ÇELIK’DEN, AKP PARAYLA MITINGE IŞÇI GÖTÜREBILIR ŞOKU…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile CHP’li Özel arasında “miting” tartışması yaşandı. CHP’li vekil şaşkınlığını gizleyemedi.

Geçtiğimiz günlerde Soma’daki özel bir maden şirketinde çıkan yangın sonrasında bir işçinin hayatını kaybetmesi üzerine, derhal olay yerinde incelemelerde bulunan CHP Manisa Milletvekilleri konuyu Meclis gündeminde tutmaya devam ediyor. Geçmişte de konuyla ilgili birçok soru önergesi veren CHP’li vekiller bu sefer de bir araştırma önergesi hazırladılar. CHP’li üç milletvekilinin de ayrı ayrı imzalarının bulunduğu araştırma önergesi dün Meclis’e sunuldu.

Meydana gelen iş kazalarının ve yaşanan ölümlerin sorumluları ile nedenlerinin araştırılması amacıyla Mecliste bir Araştırma Komisyonu Kurulması istemiyle verilen önergede CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in aynı maden ocağında geçtiğimiz sene meydana gelen kazaların ardından sorduğu soru önergesine Bakanlık tarafından verilen cevaba da yer verildi.

Özel’in Soru Önergesine Gelen Cevapta Bakanlık: “Faaliyetlerin Durdurulmasına Gerek Yok” dedi

Çelik, özel’in soru önergesine Mart 2013’te verdiği yanıtta kömür ocağına son 7 yılda 10 kez denetleme yapıldığını, bu denetlemelerde işyerinde 66 adet kusur tespit ettiklerini bildirdi. Çelik, 12-14 Eylül 2011’deki teftişte 14 noksanın tespit edilmesi nedeniyle işyerinin kapatıldığını, 1 ay sonra ise işyerinin yeniden faaliyete başladığını ifade etti.
Yine gelen cevapta, söz konusu maden ocağında 5-16 Ekim 2012 tarihlerinde yapılan teftiş sonucunda bazı eksikliklerin giderildiği, 14.11.2012 tarihinde yapılan denetimler sonrasında ise ruhsat sahibine uyarı cezası yazıldığı ancak “yangınların meydana geldiği alanlarda üretim faaliyetleri sonlandırılarak başka alanlarda gerekli önlemler alınması, can ve mal emniyeti açısından tetkik tarihinde tehlikeli bir durum bulunmaması nedeniyle üretim faaliyetlerinin durdurulmasına gerek duyulmadığı” ifade edildi.

10 Kez Denetlendi Ama Üretim Durdurulmadı
Bakanlık tarafından 2005, 2007, 2008, 2010, 2011 ve 2012 tarihlerinde olmak üzere toplam 10 teftiş yapıldığı ve çeşitli noksanlıkların tespit edildiği ve şirkete idari para cezasının kesildiği ifade edilse de üretim faaliyetleri durdurulmadığı, verilen cevapta yer aldı.

Maden Ocakları Hata Kabul Etmez!
20 Ekim 2013 tarihinde meydana gelen yangında bir işçinin daha ölmesi üzerine, yapılan denetimlerin yetersiz olduğunu vurgulayan CHP Manisa Milletvekilleri ise, dün Meclis’e verdikleri araştırma önergesinde; maden ocaklarının hata kabul etmeyen, ağır ve tehlikeli işler sınıfına girdiğini ve yapılan teftişlerde bulunan her noksanlığın oldukça önemli olduğunu vurguladı. Yapılan teftişler sonucunda kesilen idari para cezalarının iş kazalarına engel olmadığının, mevcut denetim yollarının yetersiz kaldığının ve yaşanan iş kazalarının ölümle sonuçlandığının da altını çizen vekiller, örnek olarak Soma’da yaşanan son olayı bir kez daha hatırlattılar.

Partilerin Ortak Paydada Buluşması Gerekiyor
Araştırma önergesinde Meclis tarafından konuya el konularak yapılacak bir araştırmanın bundan sonra maden ocaklarında olabilecek iş kazalarının önüne geçilmesi ve tüm partilerin ortak paydada konuya duyarlılık göstermesi açısından son derece önemli olduğu da ifade edildi.

“PARASI VERİLİRSE MADEN İŞÇİSİ MİTİNGE GÖTÜRÜLEBİLİR”

Tartışma Genel Kurul’da da sürerken, Çalışma Bakanı’nın ilginç ifadeleri tutanaklara şöyle yansıdı:

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başbakanın mitingine, işçilere “Hem burada var olacaksınız hem günlük bir yevmiye daha alacaksınız.” deyip, maden işçilerini Başbakanın mitingine götürüp, onları bir askerî nizam içinde miting alanına dizip, sonra Başbakan “Somalı işçiler burada.” deyince toplu hâlde sarı baretleriyle Başbakanı selamlatan maden şirketinin sahibine “yandaş” denmezse nasıl bir yaklaşımda bulunulabilir? Ben bunu sormak istiyorum. Ve patlamaların, ihmallerin görmezden gelindiği şirketin de bu şirket olduğunun bir kez daha altını çiziyorum.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Bir özel şirket sahibinin bir siyasi parti mensubu olması yanlış bir şey midir, bunu anlamakta zorlanıyorum. Yani bir vatandaş siyasi partiye üye olamaz mı? Bir vatandaş bir siyasi partiye gönül vermiş ise işçisine izin verip, ücretini verip götüremez mi? Bu, Cumhuriyet Halk Partisi için de geçerlidir, AK PARTİ için de geçerlidir. Yani kamudan mı bahsediyorsun, ben anlayamadım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ben pes diyorum, pes diyorum!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Nasıl “pes” diyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Pes! Pes!

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Yani vatandaşlar siyasi partiye üye olamazlar mı, siyasi partiye gönül veremezler mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Pes diyorum, pes!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Müsaade edin.
Ben, bahsettiğiniz, Soma’daki işletmenin ne sahibini biliyorum ne sahibini tanıyorum. Ama siz diyorsunuz ki: “Soma’daki bir özel şirketin sahibi siyasi partiye üye olamaz, partiye gönül veremez.”

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Onu söylemiyorum.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Yani, o zaman 1 milyon 529 bin işletmemize siyasi yasak getirelim, kimse siyasetle uğraşmasın. Böyle bir mantık olabilir mi?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – İşçileri toplu hâlde mitinge götürüyor. Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakan, lütfen şaka yaptığınızı söyleyin çünkü Türkiye Cumhuriyetinin bir sayın bakanından “Evet, bir iş yeri sahibi parasını ödedikten sonra işçiyi kendi mensubu olduğu siyasi partinin mitingine götürdü.” demek gerçekten bu çağda kabul edilebilecek bir şey değil. Siz Çalışma Bakanısınız, köleyle işçinin farkını bilirsiniz. O işçiler asla ve asla siyasi figüran değiller. Alınlarının terini ekmeklerine tuz eyleyen, yeryüzü sıcak olsun diye o soğuk madene inen onurlu işçiler onlar. O işçiler kimsenin siyasi hedeflerinin, propagandasının parçası olmak için o madende çalışmıyorlar.

Kaldı ki, diyelim ki yolda kaza geçirdiler. Onların iş yeri kodu ve görev kodları yer altı çalışması, yolda geçirdikleri kazadan sonra iş kazasından sayacak mısınız, tazminatlarını verecek misiniz, onların hastanedeki bakımlarını o sigorta kapsamında sağlayabilecek misiniz? Böyle bir yaklaşım olur mu Sayın Bakan?

sözcü