Dolar 32,4550
Euro 34,8072
Altın 2.447,60
BİST 9.890,38
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Saldırı dalgası halen bitmiş değil’

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Saldırı dalgası halen bitmiş değil’
19/05/2019 18:43 | Son Güncellenme: 20/05/2019 00:49
A+
A-

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Saldırı dalgası halen bitmiş değil’


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Samsun’da 19 Mayıs’ın 100. yıl kutlamasında yaptığı konuşmada “Güvenlikte ve ekonomide saldırı dalgası halen bitmiş değildir. Her gün ülkemize kurulan bir tuzağı bozuyoruz. Her ne kadar birileri hala Suriye meselesini Suriyelilerin; Irak meselesini Iraklıların; Doğu Akdeniz meselesini Kıbrıslıların sanıyor olsa da biz işin esasının öyle olmadığını çok iyi biliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı forsu, kadim tek devlet anlayışının remzidir. Şöyle bir geriye dönüp sadece son 1000 yılımıza baktığımızda dahi şunu görüyoruz. Ne soykırımın, ne zulüm ne de başka bir utancın hamd olsun bu milletin sicilinde yeri yoktur. Son iki asrımız çok büyük acılarla geçmiş olmasına rağmen bu duruşumuzdan en küçük bir taviz vermedik. Osmanlı Balkanlar’dan çekilirken tarihin en büyük soykırımı bizim milletimize uygulanmıştır.

Osmanlı Birinci Dünya Savaşı’nda canını dişine takıp savaşırken arkadan vurulup; kadın, yaşlı, çocuk milyonlarca vatandaşını kaybeden yine bizdik. Onca derin acıya rağmen milletimiz hiçbir zaman düşmanına benzeme gibi bir yanlışın içine düşmemiştir. İhanetlerin en büyüğüne verdiğimiz cevap sadece tehcirden ibarettir. Gerçeklere rağmen bir asırdan fazladır bizi suçlayanlar, insanımızın yaşadığı zulümleri ısrarla görmezden geliyorlar. Esasen son 6 yılda yaşadıklarımız ülkemiz ve milletimizle ilgili niyetlerde en küçük bir değişiklik olmadığını gösteriyor.

Fırsat bulduklarında bizi içimizden bölmeye, dışarıdan kuşatmaya çalışıyorlar. Her ne olursa olsun, her kim olduğumuzu nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi bir çok iyi biliyoruz.

Daha önce Çanakkale Zaferimizin 100’üncü yılını muhteşem bir şekilde kutladık. Bu tür yıl dönümleri ülkeler ve toplumlar için hem köklü bir muhasebe, hem de gelecek hedeflerini gözden geçirme vesilesidir. Biz de bu yıl 19 Mayıs Samsun’a çıkış ile başlayıp, 22 Haziran Amasya Tamimini, 23 Temmuz Erzurum Kongresi’ni 4 Eylül Sivas Kongresi’ni anacak, hedeflerimizi hep birlikte tazeleyeceğiz.

2011 yılında milletimizin önüne 2023 hedefleriyle çıktık. Cumhuriyet tarihinin en iddialı demokrasi ve kalkınma hedeflerini ifade eden 2023 vizyonu bugüne kadar hep kılavuzumuz oldu. Türkiye’nin özgürlüklerde ve ekonomide geldiği seviye 2023 hedeflerimize adım adım yaklaştığımızı gösteriyor. Bununla birlikte son 6 yılda üst üste yaşadığımız badirelerin enerjimizi ve kaynaklarımızı mecburen krizleri çözmeye yöneltmemiz sebebiyle bizi biraz yavaşlattığı da gerçektir. Her şeye rağmen 2023 hedeflerine bağlıyız. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bunun için ekip kurduk. Güvenlikte ve ekonomide saldırı dalgası halen bitmiş değildir. Her gün ülkemize kurulan bir tuzağı bozuyoruz. Her ne kadar birileri hala Suriye meselesini Suriyelilerin; Irak meselesini Iraklıların; Doğu Akdeniz meselesini Kıbrıslıların sanıyor olsa da biz işin esasının öyle olmadığını çok iyi biliyoruz.

19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim ruhu, 82 milyon nüfusuyla ülkemizin her köşesinde yaşıyor.

Birileri faizi, döviz kurunu, enflasyonu; gizli açık ambargoları, yaptırım tehditlerini, hukuksuz nice işlemleri kendi mecrasında yürüyor olarak görüyor olabilir. Ama biz arkasındaki tezgahı çok iyi biliyoruz.

Nasıl ki Gazi Mustafa Kemal işgale boyun eğenlere itibar etmeden sadece hakka ve halka inanarak mücadelesini yürüttüyse biz de aynı şekilde hareket ediyoruz. Kendi ülkesinin tökezlemesinden medet uman dahili bedhahlara, bütün bunlara rağmen Türkiye’yi dimdik ayakta tutuyor, hedeflerimize doğru ilerliyoruz.”

türkgün