır. Yüksek düzeyde Koah olduğundan her gece kapısının açılması ve temiz hava alması sağlık kurulu raporunda bellidir. Bir sağlık kurulu raporunun iki yıl geçerliliği vardır. Son sağlık kurulu raporunun ise bir buçuk yıl daha geçerliliği vardır. Uluslar arası hukukta Türkiye Cumhuriyeti anayasasında hiçbir kanun maddesinde on beş kişilik bölümde izolasyonda müvekkilimi tecrit ederek yasada olmayan çağdışı uygulamayı nefis mi yapıyorsunuz, yoksa eski cezaevi savcısı ve başsavcının emri ile mi uyguluyorsunuz? Çünkü başsavcı ve eski cezaevi savcısı Cevat gül, 5 profesörü tehdit ederek ellerinden yazılı ve imzalı kağıt alıp müvekkilin yatırılmamasını emretmişlerdir. Bakanlık araştırma komisyonu gelip fakültede böylesine bir şey yapıldı mı diye yapsalar, acaba doğruyu mu konuşacaklar? Yoksa, daha evvel korkutulduklarından böyle bir şey yok mu diyecekler?

Birinci Tıp Fakültesine gidişime engel oldular. İkinci gidişimde bir profesör Jandarma Binbaşının ve Üsteğmenin yanında “bana Cumhurbaşkanından özür dile senin için Köşk’e çıkacağım” dedi. “Ben haklı olduğum davada değil ondan, babam rahmetli Ali Çakıcı’dan bile özür dilemem” dedim. Ve şu şekilde ifade ettim: “Kimseyi sevmek zorunda değilim. Onun makamı bu milletin ve hepimizin namusudur. Devletin bekası için dik durduğu sürece bütün önyargılarımı, uğradığım haksızlıkları bir dipfrizde dondururum. Nitekim Rus uçağı düşürüldüğü zaman en ağır tepkimi, Türkiye ve Cumhurbaşkanımızın ailesini adi, şerefsiz bir şekilde itham ettiğinde Putin’e çok ağır sözlerle Cumhurbaşkanımızın ve Devletimizin yanında olduğumu, sonunda ölüm dahi olsa bu milli refleksim devletime ve milletime vatandaşlık görevimi yaptım. Bana burada DHKP-C’yi kullanarak tuzak kurmalarına rağmen hastanelere baskı yapmalarına rağmen ülkemizin terör sorunu bitene kadar güney sınırlarımız, Suriye’deki kırmızı çizgilerimiz, Ruslarla, komşularımızla hadiseler normale girene kadar devletimin yanında ayrıca siyasi iktidarın yanında olmak ve onlar dik durduğu sürece bu tavrım benim için şereftir.

Cezaevleri Genel Müdürlüğü ve onun üstü burada bana kumpas kurmak istediler. Kumpası kafalarına geçirdim. Ben hala bu cezaevinde yatmaktayım, hiçbir yere de gitmek istemiyorum. Kumpas başarısız olunca hastalıklarımı baskı ile tedavilerime engel olan Cevat Gül ve Başsavcı Muhammet Savran hastanelere F Tipi Cezaevi yetkililerine baskı uygulayarak iki aydır benim izolasyonda kalmama neden olmaktadır. On beş kişilik hücreler bölümünde tek başıma yatmaktayım. Ben can güvenliğim ile ilgili kaygı duymuyorum. Yürekleri yetiyorsa 230 kişiden adam olan beni öldürür. Nasıl olsa Ankara’dan bazı kişiler arkalarında sayın cezaevi müdürüm, bu dilekçeyi ben söylüyorum. Kendi avukatımın ağzından benim haklarımı korumak ve araması için hem kendi adıma hem avukatımın adına konuştum. İkimizin de isteği UYAP üzerinden gitmeden evvel cezaevi doktoruma sağlık nedenlerinden dolayı yasal olmayan izolasyonumla ilgili kendisine sorulup rapor tanzim edilerek bu dilekçeme işlenmesini saygılarımla arz ederim.”

İŞTE DOKTOR RAPORU
Çakıcı mektubunun son bölümünde bir de Doktor Levent Üçüncü’nün “Durum Bildirir Raporu” nu yayınladı. Raporda şu görüşlere yer verildi: “Edirne TOKİ Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak görev yapmaktayım. Salı ve Perşembe günleri öğleden sonra F Tipi Ceza İnfaz Kurumu Hekimliği yapmaktayım. Görev yaptığım Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü Alattin Çakıcı B Blok’ta 14 kişinin kalabileceği bölümde tek başına yatmaktadır. Kendisini odasında gördüğüm sırada havalandırma bahçesinin temiz olmadığını fark ettim. İleri derecede Koah hastası olan Alattin Çakıcı’nın temiz ortamda bulunması sağlığı açısından önem arz etmektedir.”

DR. LEVENT ÜÇÜNCÜ