Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cum 15°C
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 20°C

CUMHURİYET KAMUFLAJLI KARŞI CUMHURİYETÇİLİK

27/08/2016 11:10 | Son Güncellenme: 26/10/2016 17:21
A+
A-

Yönlendirme ciddi bir kelimedir. Sakın öneme almazlık yapmayın.

Strafor’u hepiniz bilirsiniz. CIA’nin gayri resmi yayın organıdır.

Keza, Debka Files sitesi de Mossad için benzeri işlevde bulunur.

Geçmişte, Akşam Gazetesi’nin MİT’in sesi olduğu gibisinden…

Biliyorum ki, Amerika’da ve İsrail’de uygulanan yöntemler, Türkiye’de uygulanmıyor sanmıyorsunuz. Belki bu konuda netlik sahibi olmayan arkadaşlarımız olabilir diye aşağıdaki detaylara değinmek istedim.

İslam’ın ve Müslümanlığın dejenere edilmesi için, batı merkezli küresel elit, Radikal islamistler ve Ilımlı islamistler olarak tanımlanan klanlar yarattı. Radikal islamistler için İngiltere tandanslı Ku Klux Klan metodlarını uygun görürken, Ilımlı islamistler için de Protestan masonluk benzeri yöntemler ile İslam’a ve Müslümanlığa karşı aleni fakat gözle görünmeyen bir savaş açtı.

Birçok islamist Müslüman’ın hala idrak edemediği gibi…

İslam’a açılan savaşın temel nedeni ise Türkler idi.

Çünkü gayet iyi biliyorlardı ki, Türk’leri Anadolu’dan çıkarmadan, İslam’a karşı başlatacakları savaşı kazanmaları mümkün değildi.

Üstelik bugün değil, 1800’lu yılların ortalarında Londra’da, Gladstone kabinesinin karargâh olarak belirlendiği bu harekât, hala bugüne kadar sür(dürül)mekte. Bazen sıcak savaş, bazen soğuk savaş, bazen de psikolojik savaş olarak Türkiye’nin karşısına çıkmakta.

Medya, beyin kontrolü ve buna bağlı olarak “yönlendirme” operasyonlarının tetikçileri, konuların detaylarına önem vermeyen insanlar üzerinde harıl harıl üstlenmiş oldukları misyonları sürdürmekteler.

Bunu yaparlarken de, asla ve katiyetle amaçlarına yönelik fikirlerini açık ve net olarak sunmamakta, bilakis, kullanmakta oldukları yöntemler ile savunmakta oldukları görüşleri antipatikleştirme ve karşıt görüşlerin ihtiyaç duyduğu mühimmatı sağlama gayretindedir.

Tepkiyi güçlendirecek etkiyi oluşturmak için çalışmaktalar da denilebilir.

Örneklemek gerekirse, Mehmet Metiner’in AKP’ye ve Tayyip Erdoğan’a yönelik övgülerinin, AKP ve Tayyip Erdoğan için ne derece tepki ve antipati topladığı hususunu hatırlatabiliriz.

İstihbarat birimleri de bu yönde çalışmalar sürdürür.

Fakat küçük bir farkla…

İstihbarat birimleri bu yöntemleri cehaletleri ile süslemezler, ağzından çıkanı duymazlığın getirisi olan patavatsızlıkları nedeni ile sergilemezler abesle iştigal eden yorumlarını…

Onlar profesyonelce çalışır, planlı ve programlı bir şekilde “överken yermek” taktiklerini kullanırlar ve de gayet başarılı olurlar.

Atatürkçülük adı altında bulunulan din ve dindar saldırganlığı, yobazlar için nasıl ki emsalsiz bir hazine ise, aynı şekilde radikal islamizm savunusu altında bulunulan gericilik akimi da batili, Türk ve İslam düşmanları için de, o derecede önemli bir hazinedir.

Eğer ki beyinden geçenleri okuyabilecek bir alet icat edilmiş olsa, bu alete bağlayacağınız bazı Atatürkçülerin, aslinda milli değerleri yıkmak, küresel politikaları oturtmak, Yeni Dünya Düzeni olarak tanımlanan küresel sömürü sistemini oturtmak misyonu üstlenmiş etki ajanları, algı operatörleri olduklarını görebilirsiniz.

Keza Radikal İslam’ı savunan misyonerleri de bu alete bağladığınız zaman, aslında bahsi geçen misyonerlerin Müslüman bile olmadığı, aksine İslam’a yönelik küresel bir antipati toplamak, Hıristiyan Müslüman savaşını başlatmak için batılı  güçlerin elinde haklı gerekçeler oluşturmak amacı ile çalışan profesyonel ajanlar olduğunu görebileceksinizdir.

Armageddon sonrasında kurulması planlanan Yeni Dunya Düzeni’nin oluşması için atılan temellerde çalışan “ameleler, çıraklar, ustalar ve üstatlar” olduklarını da görebileceksinizdir.

Neyse, konuyu dağıtmayayım…

Cumhuriyet Gazetesi’ne bakıyordum.

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin giriştiği, IŞID ve PYD’nin çekilmesi sonrasında, bölgenin güvenliğinin sağlanmış olmasını adeta üzüntü ile aktarmakta oldukları haberleri ve makaleleri okudum.

Bir an için şaşırdım ve acaba Özgür Gündem’i mi okuyorum diye baktım ama yanılmadığımı gördüm. Cumhuriyet Gazetesi başlığı altında sergileniyordu PKK ve PYD propagandası içerikli paylaşımlar.

1940’li yıllarda koyu bir Alman hayranı, Nazi sempatizanı Cumhuriyet Gazetesi, yakın geçmişte Sovyetler yanlısı sosyalist görüşler ile karşımıza çıkarken, bugün de batılı enerji kartellerinin Suriye’nin kuzeyinde, Kürd Koridoru adı verilerek kamufle edilen, batılı dev enerji şirketlerinin sahiplendiği Katar ve Suudi Arabistan’ın enerji hatlarını Akdeniz’e indirmek için oluşturmayı planladıkları tampon bölgeyi savunur görünümde.

Hatta görünümde değil, savunmakta demek daha doğru olur.

İlginçtir ki, Türkiye’de kendisini aydın olarak tanımlayan çoğu doktoralı cahiller, hala bu gazeteyi Atatürkçü, anti emperyalist, batılı  dev enerji kartellerinin karşısında işçinin emekçinin hakkini savunan görüşlere sahip bir yayın organı sanmaktadır.

Teşbihte hata olmazmış derler…

Bence, eski genel yayın yönetmenleri Can Dündar ne kadar cesaret ve öz güven timsali ise, Cumhuriyet Gazetesi de o derece Atatürkçü, anti emperyalist ve işçinin emekçinin hakkini savunan bir medya kurulusudur.

Makaleme başlarken, bazı medya kuruluşlarının ve internet sitelerinin hangi ülkelerin istihbarat birimlerinin sesi olduğu, onların propagandaları doğrultusundaki yayınları, haber niteliğinde sunduğu, gerçek amaçlarının haber akımı sağlamak değil, beyin kontrolüne dayalı psikolojik harp taktikleri ile toplumları “yönlendirmek” olduğu konusuna değinmiş ve Almanya’nın istihbarat servisi BND’nin kullanmakta olduğu medya kuruluşları ve internet sitelerine değinmemiştim.

Üstünkörü geçmek istemediğimdendi…

Detaylandırmak istedim.

Guşen Yediç

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
02/08/2020 15:30
02/03/2020 21:31
20/11/2019 04:05