Dolar 32,3639
Euro 34,9576
Altın 2.325,43
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

DÜN İDAM ÇIĞLIKLARI ATANLAR BUGÜN TERÖRE YOL AÇIYOR

A+
A-

ismailozdemir

Dün idam çığlıkları atanlar bugün teröre yol açıyor

AKP’nin 2. Habur hadisesi olarak değerlendirilen ancak Habur’dan daha da aşağılık görüntülerin sergilendiği Diyarbakır’daki 3 kadın PKK’lı için toplanan kalabalığın hali ve yaptıkları Türkiye’nin gerçekte nasıl bir sürece sokulduğunun, ihanetin hangi boyutlara ulaşabileceğini açıkça görmemize vesile olmuştur.

Bu sürece gelinceye kadar gerek 2005 yılında başlatılan açılımda gerekse bugünlerdeki İmralı canisi ile yürütülen pazarlıklarda AKP’nin neyi hedeflediği, neyi planladığı, ne için uğraştığı, görüşmelerin içeriğinde neler olduğuna dair hiçbir bilginin kamuoyuna AKP tarafından verilmemiş olması açıkça; AKP iktidarının Türk Milleti’nin asla kabul etmeyeceği ve fakat PKK’nın taleplerinin kabul gördüğü bir anlayışı benimsediği algısının yayılmasına vesile olmuştur. Bundan da zaten bizlerin zerre kadar bir şüphesi bulunmamaktadır.

İçerisinde bulunduğumuz dönem ve sonrası ile ilgili AKP kanadından hala herhangi bir açıklama gelmezken pazarlık masasına oturulan ve taleplerinin AKP tarafından hayata geçirilmesi için çalışılan PKK’dan ilginç bir açıklama geldi. PKK adına bu açıklamayı, PKK’ya yakınlığı ile bilinen bir internet sitesine yapan Murat Karayalçın’dı. Ona göre PKK’nın silahlı mücadeleden vaz geçmesi birçok sebeple mümkün değilmiş, zira bugünlere gelinen süreçte silahlı mücadele olmamış olsaymış, PKK’nın bugünlerdeki gibi ciddiye alınması mümkün olmazmış! Açıklamanın bir diğer bölümündeyse bakın terör örgütü PKK’nın bir diğer elebaşısı AKP ile görüşmeleri için ne demiş: “AKP ile görüşmeler Kasım (2012) ayından itibaren başlamıştır.”

Dolayısıyla, bu açıklamayla beraber açıkça 2012 yılının Kasım ayının AKP-PKK-İmralı yakınlaşmasının temellerinin atıldığı, kamuoyunun bugünlerde yaşanılan ihanet yüklü görüntüler için uygun kıvama getirildiği bir dönem olduğu karşımıza çıkmaktadır.

Ancak aynı döneme ilişkin AKP iktidarının söylemleri ise bambaşka bir çerçevede şekillenmekteydi.

Tarih 3 Kasım 2012, AKP 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı Kızılcahamam: Başbakan Erdoğan, cezaevlerindeki açlık grevleriyle ilgili olarak, ”Siz bunu bize şantaja dönüştürmeyin. Çünkü biz, sizin söylemenizle bu tür eylemi yapmanızla terörist başını oradan çıkartıp evine göndermeyiz. Yok böyle bir şey. Bu ülkede on binlerce insanın ölümüne vesile olan bir terörist başına idam verilmiştir ama bu ülke, birilerinin bazı malum yerlerin baskılarıyla idamı dahi kaldırmıştır. İdamı kaldırmak suretiyle şu anda İmralı’da yatmaktadır. Şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında idam yeniden gelsin diyor. Çünkü öldürülenin yakınlarının canı yanıyor. Diğeri işte gidiyor kebap partilerinde gününü gün ediyor” demişti.

Erdoğan 5 gün sonra ise Bali’de yaptığı konuşmada ise “Şu anda Avrupa’da idam kalktı ama Amerika’da kalktı mı, Japonya’da kalktı mı, Çin’de kalktı mı? Demek ki yeri geldiği zaman idamın bir haklılık sebebi de var ” ifadelerini söyledi.

Bu açıklamaların yapıldığı günlerde İmralı canisi için idam çığlıkları atan Başbakan Erdoğan meğerse İmralı’nın yolunu tutup, orada kurdukları pazarlık masalarında Türkiye’nin bölünme ve ayrışma sürecinde İmralı’dan yeni yol haritalarını ediniyormuş. Gelecek günler yani bugün içerisinde bulunduğumuz ve teröristlerin masum gösterilmeye çalışıldığı, göndere çekili halde olan Türk bayraklarının indirilip yerlerine PKK paçavralarının asıldığı dönem içinse toplumdan yükselecek tepkileri dindirebilmek için her zaman sarıldığı ikiyüzlü siyasi manevralarından bir yenisini daha yapıyormuş.

Diğer taraftan BDP’nin, AKP ve İmralı canisiyle birlikte ortak yürüttüğü sürece katılmalarının önemine vurgu yaparken bakın 4 Aralık 2012 tarihinde ne söylemiş: “Bu olanlar karşısında BDP ne yapıyor. Aleni şekilde bu alçakça döngünün değirmenine su taşıyor. Dağı adres olarak gösteriyor terörü adeta kutsuyorlar. Terörün diliyle konuşarak gençlerin kanının akıtılmasına ortak oluyorlar. Cesetlerini istismar edecek kadar insanlıktan çıktılar. Yeri geliyor güvenlik güçlerine hakaret etmekten şiddet uygulamaktan geri durmuyorlar. İşte en son gittiler kameralar önünde milletin önünde eli kanlı teröristle kucaklaşmak gibi bir densizlik sergilediler.”

Bu sözlerle birlikte Başbakan Erdoğan, BDP’li milletvekillerinin PKK’lı teröristlerle kucaklaşmalarına Türk Milleti’nin tepki gösterdiğini ifade ederek, bunu kabul edilemez olarak değerlendirmişti.

Halbuki aynı Başbakan bugünlerde BDP’lileri kast ederek “terörün siyasi uzantılarıda dikkate alınmalıdır” diyebilmektedir ve Paris’te öldürülen 3 PKK’lı terörist için Diyarbakır’daki “devlete meydan okur tarzda görüntü vererek” toplanan kalabalığın neler yapacağını, teröristleri cesaretlendirip onlara umut vaat ederken Türk Milleti’ni nasıl kandıracaklarını BDP’liler ile birlikte planlamıştır.

Aslında Başbakan Erdoğan’ın bu haline Türk Milleti oldukça alışkındır. Bu tarzdaki davranışlarının aynısını Oslo süreci devam ederkende yaptığı hala hafızalardaki yerini korumaktadır. Bir tarafta Kayseri’de partisinin düzenlediği mitingde PKK ile görüşmeyi “şerefsizlik ve alçaklık” olarak değerlendirirken, Oslo’ya gönderdiği temsilcileri vasıtasıyla teröristlerle buluşup, Türkiye’nin (daha doğrusu Kürdistan’ın!) geleceğine yönelik planlar yaptıran ve İmralı canisi ile ülkeye ve bölgeye dair %95 aynı vizyonda olduğu mesajını iletende bizzat Başbakan Erdoğan’ın kendisiydi.

Türkiye bu derecede kıvrak ve kaypak tarzda siyaset yapan bir başka siyasi parti ve iktidar görmemiştir. Dün söylediğini bugün inkâr eden, yalanı sıkıştıkları her fırsatta sığınılacak tek liman olarak gören bir başka zihniyete daha Türk Milleti bugüne kadar rastlamamıştır. Dolayısıyla AKP iktidarının PKK konusunda söylediklerine değil, neler yaptıklarına ve bu yaptıklarında da Türk Milleti’ne ne derecede büyük zarar verdiğine dikkat etmek gerekir.

AKP ile Türkiye’nin geçirdiği her gün Türk Milleti’nin sonunun hazırlandığı ve bölücülerin amaçlarına biraz daha yaklaştığı bir dönem olarak karşımızda durmaktadır.

Yukarıda ifade ettiğim cümleleri sanki hiç söylememiş gibi bugün İmralı canisi ve PKK’lı teröristlerle buluşup, bunu da terörün bitmesi e PKK’nın silah bırakması adına yaptıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan ve AKP iktidarının samimiyetinden sizce söz edilebilir mi?

İSMAİL ÖZDEMİR/ ORTADOĞU