DIŞ MÜDAHALE

O yabancı güçler, şer odakları, paralel devlet, devlete müdahale edenler, o kahrolası dış güçler…

Sen ‘hiçbir şey’ iken Beyaz Saray’da kabul edildiğinde onların etkisi yoktu(!)

2001 ekonomik krizinde bunların parmağı yoktu(!)

Irak, Ortadoğu ve Kıbrıs’ı müzakere konusu etmeyen ‘Bahçeli’yi, hükümet dışında nasıl bırakırız’ hesaplarının yapıldığı yıllarda bunlar daha zuhur etmemişti(!)

2002’de Genç Partinin seçimlere girmesi için Hasan Celal Güzel’in Yeniden Doğuş Partisinin ele geçirilmesi operasyonu ise kesinlikle dış güçlere mâledilemeyecek kadar masum bir politika hamlesiydi.

O Genç Partinin o devasa bütçesi ile girdiği seçimde (2002 genel seçimlerinde) aldığı %8’e yakın oyla AKP’nin tek başına iktidarının önünü açması, bizim paranoyamızın bir netice okuması sadece.

2003 yılında çiçeği burnunda hükümetin ilk ciddi sınavı olan Irak tezkeresi, önce geçti, sonra geçirilmedi… Türkiye, K.Irak’taki gücünü Barzani’ye bu vesile ile devrederken paralel devlet miydi, 36. paraleli Barzani’ye devreden…

Ortadoğu’nun diktatör lakin anti emperyalist liderlerini devirirken ‘kat’i surette batı müdahalesine müsaade etmeyiz’ açıklamaları… ve bombalanan Ortadoğu, Arap Baharı şemsiyesinin o coğrafyaya girip açılmasıyla yeniden dağılmadı mı?

Ergenekon, Balyoz derken dağıttığın milli ordunun bugünkü ‘itibarsız’ vaziyeti, o şer odaklarının işi değil(!) elbette…

Barzani ile Apo’yu aynı platforma çağırıp, bölgenin güçlü İsrail’inin temelini atarken ‘antisemitist’ olmadığını açıklamanda paralel devlet etkisi elbette yoktu (!)

Bilmem kaçıncı kabinen, kaçıncı bakanlar kurulun… Biz biliyoruz ki (!), bunları yalnızca sen atadın…

Saymakla bitmeyecek onca işin var, içtimai hayata dönük, ekonomik, siyasi, adli ve askeri… iç ve dış politika mevzuu…

Bütün bunlarda şu cümleyi görebiliyor muyuz; ‘Türkiye’nin iç ve dış işlerine dış müdahale kabul edilemez’.

Evet bugünkü gündem belki bir müdahale, lakin sen tutulacak kadar temiz değilsin artık…

Filhakika böyle geldin, böyle gideceksin…