Dolar 32,5553
Euro 34,9632
Altın 2.457,65
BİST 9.881,12
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

ERDOĞAN ESİR Mİ ALINDI (2)

05/11/2018 18:43
A+
A-

ERDOĞAN ESİR Mİ ALINDI (2)

Mazlumder, Islami yapilanma goruntusu altinda Kurdculuk programlarini surdururken, Ermeni Soykirimi iddialari konusunda da Hristiyanlik icindeki en radikal mezhep olan bilinen Ortodoks mezhebi mensubu Ermeniler icin de tarafsiz kalmiyordu.

Her alanda Turkiye’yi karalamak amacina dayali bir misyonun temsilcilerinden olusan IHD (Insan Haklari Dernegi) Baskani Yusuf Alaşataş ile musterek bir basin aciklamasi yapan Mazlumder Baskani Ayhan Bilgen, “Tehcirden dolayı ölenlerin sorumlusu Osmanlı Devleti’dir. Kaç kişinin öldüğünün net olarak belirlenmesi ve tehcirde ölenlerden dolayı özür dilenmesi gerekir” diyordu.

Bunu derken, Turkiye’deki Ermeni vatandaslarimiza sahip cikiyor rolunu ustleniyor, Diaspora Ermenileri olan ve ASALA’nin alt yapisini olusturan Tasnak Partisi mensuplarini kinar gibisinden bir goruntu sergiliyordu.

Sergiliyordu ama…

Osmanlici ve Islamci oldugunu ifade eden Mazlumder Baskani Bilgen, bir taraftan Diyaspora Ermenileri ile Turk vatandasi Ermenileri ayni kefeye koymayin derken, diger taraftan Diyaspora Ermenilerinin istemi olan ozur konusunda Diyaspora Ermenilerinin, Turkiye’nin ozur dilemesi istemlerinin kabul edilmesini ongoruyordu.

Tehcir konusunda Osmanli’yi suclayan, bu nedenle kac kisinin öldüğü arastirmalarinda bulunulmasini isteyen Bilgen, nedense öldü olarak kayda gecen fakat tehcire dahil olmamak icin, Alevi ve Kurd kimligi maskesi ardina saklanarak, Turkiye’de kalan Ermenilerin net sayisinin arastirilmasindan hic bahsetmiyordu.

Oysa, Turkiye’nin bu konudaki bir numarali ismi olan tarihci Yusuf Halacoglu, hangi illerde, hangi kasabalarda ve hatta hangi koylerde kac Ermeni aileinin Kurd kimligi ardina gizlenerek, tehcire dahil olmadigini Osmanli kaynaklarindan acikliyordu.

Kisacasi, yalnizca Islamci ve Kurdcu vatandaslardan degil, soykirimci Ermenilerden de mazlum yaratmaya calisiyor ve hepsinin birden temsilciligine soyunuyordu Mazlumder.

Buyuk cogunlugu Kurdlerden olusan dernegin, Muslumanlar icin hak ve hukuk arayisi vizyonu sergilemesine ragmen, misyon olarak PKK gibisinden bir narko teror orgutu ile birlikte hareket etmiyor olmasinin tek gerekcesi, PKK’nin dine ve Muslumanliga sicak bakmiyor olmasindan baska birsey degildi.

Guneydogu ve Irak’in kuzeyindeki bolgelerde Gulen Cemaati mensuplarindan olusan Kurdler ile aralarindaki itilaf da, bolgenin hakimiyetinde kendilerine ortak istemiyor olmalarindan kaynaklaniyordu. Cemaat mensubu Kurdler icin Amerikan usagi derlerken, kendilerinin var olmasina neden olan kisinin Cuneyt Zapsu gibisinden karanlik bir isim oldugunu goz ardi ediyorlardi.

Mayis 2010’da IHH’nin onculuk ettigi Mavi Marmara olayi ve akabinde Fetullah Gulen’in, Israil’in otoritesine karsi gelinmesini yanlis olarak tanimlamasi, Islamci kesimde kendileri icin bir arti yaratti. PKK’nin zaten teror orgutu olarak tanimlaniyor olmasi, 15 Temmuz sonrasinda cemaatin de teror listesine alinmasindan sonra, Mazlumder’in, Turkiye’deki Kurdculuk akimlarinin en guclu temsilcisi haline gelmesine neden oldu. Rakiplerinden kurtuldu.

Artik AK Parti icinde istedikleri gibi at kosturabilecekler, Islamcilik tezleri ile Bruksel’in yorungesindeki HDP’den farkli olarak, 1918’de Istanbul’da, Ingiltere tarafindan kurulan, 1921’de TBMM’nin, yabancı devletlerin himayesinde bağımsız bir Kürt devleti kurmak, gerekcesi ile kapatilan Kurd Teali Cemiyeti’nin gunumuz versiyonu olarak calismalarini surdurebileceklerdi.

Bir baska artilari daha vardi ki, o da, Osmanli donemindeki Ingiliz Muhipleri Cemiyeti misali gunumuz Turkiye’sinde calismakta olan mason kuruluslar ve laik Kurdculer tarafindan ele gecirilen CHP’nin perde arkasindaki, emekli buyukelciler cetesinden olusan Bilderbergci zihniyetten de tepki gormeyeceklerini biliyor olmalariydi.

CHP’nin Ataturkcu soylemleri sonlanmis, Kurd ve PKK propagandalarina agirlik verilmis olmasi, Musluman Kurd’leri istedikleri gibi yonlendirmek acisindan bulunmaz bir firsatti.

Karsilarinda engel olarak gordukleri AK Parti icindeki milli hassasiyet tasiyan kadrolar, AK Parti tabani, butunu ile MHP ve ulusalci sosyalist kesim idi.

Netlestirmek gerekirse…

Koken ve inanc ayrimi gozetmeksizin millet butununu temsil etmekte olan, devletin butunlugunu koruyan, Turkluk kavramina sahip cikan her kesime karsi, Kurdculuk gayelerini Islamcilik ile bezeyen bu yapi, kuresel guclerin destegini arkasina almis olan liberaller, elit oligarklar, etnik milliyetciler ve Huntington’in tezlerini hayata gecirmek isteyenlerce de, kullanilmaya musait bir arac olarak goruluyorlardi.

Islami ritueller ile Kurd etnik milliyetciligi yapiyor olmalari, hic kimsenin dikkatini cekmeyecek saniyorlardi.

15 Temmuz sonrasinda desifre olan Gulen Cemaati mensuplari, devletin kadrolarindan temizlendikce, Erdogan’in Islami hassasiyetini kullanan bu kesim, cemaat sakirtlerinden bosalan makamlari ele gecirmek konusunda hic beklemediler.

Zaten Erdogan karsiti AKP’lilerden olusan Abdullah Gul, Ahmet Davutoglu ve SP icindeki Karamolla grubu tarafindan sikistirilmaya calisilan Erdogan’in Islamci gorunumundeki bu kadroya teslim olacagina kesin gozuyle bakiyorlardi.

Gulen cemaatinin ayiklanmasi sonrasinda ele gecirmeyi planladiklari devlet kademelerini, cantada keklik gibi goruyorlardi.

Ozellikle de Erdogan’a en yakin olan makamlari…

15 Temmuz sonrasinda Milliyetci Hareket Partisi Genel Baskani, Ulkucu Hareketin Lideri Devlet Bahceli’nin darbecilere karsi sert ve net tavrini ortaya koymasi, nefesini tutup heyecanla beklemekte olan halkin bir oh cekmesine, rahatlamasina neden oldugu gibi, AK Parti tabaninin da, adeta, ozlem duyduklari bir kaynasmanin isaret fisegi olarak algilamalari, akabinde Cumhur Ittifaki’nin, bu iki parti tabanin bir araya gelerek yarattigi guc ile kimsenin basa cikamayacagi sevinci fazla uzun surmedi.

Islamcilikla bezenen Kurdculuk fitnesi yine devreye girdi.

TSK’nin sinir disindaki basarili operasyonlari, dunyanin en guclu karteli olarak bilinen faiz lobisinin yarattigi Dolar krizinde milletce gosterilen dik durus, Rusya’nin ve Iran’in Astana gorusmeleri ile Turkiye’nin istedigi yonde politikalara razi olmasi ile Turkiye, bolgesel guc olmanin otesinde, kuresel guc olabilme adina cok ciddi adimlar atiyordu.

Uluslar arasi platformlarda da Turkiye’ye prestij kazandiriyordu.

Tabiatiyla bu gidisat, cozum sureci gibisinden ihanet politikalarini cope atarken, kuresel kartellerin Turkiye uzerindeki projelerine de engel oluyordu.

Ne yapilip edilip, Turkiye raydan cikartilmaliydi.

AK Parti icindeki varligi bilinen fakat ismi konulamayan, AKP’liler olarak tanimlanan kriptolarin, Cumhur Ittifaki’ni yikmak amaciyla bekledikleri destek yargidan geldi.

2013 yilinda kaldirilan Andimiz, bes sene bekletildikten sonra 2018’de buzluktan cikartilarak, Erdogan ve Bahceli’nin Belediye secimlerinde gorus ayriliklarinin oldugu bir donemde milletin kucagina birakildi.

Yargi icindeki karanlik yapi, yine yapacagini yapti.

Ciktigi her ulkede ic savas cikmasina neden olan Ingiliz politikalari benzeri bir politika, Turkiye’de de andimiz konusu ile gundeme oturtuldu.

Hic kimse, nicin bes sene beklendi diye sormayi akil edemedi yargiya…

Danistay’in bu karari, milli devlet politikalarini savunan milliyetci kesim tarafindan sevincle karsilanirken, zamanlamanin tam da belediye secimleri oncesine denk getirilmesi konusuna kimse onem vermedi. AK Parti ve MHP ittifaki karsisinda hicbir sanslari olmdigini cok iyi bilen, Şer Ittifaki olarak nitelenen CHP, IP, HDP, SP, FETO, PKK, Monserler ve Kralice’nin Islamislleri olarak tanimlanan gruplarin ayraninin kabarmasina neden oldu. bu karar.

Bes senelik surecte, Mazlumder de bos durmuyor ve Kulliye’deki orgutlenmesini surduruyor, Erdogan’in cevresinde olusturduklari cemberden iceri ucan kusun girmesini bile engelliyor hale geliyorlardi.

Oylesine bir guc edinmislerdi ki, Erdogan’in akrabalarini bile istemedikleri tarktirde Erdodan ile gorusturmuyorlardi.

Bu basarilarindaki en buyuk paydanin sahibi de, Erdogan’in bir numarasi haline gelen Mehmet Ihsan Arslan idi.

Kimdi bu Islamci Kurd Baron…

Devami var…

Gusan Yedic

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
02/08/2020 15:30
02/03/2020 21:31
20/11/2019 04:05