Dolar 32,5161
Euro 34,7218
Altın 2.501,57
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Yağmurlu
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 23°C

ERDOĞAN 15 ILIN DAHA ADAYINI AÇIKLADI

ERDOĞAN 15 ILIN DAHA ADAYINI AÇIKLADI
03/12/2013 15:33
A+
A-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, 15 ilin daha belediye başkan adayını açıkladı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İnsanlara derilerinin renginden, etnik kökenlerinden, dillerinden, ekonomik durumlarından dolayı farklı nazarla bakmak ne kadar faşizm, ne kadar ırkçılıksa, insanlara yaratılıştan sonra veya sonradan oluşmuş birtakım engeller nedeniyle farklı bakmak da o kadar faşizmdir, o kadar ırkçılıktır” dedi.

Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugünün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olduğunu anımsattı. Erdoğan, bugünün, Türkiye ve dünyadaki tüm engelliler için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Her insanın farklı yaratıldığını ifade eden Erdoğan, her insanın parmak izi, yüzü, tavrı, edası, duygu ve düşüncesiyle diğerinden farklı olduğunu söyledi. Erdoğan, her insan, her canın, Allah tarafından yaratıldığını, O’nun takdiriyle vücut bulduğunu anlattı.

Erdoğan, standart bir insan tanımının asla yapılamayacağını dile getirerek, bu tanımı yapmanın, insanları hangi kritere göre olursa olsun, yaratılış özellikleri üzerinden tasnife tabi tutmanın, en başta yaradana saygısızlık olduğunu kaydetti.

Kadın ve erkek arasında ayrımcılığın, insani değerlere olduğu kadar dini değerlere de tamamen aykırı olduğunu belirten Erdoğan, “Zengin ile yoksul, doğulu ile batılı, beyaz ile siyah, uzun ile kısa arasında ayırım yapmak, vicdani değerlere olduğu kadar İslami değerlere de taban tabana aykırıdır. İnsanlara derilerinin renginden, etnik kökenlerinden, dillerinden, ekonomik durumlarından dolayı farklı nazarla bakmak ne kadar faşizm, ne kadar ırkçılıksa, insanlara yaratılıştan sonra veya sonradan oluşmuş bir takım engeller nedeniyle farklı bakmak da o kadar faşizmdir, o kadar ırkçılıktır” diye konuştu.

-“Normal, anormal insan yoktur, can vardır”

“Normal ya da anormal insan yoktur, insan vardır, can vardır” diyen Erdoğan, insanlar arasında hiçbir ayırımı bugüne kadar kabul etmediklerini kaydetti.

Erdoğan, “Partimizi kurduğumuz andan itibaren bu değişmez ilkemizi Yunus Emre’nin şu muhteşem dizeleriyle özellikle ifade ettik; yaradılanı severim, yaradandan ötürü. Bir başka öğüdünde Yunus şunu söylüyor: Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir. İşte bu anlayış bizim insan nazarımızı, insana bakış çerçevemizi çizen anlayıştır” dedi.

Her alanda ihmalleri ortadan kaldırırken, Türkiye’yi her alanda normalleştirirken, engelliler için de daha yaşanabilir ülke, şehirler, sokaklar, binalar inşa etmenin mücadelesi içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, 2005’te ilk engelli kanununu, kendilerinin çıkardığını anlattı.

Erdoğan, 2010’da yaptıkları değişiklikle, engelliler için yapılacak düzenlemelerin eşitlik ilkesini bozmayacağını anayasa hükmüne bağladıklarını dile getirdi. Erdoğan, 2013’te yaptıkları düzenlemeyle yasa ve mevzuattaki engellileri rahatsız eden ifadeleri çıkardıklarını, engellilerin eğitimine özel önem verdiklerini belirtti.

-“Engelliler konusundaki istismarları ortada”

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özel eğitim kurumlarında, özel eğitim ve kaynaştırma sınıflarında engelli öğrenci sayısı – buraları özellikle söylüyorum. Çünkü birilerinin, bu işlerde nasıl istismar yaptığını ortaya koymamız lazım. Bugüne kadar gelen iktidarların engelliler konusundaki istismarları ortadadır. Bunu ülkemdeki tüm engelli kardeşlerime, ailelerine özellikle tekraren duyurmak istiyorum – 2002’de 53 bin kişiydi. Şu anda bu sayı 231 bin kişiye ulaştı. Engelli kardeşlerimizi okullara ücretsiz taşımaya başladık, şu anda 46 bin kişiyi okullara ücretsiz taşıyoruz. İstihdam noktasında önemli adımlar attık. 2002’de kamuda 5 bin 777 engelli çalışıyordu, şu anda 32 bine çıktı. 2002’de kamu ve özel sektörde işçi kadrosunda yılda 10 bin engelli istihdam edilirken 2013’de 35 bin kişiyi geçmiş durumda. ‘Engelliden öğretmen olmaz’ diyorlardı. Biz bu yanlışı ortadan kaldırdık, engelli kardeşlerimizden de artık öğretmen ataması yapmaya başladık. Şu anda bin 312 engelli kardeşimiz öğretmen olarak atandı, son derece mutlu, hayat dolu şekilde görevlerine başladılar.

Maaşlar konusunda da çok önemli artışlar yaptık. 2002’de bir engelli kardeşimiz ayda 24 lira maaş alıyordu, şu anda engellilik durumuna göre 564 lira 725 lira arasında ödeme yapıyoruz. Engelli kardeşlerimizin bazılarının bakımı sabır istiyor. Bu noktada da aileleri rahatlatmanın mücadelesinde olduk. 2007’de evde bakım aylığı uygulaması başlattık. O yıl engelli kardeşlerimizin ailelerine aylık 403 lira ödemeye başladık. Şu anda 703 lira ödüyoruz. 11 yıl önce 30 engelliye bir bakım elamanı düşüyordu, şu anda 6 engelliye bir bakım elemanı hizmet veriyor. Vergiden emekliliğe kadar bir çok alanda hem engelli kardeşlerimize hem annelerine kolaylıklar sağladık. Bunlar, engelli kardeşlerimiz için yaptıklarımızın sadece bir kısmı. İnşallah daha da fazlasını yapmaya devam edeceğiz. Her türlü ayrımcılığı, her türlü engeli ortadan kaldıracağız.”

-“Yeter ki gönüller engelli olmasın”

Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkez binasının, engelliler için baştan sona yeniden düzenlenerek, engelsiz bina haline getirildiğine işaret etti. Erdoğan, kamuda bu düzenlemeleri daha fazla yapacaklarını kaydetti.

Belediye başkanlarının yönettikleri şehirleri engelsiz hale getirmelerinin en büyük arzuları olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun için projeler, vizyon oluşturmaya devam edeceklerini bildirdi. Erdoğan, sözlerini, “Her türlü ayrımcılığı inşallah bu şeklide kaldırmış olacağız. Yeter ki gönüller engelli olmasın. İnşallah her engel aşılır, hep birlikte bunları aşacağız” diye sürdürdü.

-“İhracatta rekor”

Başbakan Erdoğan, ekonomiye ilişkin iki önemli rekoru da paylaşmak istediğini belirtti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 2013 Kasım ayı ihracat rakamlarını açıkladığını anımsatan Erdoğan, Kasım’da ihracatın, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,8 oranında artarak 13 milyar 798 milyon dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi. Erdoğan, bu rakamın, cumhuriyet tarihi boyunca tek bir ayda yapılan en yüksek ihracat rakamı olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin, ihracatta aylık bazda cumhuriyet tarihinin rekorunu kaydettiğini belirtti.

Erdoğan, Aralık’ta olağanüstü durum olmazsa, küresel kriz ortamına rağmen Türkiye’nin yıllık ihracatta gerileme yaşamayan, ihracatını muhafaza edebilen nadir ülkelerden biri olacağını ifade etti.

-“Tüm zamanların en yüksek rakamı”

Bir başka önemli rekoru da Merkez Bankası rezervlerinde kaydettiklerini vurgulayan Erdoğan, “2002’de Merkez Bankası rezervlerini, 27,5 milyar dolar olarak aldık. Merkez Bankası döviz rezervimiz bu yılın Mart ayında, 135 milyar dolara ulaşarak, tarihinin en yüksek rakamına ulaştı. Şu anda ise Merkez Bankası döviz rezervimiz 135 milyar 328 milyon dolara ulaştı. Bu rakam, tüm zamanların en yüksek rakamı. Bu güzel gelişme de ülkemize, milletimize hayırlı olsun” görüşünü dile getirdi.

Erdoğan, 28 Kasım’daTüketici Kanunu’nun, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini anımsatarak, “Bu yeni kanunla vatandaşımızın, müşterinin haklarını daha geniş ve adil şekilde koruma altına alıyor, hak arama yollarını da bu vesileyle geliştiriyoruz, genişletiyoruz. Tüketicilerin, haklarını aramaları için mutlaka mahkemeye gitmelerine gerek bırakmayacak, onlara ilave külfetler getirmeyecek mekanizmalar oluşturulan bu kanun da ülkemizde ve milletimize hayırlı olsun” dedi.

-47 adayın tanıtımı

Erdoğan, hafta sonunda Muğla ve ilçelerinde 205 milyon liralık eser ve hizmetin resmi açılışını gerçekleştirdiklerini anlattı. Erdoğan, bu hafta sonu da Trakya’da olacaklarını, toplu açılışlar yapacaklarını dile getirdi.

Yerel seçimlerde adayların tanıtımını, belli takvim içinde açıklamaya başladıklarına işaret eden Erdoğan, geçen haftaki grup toplantısında 10 ilin adayını tanıttıklarını anımsattı. Erdoğan, cuma günü genişletilmiş il başkanları toplantısında 21 adayı açıkladıklarını, Muğla’da teşkilatla yaptıkları toplantıda Muğla adayını tanıttıklarını, böylece 32 ilin aday tanıtımını gerçekleştirdiklerini bildirdi. Erdoğan, bugün grup toplantısında açıklayacakları 15 ille, açıkladıkları aday sayısının 47’ye ulaşacağını belirtti.

Erdoğan, perşembe günü İstanbul’da aday tanıtım toplantısında, bazı adayların tanıtımını yapacaklarını dile getirdi. Erdoğan, kademe kademe bütün büyükşehir, il, ilçe, belde adayları, il genel meclisi, belediye meclis üyesi adaylarını ilan ederek, tam kadro sahaya çıkmış olarak, seçim çalışmalarını sürdüreceklerini vurguladı.

Kasım itibariyle hükümette 11 yıllarını doldurduklarına işaret eden Erdoğan, “Türkiye’ye iz bırakacak, milletimizin gönlünde inşallah silinmez bir mevki teşkil edecek eserler ortaya koyduk. 11 yıl boyunca gece gündüz çalışarak, bütün Türkiye’yi, dünyanın bir çok ülkesini dolaşarak, ülkemizi büyütmenin, milletimizin refahını çoğaltmanın mücadelesini verdik. Iğdır’dan Muğla’ya, Hakkari’den Edirne’ye kadar 780 bin kilometrekarenin tamamında en ücra yerleşim birimlerinden büyükşehirlerimize kadar nefes alınıp verilen her yerde eserler inşa ettik” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kurtuluş Savaşı günlerinde Ankara’nın Polatlı ilçesinden top sesleri gelirken TBMM’nin vazifesini bihakkın yerine getirdiğini belirterek, “Bugün de sermayesini, manşetlerini, kışkırtmalarını adeta bir kurşun gibi Meclis’in üzerine çevirenlere rağmen Meclis’in ve siyasetin saygınlığından taviz vermeyeceğiz” dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, iktidarları boyunca yaptıkları tüm bu eserlerin yanında AK Parti Hükümetleri olarak Türkiye’nin istikbalini çok yakından ilgilendiren bir önemli hizmeti de gerçekleştirdiklerini söyledi. “Esasen bu hizmet, bizim diğer tüm hizmetlerimiz kadar önemli hizmettir. Hatta belki de bugüne kadar ortaya koyduğumuz eserler arasında en önemlilerinden biridir” diyen Erdoğan, 11 yıl boyunca milli iradenin güç kazanması, milli iradenin sadece güç kazanması değil, tüm süreçlere tam anlamıyla hakim olması için en yoğun ve kapsamlı mücadeleyi verdiklerini kaydetti.

Erdoğan, “Çok büyük projeler inşa edebilirsiniz ;okullar, hastaneler, yollar, barajlar kurabilirsiniz, ekonomiyi büyütebilir, dış politikada ülkenizi aktif bir durma getirebilirsiniz. Ancak tüm bunları yapmaktan daha ö nemli olan; bu inşa ve imar sürecini devamlı kılmak, yeni sarsılmaz bir istikrarı ülkenize kazandırmaktır. Asıl yapılması gerekli olan budur” diye konuştu.

-“Biz hepimiz faniyiz”

Bir zihniyet devrimini, bir fikri dönüşümü gerçekleştirmek, reform ve kalkınma süreçlerini istikrarlı ve sürdürülebilir hale getirmenin, ortaya konulması gereken en büyük eser olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

” Biz hepimiz faniyiz ama bu ülke, inşallah insanlık var oldukça var olacak, bu millet dünya var oldukça inşallah var olacaktır. Eğer biz ebediyete göçtüğümüzde arkamızdaki eserler de göçüp gidiyorsa, bu sağlam bir zemin inşa edilmemiş demektir. Zemin sağlam değilse üzerindeki yapının, eserin hiçbir anlamı yoktur. Biz bir yandan Türkiye’ye büyük eserler bırakırken, bir yandan da bu eserlerin kalıcı olması ve yenilerini eklenebilmesi için sağlam zeminde inşa etmenin mücadelesini verdik, veriyoruz. Bu sağlam zemin, hiç kuşkusuz milli iradenin özgür ve bağımsız şekilde tecellisidir. Şunu arık herkesin bilmesi, anlaması ve kabullenmesi gerekiyor; millet gayri mümeyyiz değildir. Yani millet, kendi kararını kendisi vermekten, kendi istikametini kendisi çizmekten aciz değildir.

Milletin vesayete ve vasilere hiç ama hiç ihtiyacı yoktur. Hatırlayın, bu ülkede bir dönem tek parti, yani CHP hiçbir eleştiriyi, öneriyi, tavsiyeyi dikkate almadan, hiçbir feryadı duymadan, hiçbir itiraza kulak vermeden ülke yönetmiştir. Millete ‘siz bilmezsiniz, siz anlamazsınız’ denilmiştir. Millete, ‘devlet yönetmek önemli iştir’ diyerek hiçbir konuda karar hakkı tanınmamıştı. Hala halkına ‘bidon kafalı’ diyen bunlardır. Milletin de bir fikri, sözü, feraseti olduğu kabul edilmemiş, hiç dikkate alınmamıştır. 1950-1960 arasındaki çok partili demokratik dönem, 27 Mayıs müdahalesiyle rafa kaldırılırken aslında millete aynı hakaret yapılmıştır. Millete ‘siz beceremediniz, siz yapamadınız’, böyle dediler. 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997’de aynı şekilde millet tahkir edilmiş, milletin kararı, tercihi ve hatta milletin bizatihi kendisi yok sayılmıştır. Milleti yok sayan, sadece tek parti dönemi, sadece müdahale dönemleri değildir. Çok partili dönemlerde, demokrasi dönemlerinde kimi çeteler, kimi karanlık odaklar, kimi zümre ve gruplar, bazı sermaye çevreleri ve bazı medya kuruluşları millete aynı tahkir edici nazarla bakmış, milletin kararına dudak bükmüştür. Bunlar hükümetler kurmuşlardır, bunlar hükümetleri istedikleri zaman değiştirmişlerdir.”

-“Bu da bize nasip oldu”

Gazi Mustafa Kemal’in daha İlk Meclis açılırken 22 Nisan 1920’de Misak-ı Milli sınırları içindeki yetkili makamlara çektiği telgrafı çok sık hatırladığını ve hatırlattığını anlatan Erdoğan, bu telgrafın önemli olduğunu ve TBMM’nin ne olduğunu, neden açıkladığını en kısa ve öz şekilde anlatan ifadelere sahip olduğunu vurguladı.

Erdoğan, “Diyor ki Gazi Mustafa Kemal, ’23 Nisan 1920’den itibaren bütün sivil ve askeri makamların, bütün milletin başvuracağı merci TBMM olacaktır.’ Evet daha en baştan Türkiye’ye istikamet çizecek en önemli mercinin Meclis olacağı ifade ediliyor. Milleti temsil eden, millet adına orada bulanan, millet adına karar veren vekillerin Türkiye’nin istikametini tayin edeceği ifade ediliyor. Meclis’in her türlü sivil ve askeri makamların üzerinde olduğu daha en başta ve güçlü şekilde ifade ediliyor. İşte bu salon, Türkiye’de ikili yapı olduğunda burası da Senato’ydu. Biz şu anda Senato Salonu’nda AK Parti Grubu olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu da bize nasip oldu” diye konuştu.

-“Milli iradeye en fazla sahip çıkması gereken TBMM’dir”

Erdoğan, demokrasilerde sivil toplum, dernek, vakıf, sendika ve medyanın çok önemli olduğunu belirterek, ” Onlar eleştirilerini yaparlar, tavsiyelerini ortaya koyarlar, meşru ve demokratik çerçevede istek ve taleplerini dile getirirler ama hakaret edemezler. Nihayetinde karar verecek olan TBMM, milletin seçtiği vekillerdir, o vekillerin tayin ettiği hükümetlerdir. Meclisi de hükümetleri de teşkil eden, ona görev veren millettir. Millet beğendiğini orada tutar, beğenmediğini de alaşağı eder. İşte bu anlayış, bu kültür sarsılmaz şekilde var olmalı ve korunmalıdır” şeklinde konuştu.

– “Meclis, iradesini güç odaklarına teslim edemez”

Milli iradeye, sandığa, demokrasiye en fazla sahip çıkması gerekenin bizzat TBMM’nin kendisi olduğunu kaydeden Erdoğan, milli iradeyi güçlendirme noktasında TBMM’nin saygınlığını en üst seviyede korumak zorunda olduğunu söyledi. Meclis içindeki her bir vekil ve siyasi partinin saygınlığını en üst düzeyde koruması ve mili iradeye en güçlü şekilde sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer bir vekil veya bir siyasi parti, yetkinin kendisinde değil, Meclis dışındaki güçlerde olduğuna inanıyorsa, Meclis dışından medet umuyorsa, o vekil veya siyasi parti en başta kendisini inkar etmiş olur. Yani milli iradeye, demokrasiye, sandığa sadece iktidar partisi değil, aynı oranda, aynı samimiyetle ve aynı kararlılıkla muhalefet partileri de sahip çıkmalıdır. İktidar partisinin milletin tamamına duyduğu güveni, muhalefet partileri de duymalıdır, duymak zorundadır. İktidar patisinin milli iradeyi güçlendirmek için ortaya koyduğu gayreti, muhalefet partileri de samimi şekilde desteklemelidir. Milletten başka, sandıktan başka karar mercileri aramak; Türkiye’nin bugününe, özellikle de yarınına yapılmış en büyük haksızlık olacaktır. Meclis, iradesini Meclis dışındaki güç odaklarına teslim edemez. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Medya Meclis’in yerine geçemez, baskı grupları Meclis’in yerine geçemez, sermaye Meclis’in yerin geçemez, özellikle çeteler, mafyatik örgütler, karanlık suç örgütleri kendisini Meclis’in yerine koyamaz, kendilerini Meclis’in üzerinde göremez, millet adına karar veremez.

Geçmişte Türkiye’de milli irade, Meclis’in saygınlığını ve siyasetçinin itimadını defalarca sarsmıştır. Ama biz 11 yıl boyunca buna hiçbir şekilde müsaade etmedik, bundan sonra da Allah’ın izniyle müsaade etmeyeceğiz. Hiçbir gücün Meclis’e, siyasetçiye ve milli iradeye boyun eğdirmesine izin vermeyeceğiz, göz yummayacağız. Kurtuluş Savaşı günlerinde Ankara’nın Polatlı ilçesinden top sesleri gelirken TBMM vazifesini bihakkın yerine getirmişti. Bugün de sermayesini, manşetlerini, kışkırtmalarını adeta bir kurşun gibi Meclis’in üzerine çevirenlere rağmen Meclis’in ve siyasetin saygınlığından taviz vermeyeceğiz. Türkiye’nin her meselesinin çözüm yeri TBMM’dir, her meselenin çözüm aracı siyasettir; ne eli silahlı terör örgütleri, ne çeteler, ne manşetler ne de sermaye çevreleri hiçbir şart altında Meclis’in ve siyasetçinin çözüm iradesini gasp edemezler. Biz siyasetçiler, milletvekilleri, Başbakan, bakanlar olarak milletin emanetini omuzlarımızda taşıyoruz. Milletin kendisi dışında bir gücün Türkiye’ye istikamet çizmesine göz yumanlar, Allah korusun milletin emanetine ihanet ederler. Kirli komplolardan, sokak hareketlerinden, terörist saldırılarından, yurt içinde ve dışında yazılan senaryolardan medet umanlar milletin emanetine ihanet ederler. Tekrar ediyorum; her meselenin çözüm yeri TBMM’dir, her meselenin çözüm aracı siyasettir.”

AK Parti olarak kuruldukları andan itibaren milli iradeyi ve siyaseti çok güçlü şekilde savunduklarını, bundan sonra da savunmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, “Milli iradeyi bu topraklar üzerinde sarsılmaz ve tartışılmaz şekilde inşa etmeye devam edeceğiz” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 11 yıl boyunca tarihi reformlar yaptıklarını belirterek, “Attığımız adımların her biri Türkiye’nin kronik meselelerini çözmüş, milli iradenin gücüne güç katmıştır. Bin yıl boyunca bu reformların yapılması imkansız görünüyordu ama biz, milletin bize yüklediği emanetin hakkını verdik ” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, 11 yıl içinde gerçekleştirdikleri çok sayıda reform arasından sadece bir kaçını paylaşmak istediğini dile getirdi. 2002 yılından itibaren TCK ve TMK başta olmak üzere temel kanunlarda sürekli iyileştirmeler yaptıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

“2002 yılında olağanüstü hali kaldırdık. 2003 yılında işkenceye sıfır tolerans getirdik. MGK’yı sivilleştirdik. 2004 yılında DGM’leri kaldırdık. Zaten uygulaması olmayan ölüm cezasını mevzuatımızdan tamamen ayıkladık. 2005 yılında TCK, CMK, Kabahatler Kanunu gibi temel ceza kanunları tümüyle yenilendi. Yerel yönetimleri güçlendirecek yasal altyapıyı oluşturduk. 2007’de Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini getirdik. uygulama imkanı kalmamış olan kanunları yürürlükten kaldırdık. 2008’de yeni Vakıflar Kanunu’nu çıkardık, TCK 301. maddesini yeniden düzenledik. 2009 yılında farklı dil ve lehçelerde yayın, akademik çalışma, kültürel faaliyet yapılmasının önünü açtık. 2010 yılında EMASYA Protokolü’nü kaldırdık. Halkoyuyla Anayasa’nın 26 maddesini yüzde 58 destekle değiştirdik. Böylece YAŞ karalarına yargı yolunu açtık. Askeri mahkemelerin yargı yetkisini sınırlandırdık ve 12 Eylül darbecilerine yargı yolunu açtık. Başbakanlık Uygulamayı Takip Kurulu’nu kaldırdık. 2012 yılında liselerde yapılan bazı uygulamaları yeniden düzenlemeye tabi tuttuk. İnsan Hakları Kurulu’nu kurduk. 2013 yılında TSK İç Hizmet Kanunu 35. Madde’yi değiştirdik. İnsan hakları ve ifade özgürlüğü alanında yeni düzenlemeler yaptık. Son açıkladığımız Demokratikleşme Paketi ile kamuda kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirdik, yardım toplama üzerindeki dayatmaları kaldırdık, kaldırıyoruz. Şimdi bu idari kısımlar halledildikten sonra Meclis’te çözümü gerçekleşecek olan maddelerin de inşallah adımını atıyoruz.

Bunlar yaptığımız reformlardan sadece örnek mahiyetindeki başlıklardır. Bunların her biri tarihi reformlardır. Attığımız bu adımların her biri Türkiye’nin kronik meselelerini çözmüş, milli iradenin gücüne güç katmıştır. 11 yıl önce bu adımların atılabilmesi tamamen bir hayaldi. Bu reformların yapılabilmesine ihtimal dahi verilmiyordu. Bin yıl boyunca bu reformların yapılması imkansız görünüyordu ama biz, milletin bize yüklediği emanetin hakkını verdik. Milletin arzularını, taleplerini, isteklerini dikkate aldık. Siyasetin gücüne, milli iradenin, Meclis’in gücüne inandık ve bu reformları yaptık. Sizler de biliyorsunuz ki bunlar kolay olmadı. Partimiz kapatılmak istendi. Müdahale senaryoları kurgulandı, tehdit edildik, cinayetler işlendi ve faturası bize çıkarılmak istendi. Kışkırtmalar yapıldı, kirli ittifaklar yapıldı, çok kirli tuzaklar kuruldu. Hepsinden aziz milletimizin duasıyla yıkılmadan, yalpalamadan, yıpranmadan çıkmayı başardık.”

-” Millet bize oy verse de vermese de doğru kararı vermiştir”

Erdoğan, iktidardaki parti olarak itibar kazanmakla kalmadıklarını, siyaset kurumunun topyekun itibar kazanmasına da vesile olduklarını belirterek, bundan sonra da milli iradeyi sarsılmaz şekilde korumaya devam edeceklerini vurguladı. Meclis’in ve siyaset kurumunun itibarını korumaya ve daha da güçlendirmeye devam edeceklerini belirten Erdoğan, “Biz milletimize inanıyoruz, milletimize güveniyoruz. Milletimizin her konuda en iyi kararı vereceğine yürekten inanıyoruz. Biz başkaları gibi değiliz. Allah korusun milleti küçümseyenlerden, hor görenlerden, milletin kararını hafife alanlardan değiliz. Tam tersine millet ne derse o doğrudur. Millet feraset sahibidir, millet basiret sahibidir. Millet doğru ile yanlışı birbirinden ayıracak akıl ve iradeye sahiptir. Millet bize oy verse de doğru kararı vermiştir, vermese de doğru kararı vermiştir. Biz başkaları gibi bize oy verenleri makbul, vermeyenleri ‘bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, makarnacı, kömürcü’ gibi sıfatlarla tahkir edenlerden asla olmadık ve olmayacağız” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 11 yıl boyunca olduğu gibi bundan sonra da milli iradenin güçlenmesi için çok çalışacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye’ye bırakacağımız en büyük eser güçlü bir milli irade olacaktır. Milli irade istikrar içinde, güven içinde, kardeşlik hukukuyla Türkiye’yi büyütmeye devam edecektir. İnanın geride bırakacağımız en büyük eser de yollardan, hastanelerden, okullardan, barajlardan, güçlü ekonomiden öte, güçlü bir milli irade olacaktır. 11 yıl boyunca milli iradenin, siyaset kurumunun, demokrasinin güçlenmesi için mücadele veren herkesi bir kez daha tebrik ediyor, milletim adına herkese teşekkür ediyorum. Bize sahip çıkan, bize güvenen, bizi dualarıyla her an diri ve heyecanlı tutan aziz milletimize de şükranlarımızı ifade ediyorum.”

Başbakan Erdoğan Partisinin Adaylarını Açıkladı:

Hatay: Sadullah Ergin
Diyarbakır: Galip Ensarioğlu
Şanlıurfa: Celalettin Güvenç
Ardahan: Faruk Köksoy
Iğdır: Mustafa Buluş
Erzincan: Cemalettin Başsoy
Bingöl: Yücel Barakazi
Hakkari: Osman Kızılban
Rize: Reşat Kasap
Bitlis: Fehmi Alaydın
Batman: Mehmet Emin Ekmen
Ağrı: Hasan Arslan
Erzurum: Mehmet Sekmen
Van: Osman Nuri Gülaçar
Samsun: Yusuf Ziya Yılmaz