Dolar 32,3639
Euro 34,9576
Altın 2.325,43
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

ÇÖZÜM SÜRECİ!

15/11/2014 15:23 | Son Güncellenme: 14/05/2019 04:33
A+
A-

Sıkça vurguladığım üzere AQP iktidarı başımıza tebelleş olduğu günden itibaren net olarak şu meşum politikayı izlemektedir. Yani sürekli uydurdukları meselelerle önce toplumu yormak, bezgin hale getirmek, ardından algılarıyla ve (en tehlikelisi) milli duygularıyla oynamak suretiyle onları adeta kıpırdayamaz hale getirmek üzerine yürütmektedir.

 

Bu politikayı izlerken tıpkı meşhur kurbağa örneğinde olduğu üzere, yavaş yavaş ısıtıp pelte kıvamına dönüştürerek milleti gayri milli hain politikalarını kabule hazır noktasına kadar getirmektedir. Bu meyanda Türk milletinin sinir uçlarını çeşitli PİAR çalışmalarıyla törpülemekte ve öldürücü darbeyi vurmak üzere adeta pusuda beklemektedir…

 

Değerli okurlar, biliniz ki bu söylediklerimin bilfiil yaşanmakta olması nedeniyle yadsınamaz bir gerçektir…

 

“AQP hükümetleri gayri milli politikalar izlemektedir” dedik.. Bunun sayısız örnekleri mevcuttur ve geriye dönük olarak yazılarımız okunduğunda görüleceği üzere bunu da sürekli vurguladık. Bu bağlamda bırakın bunları açıklamayı, son 12 yıldır izledikleri çirkin siyaseti maddeler halinde sıralasak bile buraya sığmaz ve neredeyse bir kitabı doldurur…

 

İşte bunlardan bir tanesi vede en tehlikelisi, çeşitli adlandırmaların ardından PKK terör örgütüyle mutabık kaldıkları ve adına da “çözüm süreci” dedikleri; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temeline dinamit koymaya odaklı son icraatlarıdır.

 

Arkadaş kimse karnından konuşup durmasın! Bu “çözüm süreci” dediğiniz nedir, neyi veya neleri kapsamaktadır?

 

Açıkça ve mertçe çıkıp söyleyin…

 

“Kimse karnından konuşmasın” derken bu cümlenin aslında muhatapları bellidir. Yine de bazılarını şöyle bir sayacak olursak. Erdoğan milletinin en tepeye çıkarttığı muhterem başta olmak üzere, Beşir Ağa, özenle yetiştirilip korunan Fidan ve yukarıdakinin gölgesi ile (belki belki olaydan yeni haberdar olan!) TSK’nın başına özel olarak atanan Başkomutan vekili zat…

 

Şuna emin olunki bu yeni adlandırmaya muhatap sürecin net içeriğini ne AQP’nin bakanları, ne milletvekilleri ne de hükümetten aldığı güçle televizyon televizyon gezip kulağına üfleneni konuşan (güya gazeteci) selvi namlı borazanlar, bilgin sanlı akademisyen akıl daneler. Artistliği, aktörlüğü bir yana itip; sağlanan imkânlar karşılığı hükümetin senaryolarında rol oynamaya hevesli sözüm ona sanatçılar veya bunlara öykünenlerin de bunu bildiğini zannetmiyorum…

 

Zaten bu kurşun askerlerin bilmek gibi bir amaçları da yok. Çünkü onlar adına düşünen, onlar adına konuşan ve onlar adına karar veren tek bir adam var. O adam her şeyi biliyor, her şeyi düşünüyor ve her şeyi yapıyor, her şeye yetiyor!

 

Hazır beyni kiraya verip, bedenin konuşmaya veya yazmaya lazım olan uzuvlarını da O adamın emrine külliyen tahsis etmişken. Ne gerek var, değil mi? “Allah’ın kullarına verdiği en önemli yeti olan kısmi iradeyi kullanmaya.. Yüce Rabbimin ilk emri olan “ikra” ya yani okumaya veya aklı kullanmaya ne gerek var değil mi?!!

 

Beri taraftan Türk milletinin çoğu da yukarıda saydığım malum sebeplerden dolayı “çözüm süreci” nedir, ne değildir bilmiyor kanaatindeyiz.

 

Burada haklı olarak şöyle bir soru akla gelebilir.

“Madem açıklamıyorlar veya sır gibi saklıyorlar da siz nereden biliyorsunuz?”

 

Bu sorunun cevabı basit bir akıl yürütmeyle belli olmakla birlikte net olarak açıklamak üzere maddeler halinde sıralayacak olursak.

 

-Çok şükür biz Yüce Allah(c.c)’ın bize verdiği en büyük nimet olan “aklı”mızı kullanıyoruz, olayları ve sonuçları sorgulayıp ince eleyip, sık dokuyarak analiz ediyoruz.

 

-Beynimizi birilerine kiraya vermiyoruz.

 

-Faydalı fikirler üretmek üzere, ortak aklı devreye sokarak çeşitli istişarelerde bulunup; Türk milletinin ve Türk devletinin hayrına olacak milli politikalar üretiyoruz…

 

Dedikten sonra nasıl anlayıp bildiğimizi de sıralayalım.

 

-Başta da söylediğim üzere AQP hükümetlerinin ve ona baş olan zatların şimdiye kadar (şer hükmündeki) yaptıkları yapacaklarının teminatı olduğu için..

 

-Yine uygulamalarına bakarak, en tepedeki zat ve onun peşine takılan siyasi kadronun şahsi menfaatlerini her şeyin üzerinde tuttuklarını gördüğümüz için..

 

-Son 12 seneki icraatlarına bakıp, iktidar partisi ve kadrolarının gayri milli politika yürütmek, hatta karaya bile “ak” demeye gönüllü teşne olduklarını gözlemlediğimiz için..

 

-İktidar kanadındakiler açık açık söylemeseler bile, muhatap alıp aynı masa etrafında müzakereye oturdukları; başta terörist başı olmak üzere, meclisteki uzantıları, Kandil’deki terör yuvasından tehditler savuran, Mehmetçik, Polis, Memur, korucu ve bebekler dâhil bölge halkını acımasızca katleden güruhun elemanlarının yaptıkları eylem ve söylemlere bakarak..

 

-Ve yine katıldığı konferanslarda veya televizyonlarda programları bütünüyle işgal eden, sık sık söz keserek başkalarına söz hakkı bırakmayan. Prof. Dr. Mithat Sancar gibi, yumuşak başlı ve fikir adamı kılığında gözüken, ancak sürekli zehir kusan ve bölücülerin önemli öncülerinden olan bazılarının; öyle satır aralarında sokuşturdukları laflarından falan değil. Bizatihi aleni ve gerçek manasıyla üstüne üstüne bastırarak sarf ettikleri sözlerini dikkatlice dinlediğimiz için..

 

Biliyoruz.

 

Üstüne üstlük ismini zikrettiğimiz bu adamı ve izinden gidenlerin söylediklerine şöyle bir dikkatlice bakarsak;

Yurdumuzun bir parçası için; ayrı bir dil, ayrı bir bayrak istediklerini açıkça görebiliriz…

 

İşte bütün bu gelişmeler sonrası, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti sevdalıları olarak biz. Bu proje veya adı her neyse, gerçekleştirilmek istenilen hadisenin bir çözüm değil, aksine bir çözülme süreci olduğunu. Bu maksatla; Osmanlı’nın son demleri ile Cumhuriyetin ilk yıllarında vuku bulan ve 2002’de beli kırılıp kıpırdayamaz hale getirilen, ancak AQP eliyle yeniden ivme kazanan dış destekli bölücü isyanların, çok tehlikelere gebe olarak bir kez daha tezahürü olduğunu düşünüyoruz…

 

Bu projelerin hayata geçmesi durumunda Kuzey Irak’tan sonra bin yıllık Türk toprağı olan Güneydoğumuzda ayrı bir bayrağın açılacağını, buradakileri ve Musul’daki, Kerkük’teki, Telafer’deki kısacası bütünüyle Türkmen elindeki soydaşlarımızı acı-zulüm ve sürgünlerin beklediğini şimdiden söylemek için kahin olmaya gerek yoktur..

 

Başta da söyledik, AQP ve yönetimi zaten bu maksada yönelik olarak, başımıza sardırılmış olup, içerdeki ve dışarıdaki şer güçler eliyle sürekli desteklenmektedir.

 

Şimdi bu sözlerimi sert, eleştirilerimin dozunu yüksek bulanlar olacaktır.

 

Varsın olsun!..

 

Ayakta uyuyanları kendine getirmek için bazen bu tavır çok gereklidir, hatta geç bile kalınmıştır…

 

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız..