Dolar 32,3404
Euro 35,0988
Altın 2.239,16
BİST 8.807,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
9°C
Hafif Yağmurlu
Çar 11°C
Per 11°C
Cum 13°C
Cts 14°C

Dünya ülkelerinin terör aşkı Türk düşmanlığının ürünüdür

18/10/2019 15:38
A+
A-

İmam-ı Şafi’ye sordular: “Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?” Dedi ki: “Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.”

Dünya ülkelerinin terör aşkı Türk düşmanlığının ürünüdür

Türk cumhurbaşkanı kürsüden haykırıyor “Bizi arayan dünya ülkelerinin hepsi harekatı durdurun diyor. Ancak bir tanesi sivil ve askeri Şehitlerimiz için bir taziyede bulunmamışlardır ve bu kara bir leke olarak hafızalarımıza not ettik. Sanki nato üyesi biz değilde terör örgütü üyeymiş gibi tavır aldılar.” diyor.

Bu açıklama aslında Dünya ülkelerinin her birinin bir terör sevici olduğunun ve terör örgütlerinin bu haçlı torunu ve uşağı olan tasmalı müslüman ülkelerinin arkasında olduğunun bir göstergesi ve ispatı olarak tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Dünya, barış demokrasi savunuculuğu yapmakta medyatik olmasına rağmen perde arkasında Terör sevici olarak yoldaşı terörist olanın teröristliği de kabul ettiği görülmektedir. Dünyanın Türk düşmanlığı aslında bilinç altında biriktirdiği kinin tarihsel yansımasıdır.

İmam-ı Şafi’ye sordular: “Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?” Dedi ki: “Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.”


Bugün geldiğimiz notaya bakın Türk milletini hafife alan dünya, Türk askerinin gücünü hafife alarak söylediklerimizi ciddiye almayarak açık bir şekilde terör gruplarına tırlar dolusu silah yardımına devam ettiler ve sonunda Türk devleti göbeğimizi kendimiz keseriz diyerek en iyi yaptığı şeyi Topraklarını savunma noktasında ki becerisini alan uygulamış zalime cellat, mazluma şefkat olmuştur. Bu durum dünyanın terör sevici faşist ve kapitalist ruhlu ülkelerini telaş sarmış, topu birden medya üzerinden Türk devletine saldırmış zehirli oklarını, zehirli dillerini Türk devletine doğru atmışlar ve bir yığın yalan haber ve resimlerle durdurmaya çalışmışlardır. Bunlar olmayınca da apar topar kurmaylarını ülkemize göndererek bir anlaşma uzlaşma arayışına girmişlerdir. Türk devleti, anlaşma maddelerine bakıldığında dik duruşundan taviz vermemiş ve belki yüz yıldır ilk deva diplomatik anlaşmada kazanç sağlamış ve geri adım atmadan şartsız teröristlerin güvenli bölgeden çekilmesini istemiştir ve bu anlaşmaya yansımıştır.


Aslında Türk devletinin duruşu Türkmen beyi Başkurt MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 17 ocak 2019 yapmış olduğu açıklamada çizilmişti. Başkurt, “Şayet güvenli bölge tamamen Türkiyenin kontrolünde olacaksa diyeceğimiz bir şey yoktur Ancak ABDnin yazdığı senoryaya kanıp terör örgütlerine göz yumacaksak herkesi uyarıyorum ki bugüne kadar yaptıklarımızın üzeri bir kalemde silinecektir. Demişti.

Biz tarih boyunca hep mazlumun yanında zalimin karşısında olmuş bir milletiz asla zalime boyun eğmedik, günümüzün adıyla teröre yani Dünya haçlı ülkelerinin türettiği teröristlerle anlaşmadık anlaşmayacağız. Ve siz Dünya ülkeleri terör seviciler eninde sonunda sizde Türk milletinin imanı ve gücü karşısında boyun eğecek ve bölgemizde süper güç olduğumuzu kabul edeceksiniz.

Dün varılan 13 maddelik anlaşmada herşey nettir 5 gün içinde güvenli bölgede silahlar bırakılarak terk edilecek ve operasyon sonlandırılacak yoksa… kaldığımız yerden devam eder gerekirse komple Suriye’ye adalet getiririz.

13 madde şu şekilde:

  1. Türkiye ve ABD, iki yakın NATO üyesi olarak bu ilişkilerini teyid eder. ABD, Türkiye’nin güney sınırına dair meşru güvenlik kaygılarını anlar.
  2. Türkiye ve ABD, kuzeydoğu Suriye başta olmak üzere sahadaki gelişmelerin, ortak çıkarlar temelinde daha yakın eşgüdüm gerektirdiğini kabul eder.
  3. Türkiye ve ABD “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” anlayışıyla, NATO topraklarını ve halklarını tüm tehditlere karşı koruma taahhütlerini muhafaza eder.
  4. Her iki ülke, insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yineler.
  5. Türkiye ve ABD, Suriye’nin kuzeydoğusunda DEAŞ’la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlıdır. Bu, önceden DEAŞ kontrolünde olan alanlarda yaşayıp yerinden edilen şahıslar ile alıkoyma merkezleri hususlarında uygun şekilde gerçekleştirilecek eşgüdümü de içerir.
  6. Türkiye ve ABD, terörle mücadele harekatlarının yalnızca terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereci hedef alması gerektiği üzerine mutabık kalır.
  7. Türk tarafı Türk kuvvetleri tarafından kontrol edilen güvenli bölgedeki tüm meskun mahal (güvenli bölge) sakinlerinin dirliği ve güvenliğini sağlayacağını taahhüt eder, sivillerin ve sivil altyapının zarar görmemesi için azami dikkati göstereceğini vurgular.
  8. Her iki ülke Suriye’nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğüne ve Suriye ihtilafını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına uygun şekilde sonlandırmayı hedefleyen, BM öncülüğündeki siyasi sürece olan bağlılıklarını yineler.
  9. Her iki taraf Türkiye’nin, YPG ağır silahlarının toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi dahil, milli güvenlik kaygılarının giderilmesini teminen bir güvenli bölge kurulmasının devam eden önemi ve işlevselliğinde mutabık kalır.
  10. Güvenli bölge, evvelemirde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolünde olacak ve her iki taraf, güvenli bölgenin her veçhesiyle uygulanmasında eşgüdümü artıracaktır.
  11. Türk tarafı Barış Pınarı Harekatı’na, güvenli bölgeden YPG’nin 120 saat içinde geri çekilmelerini teminen ara verecektir. Barış Pınarı Harekatı, bu geri çekilmenin tamamlanmasını müteakip durdurulacaktır.
  12. Barış Pınarı Harekatı’na ara verildiğinde ABD, Blocking Property and Suspending Entry of Certain Persons Contributing to the Situation in Syria başlıklı 14 Ekim 2019 tarihli Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen yaptırımlara ilavelerini getirmeme ve Kongre nezdinde uygun şekilde çalışmalar ve istişareler yürüterek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye’de barış ve güvenliğin teminine dönük kaydedilen ilerlemenin altını çizmek hususunda mutabık kalır. Barış Pınarı Harekatı 11. paragraf uyarınca durdurulduğunda, yukarıda bahsigeçen Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır.
  13. Her iki taraf bu açıklamada kaydedilen tüm hedeflerin uygulanması için birlikte çalışma taahhüdünde bulunmaktadır.

Karaca Hasan