Dolar 32,3592
Euro 34,9986
Altın 2.324,57
BİST 9.143,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

DEMİRTAŞ: “BİZİ KURBANLIK KOYUN SEÇERLERSE SONUÇLARINA KATLANIRLAR”

A+
A-

HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekilleri Ertuğrul Kürkcü, Selma Irmak ve Sırrı Süreyya Önder’in dokunulmazlık dosyası, TBMM Başkanlığına sunuldu.

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş, Van Milletvekili Figen Yüksekdağ, Hakkari Milletvekili Selma Irmak ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi, TBMM Başkanlığı tarafından Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’na sevk edildi.

Dosya, “gelen kağıtlar” içinde de yer aldı.

Bu dosya ile birlikte Meclise gelen dokunulmazlık dosyası sayısı 453’e ulaştı.

DEMİRTAŞ’TAN DOKUNULMAZLIK AÇIKLAMASI

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisi ve partisinden 4 milletvekiliyle ilgili fezlekelerin TBMM Başkanlığı’na gönderilmesiyle ilgili olarak, “Fezleke gitme prosedürü zaten budur. Bugüne kadarki bütün fezelekeler bu şekilde Meclis’e gitti. Adalet Bakanlığı, Başbakanlık, oradan da parlamentoya gider. Biz milletvekillerimizle birlikte bir tek örgüte üyeyiz o da Halkların Demokratik Partisi’dir. Başka da hiç bir örgüte üye olmadık, olsaydık da hiç korkmadan söylerdik” dedi.

Diyarbakır’da DBP, DTK, HDK başkanları ile birlikte 21 Mart’taki Nevruz programıyla ilgili konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kendisi, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Hakkari Milletvekili Selma Irmak hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılmasını içeren fezlekelerin TBMM Başkanlığı’na gönderilmesini değerlendirdi.

FEZLEKELERİN MECLİS’E GİTMESİ NORMAL PROSEDÜR

Fezlekelerin Meclis’e gitme prosedürünün zaten bu şekilde olduğunu belirten Demirtaş, “Bugüne kadar ki bütün fezelekeler bu şekilde Meclis’e gitti. Adalet Bakanlığı, Başbakanlık, oradan da Parlamentoya gider. İlk defa fezleke parlamentoya gitmiş değil. Yüzlerce fezlekemiz aynı prosedür işletilerek Meclis’e gitmiş durumda. Ama ne hikmektse özellikle AKP grubu bu fezlekeleri biraz daha öne çıkarmak istiyor. Yoksa AKP’lilerin fezlekesi de aynı yöntemle Meclis’e geliyor. Parlamentoda karma komisyon kurulursa, komisyona sevk edilirse ancak ilk defa olağanüstü bir duruma geçilmiş olacak. Yapılır mı, yapılmaz mı? önümüzdeki günlerde göreceğiz” dedi.

“BİR TEK ÖRGÜTE ÜYESİZ, O DA HDP’DİR”

Kendilerinin tek bir örgüte üye olduğunu, o örgütün de HDP olduğunu belirten Selahattin Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biz milletvekillerimizle birlikte bir tek örgüte üyeyiz o da Halkların Demokratik Partisi’dir. Başka da hiç bir örgüte üye olmadık, olsaydık da hiç korkmadan söylerdik. Bugüne kadar fikirlerimiz, düşüncelerimiz neyse kamuoyu önünde açıkça ifade ettik. Doğrusu dokunulmazlıkların kaldırılmasını HDP vekilleri açısından arzu etmeyiz. Bu sadece bizim için değil. Kişisel bir kaygımız ya da korkumuz olduğu için değil. Ama, Türkiye’nin zaten barış arayışı, demokrasi, özgürlük arayışı var. Bütün bu arayışlara çok büyük bir darbe vurulmuş olacak. Gerçekten dokunulmazlıklardan rahatsızsa milletvekilleri 550 milletvekilinin de kaldırılmasına biz evet oyu vermeye hazırız. Bütün milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılırsa HDP grubu 59 kişiyle evet oyu vereceğiz.”

BİZİ KURBANLIK KOYUN SEÇERLERSE SONUÇLARINA KATLANIRLAR

Kendilerinin kurbanlık koyun olarak seçilmesine izin vermeyeceklerini de kaydeden Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer kurbanlık koyun seçip, hırsızlık yapmış, yolsuzluk yapmış, rüşvet yemiş, her türlü yüz kızartıcı suçu işlemiş olanlar parlamentoda eğer dokunulmazlığın arkasına saklanacaklarsa ve fikirlerimizden dolayı, sadece konuşmalarımızdan dolayı bizi kurbanlık koyun seçme konusunda bir tavır içine gireceklerse, sonuçlarına biz değil kendileri katlanacaklar. Bizi cezaeviyle, zindanlarla tehdit edenler kusura bakmasınlar, bunlar hayatlarında cezaevlerinin yakınına bile gitmemiş, cezaevi denince tüyleri diken diken olan pısırık, korkak kişilerdir. Bizim grubumuzun yarısı zaten hayatlarının yarısından fazlasını cezaevinde geçirmiş insanlardır. Bizler cezaevi kapısında büyüdük. Bizim ikinci evimizdir. Kusura bakmayın cezaevi ile bizi korkutmaya, ölümle tehdit etmeye çalışmayın. Bunlar demokratik bir toplumda demokratik bir parlamenter işleyişte, parlamentoya yakışmayan, milletvekillerine, başbakanlara yakışmayan tutum ve davranışlardır. Ayıptır her şeyden önce. Kendi korkunuzu ele veriyor. Biz bu tür şeylerden korkmayız. Ama şundan korkarız. Dokunulmazlıkların kaldırılması geçmişte de denendi. Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan bu arkadaşların tamamı uzun yıllar zindana atıldı. Kim kazandı, ne kazandı, geri dönüp baksınlar. Tek bir kişi boyun eğdi mi? Tek bir kişi onlara teslim oldu mu? Ne oldu sonuç itibariyle. 80 kişi ile geri döndük parlamentoya girdik biz. Bu işler böyledir. Dolayısıyla biz kendi korkumuz, kaygımız için değil, ülkemizin halklarımızın geleceğiyle ilgili kaygı duyduğumuz için dokunulmazlık mevzusuna bu şekilde intikamvari siyasi linç ve siyasi rövanş anlayışıyla yaklaşılmasın isteriz.”

NEVRUZU ‘DİRENEREK KAZANACAĞIZ’ ŞİARIYLA KARŞILIYORUZ

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, nevruz kutlamalarını ‘direnerek kazanacağız’ şiarıyla karşıladıklarını; son 3 yıldaki nevruzların Abdullah Öcalan’ın barış, çözüm süreci ve ateşkes mesajlarıyla birlikte domino etkisi yaratan ciddi, siyasal nevruzlara dönüştüğünü söyledi. Bu sürecin iyi değerlendirilmediğini savunan Demirtaş, şöyle dedi:

“Eğer ki geçen yıllar iyi değerlendirilmiş olsaydı, bugün eminim ki bambaşka bir Türkiye’ye, bambaşka bir Ortadoğu’ya hep birlikte adım atmış olacaktık. Bugün cenazeleri saymak, ölümlerin bilançosunu tutmak ve her gün Türkiye’nin her yerinde Kürt’üyle, Türk’üyle insanlarımızın cenazesini kaldırmak yerine eminim ki, bütün bu cennet gibi toprakları, bütün bu cennet gibi ülkemizi barış adası haline getirmiş olacaktık. Maalesef değerlendirilemedi. Hükümet halen o günlerin hesabını, neden adım atılmadığı, neden gereği yapılmadığı konusunda öz eleştirel yaklaşmak yerine halen kendisi dışında herkesi suçlayarak ve herkese düşmanlık bakış açısıyla saldıran yeni bir süreci sürdürmektedir. Maalesef AKP bırakın kendi çıkarlarını feda etmeyi, ülkenin çıkarlarını feda ederek bütün Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almış.”

Selahattin Demirtaş, nevruzu bir taziye, bir yas havasıyla karşılamayacaklarını, büyük bir coşku ile karşılayacaklarını belirterek, “Nevruz taziye değil, nevruz yeni bir yaşama adım atmanın umududur. Yeni bir özgürlük yolunun açmanın umududur. Ve her şeyden önce zalimlere karşı tam da direnişin sembolüdür. Biz bu yıl bu nedenle nevruzu direnerek kazanacağız şiarıyla karşılıyoruz” dedi. Türkiye’nin 82 ayrı merkezinde nevruz kutlamaları yapacaklarını anlatan Demirtaş, şunları söyledi:

“Bütün arkadaşlarımız şu ana kadar başvurularını yaptılar. İznini tertip komitesi tarafından talep edilen ve önceden belirlenen, bugüne kadar da kutlama yaptığımız meydanlarda nevruz kutlamaları için başvuru yapıldı. Şu ana kadar herhangi bir sorun yaşanmış değil. Umut ediyorum ki her yıl olduğu gibi yine disiplinli ve tertip komitesine verilen izin çerçevesinde bir nevruzu karşılayacağız. Elbetteki öncelikle Diyarbakır’da, Amed’de kutlanan nevuz merkezi nevruz olarak ayın 21’de kutlanılacak ve hazırlıklar bu çerçevede yürütülecek. Ama bu yıl özellikle Cizre ve Silopi’de yapılan yıkım ve katliamlar ve oraya dayatılan insansızlaştırma yaklaşımına karşı son nevruz kutlamamızı ayın 22’sinde tek bir yerde Cizre’de gerçekleştireceğiz. Program ayın 17’sinde başlayacak ve 5 gün boyunca son günde Cizre’de olacak şekilde toplam 6 gün nevruz kutlamaları gerçekleştirilecek.”

“ÖCALAN MEKTUBU VAR MI?”

Gazetecilerin bu yıl ki nevruz kutlamalarında Abdullah Öcalan’nın bir mesajı olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine Demirtaş, şunları söyledi:

“Geçen nevruzlarda hatırlanırsa öyle bi gelişi güzel ve aniden ortaya çıkan bir İmralı mektubu, Sayın Öcalan mesajı yoktu. Bunun bir görüşme trafiği vardı, bir diyalog süreci vardı, bir uzlaşma vardı. Hatta burada okunan mektupların çoğu üçü de hatta hükümetle, devlet yetkilileriyle ortaklaşılan metinlerdi burada okundu. Ve hiçbiri öyle kimsenin beklemediği bir anda ortaya çıkan mektuplar değildi. Şimdi Diyarbakır nevruzuna 10, 11 gün var. Ortada ne diyalog var, ne bir müzakereye dair işaret var. Bırakın onları her gün katilam var. Ve bir yıla yakındır İmralı’da tecrit var. Hiç kimse görüşemiyor. Şimdi böyle bir ortamda İmralı’da bir mektubun geleceğini beklemek saflık olur. Yani hiçbir görüşme ve temas yokken bizim bildiğimiz en küçük bir gelişme yokken oradan işte bir mektup gelecek demek saflık olur. Ama kendisi bir mektup ulaştırmak isterse bütün bu tecride, diyalogsuzluğa ve hükümetin bu tutumuna rağmen kendisi bir mektup ulaştırmak isterse ve Adalet Bakanlığı buna izin verirse, tabi bizler buradan onur ve memnuniyet duyarız. Mektubu, mesajı ne ise de biz nevruza yetiştiririz. Ama şu anda konuşulan veya bizlerin hakim olduğu bizlerin bilgisi dahilinde olan İmralı’yla ilgili hiçbir gelişme yoktur. Bunun net bilinmesi lazım.”

dha