Dolar 32,3237
Euro 35,0903
Altın 2.300,90
BİST 9.075,66
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

ERDOĞAN: BUNLARIN INLERINE GIRECEĞIZ

A+
A-

Başbakan Erdoğan, paralel yapılanmaya ilişkin, “Bunların inine gireceğiz, çıkaracağız oralardan.Ulusal güvenliğimizi tehdit edenlere karşı koruma görevimiz var” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitinginde halka hitap etti.

Türkiye’de 91 yıllık Cumhuriyet tarihinin “en çirkin darbe girişimi ve en büyük ihanetinin” yaşandığını kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“İşte geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı. Sadece bir dava dosyasında 3 bine yakın insanı dinlediler. Kendileri hariç, herkesi dinlemişler. Daha önce açıklamıştım ya; bunların inine gireceğiz, inine ve bunları çıkaracağız oralardan. Çıkaracağız. Çünkü bu ülkenin ulusal güvenliğini tehdit edenlere karşı bizim koruma görevimiz var.

Siz bize böyle bir görev verdiniz millet olarak. Bu görevi yerine getireceğiz. Böyle bir ihanet, böyle bir alçaklık olabilir mi? Türkiye’nin son derece mahrem, son derece gizli, stratejik görüşmelerini dinlemiş ve bunları da birilerine servis etmişler. Ben buradan milletime açık açık şunu söylüyorum: Yargı içinde bu paralel örgüt, kendi mensuplarıyla bir yapı oluşturmuş. Emniyet içinde aynı şekilde bir yapı oluşturmuş. Örgütlü biçimde, planlı biçimde yargıyı ve Emniyeti töhmet altında bırakacak işler yaptılar.

Tabi temiz yargı mensuplarımız var, temiz Emniyet mensuplarımız var. Onların bu yaptıklarından onlar da yaralandılar, yara alıyorlar ama inşallah bunu temize çıkaracağız. Kardeşlerim, o ak sütü lekeleyenlere bu imkanı vermeyeceğiz. Hala Türkiye’de yargıyı kilitlemeye, iş göremez hale getirmeye adalet dağıtamaz bir konuma çekmeye çalışıyorlar. Ortada çok vahim iddialar varken, çok çirkin eylemler varken şantaj, tehdit, ajanlık, casusluk varken yargı buna sessiz kalıyor, yargı buna tepkisiz kalıyor. İşte CHP ve MHP bu son derece tehlikeli duruma onlar da destek veriyorlar.”

“Bu darbe girişimi Türkiye’ye yönelik”

CHP ve MHP’nin “paralel örgüt eliyle yapılmak istenen darbeye” omuz verdiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Biz, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yasasını işte bu paralel yapının baskısından kurtarmak için adalette hem bağımsızlığı hem tarafsızlığı sağlamak için yeniden düzenledik. İnternet yasasını sadece bu dinlemeleri ortadan kaldırabilmek için düzenledik, yaptık ama bu CHP, paralel yapının hakim ve savcılarına kol kanat geriyor. Onları korumak, kollamak adına daha yasa Cumhurbaşkanımıza gitmeden Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor. Şimdi yasa onaylandı. İkinci kez Anayasa Mahkemesine gittiler. CHP’nin bugüne kadar yaptığı tek somut iş, çıkardığımız kanunları Anayasa Mahkemesine götürmek. Kardeşlerim, inanın; şu Meclis’in halini bir görseniz, dersiniz ki biz bunları nasıl seçtik? Niye? Meclis’e girip çalışmazlar.”

“Şunu bilmenizi istiyorum kardeşlerim; bu darbe girişimi benim şahsıma değil, AK Parti’ye değil, Hükümete değil Türkiye’ye yöneliktir. Bu darbe girişimi, bu ihanet girişimi, doğrudan doğruya milletimi hedef almaktadır, sizleri hedef almaktadır” diyen Erdoğan, çocukların ve gençlerin geleceğinin karartılmaya çalışıldığını ifade etti.

“Bunların işi gücü Anayasa Mahkemesine gitmek”

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu CHP, güya içinde hukukçular da var. Kalkmışlar, kim verdiyse bunlara bu aklı, yine Pensilvanya’dan mı geldi bilemiyorum. Bunlar Resmi Gazete’de yayınlanmadan Anayasa Mahkemesine müracaat ettiler. Anayasa Mahkemesi de reddetti. Bununla yetinmediler. HSYK’da da yine buna benzer bir yola başvurdular. Yine aynı şekilde. Resmi Gazete’de yayınlandı fakat bu defa verdikleri dilekçe eksik çıktı. Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi onu da iade etti. Biz de diyoruz ki, bu ülkenin yolu milletten geçer, milletten. Ama bunların millete gidecek gücü yok. Bunların işi gücü Anayasa Mahkemesine gitmek. Hemen yaz bir kağıt, gönder oraya. Ondan sonra git Anayasa Mahkemesinin önüne, orada bir iki açıklama yap. Zannediyorlar ki bu iş biter. Bitmez. Bu iş, millette biter. 29 gün var. 29 gün sonra boyunun, postunun ölçüsünü alacaksın.”

Mısır, Suriye, Irak, Ukrayna başta olmak üzere bölgede son derece önemli hadiseler yaşandığını ifade eden Erdoğan, “Ancak bu muhalefet içeride kurduğu tuzaklarla içeride yaptığı tahriklerle Türkiye’nin enerjisini, ilgisini adeta bloke etmeye çalışıyor. İftirayla dedikoduyla montaj kasetlerle gerilimle şiddetle muhalefet çok açık şekilde Türkiye’yi dünya gündeminden koparmaya çalışıyor” dedi.

“4 yıl boyunca söylediği bir doğru cümle var”

Başbakan Erdoğan, CHP’nin genel müdürünün koltuğa oturmasının üzerinden 4 yıl geçtiğini belirterek, şöyle devam etti:

“4 yıl boyunca söylediği sadece bir doğru cümle var. Merak ediyorsunuz, ‘bu adam doğru konuşmaz ki’ diyorsunuz. Ama ben bir doğru cümlesini yakaladım. ‘Yalancıdan, hırsızdan başbakan olmaz’ diyor. İnanın 4 yıl boyunca söylediği tek doğru cümle bu. Evet. Yalancıdan, hırsızdan başbakan olmaz. Onun için CHP genel müdürü başbakan olamıyor ve olamayacak. CHP, çok partili dönemde iktidara gelemiyor, hiç bir zaman da gelemeyecek. Çünkü, yalancılık, yolsuzluk, iftira, dedikodu bunlarda. Hırsızlık derseniz tamamı bunlarda. Baskı, zulüm, ayrımcılık, yasaklama bunlarda. Ey genel müdür; sen SSK genel müdürüyken zaten yolsuzlukların içindeydin. Seni Rahşan affıyla kurtardılar. Rahşan affı çıkmamış olsaydı, sen de şu anda İSKİ’nin genel müdürü gibi içerideydin. Bunların bütün tarihleri, geçmişleri bir yolsuzluk, baskı, zulüm, darbe tarihidir. 2010’daki CHP Genel Başkanı ile ilgili çirkin bir kaset yayınlanmıştı. Kendisi kasetle genel başkan oldu. O gün, Anayasa ile ilgili tartışmalar yapıyorduk Meclis’te. Hemen Ulaştırma Bakanıma talimat verdim. ‘Yayını kestirin’ dedim. Bizim ahlak, edep anlayışımızda böyle birşey olamaz. İster kabul edeceğiniz, ister kabul etmeyeceğiniz kim olursa olsun, bu ne insani ne İslami ne de vicdanidir. Böyle bir şey yapamayız. Bunlar yapar mı, yapar. Pensilvanya yapar mı, yapar. İşte kendisi kasetle genel başkan oldu. Unutmayın, kasetle gelen kasetle gider. Onun için milletin oluyla gelen de milletin oyuyla ancak gider. Bugün kasetle siyaset yapanlar, kasetle siyaset yapılacağını zannederler yarın işleri bitince, aynen bir kasetle onlarda ortadan kaybolacak.”

“CHP Pensilvanya’daki o zat tarafından idare ediliyor”

Erdoğan, CHP’yi eleştirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “CHP, Pensilvanya’daki o zat tarafından idare ediliyor. CHP Genel Başkanı’na Pensilvanya’daki hocası akıl veriyor. Eline kasetler gönderiliyor. Montaj kasetler, akıl veriyor yol gösteriyor. 90 yıllık parti CHP, şu anda Pensilvanya’daki bir zat tarafından adeta kukla gibi oynatılıyor.

Size bir belgeden bahsedeceğim. 1995’te, geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz değerli gazeteci dostumuz merhum Savaş Ay, Pensilvanya’daki zatla o zaman Türkiye’deyken röportaj yapıyor. O zat ne diyor biliyor musunuz? ‘Cebrail bile gelse, Türkiye bir parti kursa, ona bile, onun partisini bile desteklemem’ diyor. Neden, siyasetten uzakmış, siyasetle ilgisi yokmuş. Sonra da maalesef bu saygıdan uzak ifadeyi, 40 dereden 40 türlü su getirerek tevil etmeye çalıştılar. Allah affetsin. Aynen bunların televizyonunda Peygamber efendimizle alakalı olarak Miraç’tan indirilip, kamyonete bindirilme olayı var ya. O ahlaki olmayan, inancımıza tamamen ters, Peygamberimize hakaretle dolu böyle bir yaklaşımı sergileyenler aynen orada da bunu yaptılar. Allah akıl fikir versin, şuur versin. Bunlarda sınır yok. Gayelerine yönelik her şey mubah.

Cebrail parti kursa, desteklemem diyen zat, şu anda bütün gücüyle CHP’yi destekliyor. Şu anda Türkiye’de siyaseti karıştırmanın mücadelesini veriyor. Cebrail parti kursa desteklemem diyecek kadar cüretkar, bu kadar kibirli olan bir zat, şu anda uluslararası odaklarla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümetini yıpratmaya çalışıyor. Bunlar var ya tarihler belirlediler, kendilerine göre. Aralıkta iktidarı devirecekler. Hadi olmadı. Plan, ocakta devirecekler. Ocak da tutmadı. Şimdi yeni hedefleri var. Neymiş, 30 Mart seçimlerinde AK Parti yüzde 35’in altına düşecek, nisanda da yeni hükümet kurulacak. Aç tavuk kendini darı ambarında sanır. İnşallah milletin 30 Mart’ta bunlara gereken dersi verecek.”

“Marmaray’dan hangi yüzle geçecek?”

Dağları deldiklerini, tüneller açtıklarını, yüksek hızlı trenler inşa ettiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şimdi ben merak ediyorum bu CHP’nin genel müdürü, Marmaray’dan acaba geçti mi? Acaba geçerse hangi yüzle geçecek? Çünkü bunlar buna da karşıydılar. Şimdi üçüncü köprüye de karşılar. Şimdi üçüncü köprüyü yapıyoruz, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, buna karşılar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Trakya’nın işine yarayacak ha. Asya’ya gidişte bütün ağır vasıtalar artık o köprüyü kullanacak. Dört gidiş, dört geliş… 2,5 milyar dolara mal olacak. Ortasından da tren geçecek.”

“Terör meselesini çözüm yoluna koyduğumuz için bize saldırıyorlar”

Erdoğan, “Türkiye’ye bahar geldi bahar. Ama dikkat edin, birileri bu durumdan çok rahatsız. Silah ticareti yapanlar, bundan çok rahatsız. Kan ticareti yapan vampirler, bundan çok rahatsız. Gençlerin kanıyla annelerin gözyaşıyla beslenen vicdansızlar bundan çok rahatsız. Türkiye’nin bu sorunu çözüm yoluna koymasından, çözüme doğru ilerlemesinden, büyümesinden, kalkınmasından birileri çok rahatsız. Unutmayın, meyve veren ağaç taşlanır” dedi.

“Terör meselesini çözüm yoluna koyduğumuz için bize saldırıyorlar. Kardeşliği yücelttiğimiz için bize saldırıyorlar. Çünkü biz ‘Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız’ dedik. Bundan rahatsız oluyorlar” diyen Erdoğan, “Türkiye’nin önünde iki seçenek var. Türkiye ya eski Türkiye olacak ya da yeni Türkiye olacak. Eski Türkiye olursa koalisyonlar geri gelecek, enflasyonlar geri gelecek. Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar geri gelecek. Eski Türkiye olursa ekonomi duracak, çarklar duracak, fabrikalar duracak. Esnaf kapısına yeniden kilit vuracak. Ama yeni Türkiye’de büyüme devam edecek” şeklinde konuştu.

“Millete efendi olmaya gelmedik”

Erdoğan, yeni sağlık tesisleri inşa ettiklerini, acil sağlık hizmetlerini ve hastanelerin tıbbi onarımını, donanımını güçlendirdiklerini söyledi. Hastanelerde artık koğuş sisteminden oda sistemine geçildiğini kaydeden Erdoğan, “Dün Balıkesir’de Tıp Fakültesinin açılışını yaptık. Oradaki hastaneyi dolaşırken bütün o anneler, o köyden gelen anneler dua ediyorlardı. ‘Allah sizlerden razı olsun’, ‘Bizi böyle 5 yıldızlı otelde ağırlıyorsunuz’, ‘Doktorlarımız iyi bakıyor, odamız, banyomuz, tuvaletimiz her şeyimiz gayet güzel’ diyorlardı. Bize zaten bu yeter. Biz emanetçiyiz. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim durumumuz bu” ifadelerini kullandı.

aa