Dolar 32,3373
Euro 34,9659
Altın 2.325,93
BİST 9.103,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

GÜLER: HEPSININ ACISI YÜREĞIMIZDEDIR

A+
A-

İçişleri Bakanı Muammer Güler, Adana’da Gezi Parkı gösterisi sırasında, köprü inşaatından düşerek hayatını kaybeden komiser Mustafa Sarı’nın Osmaniye’deki cenaze törenine katılmak için Adana’ya geldi

Sabah saatlerinde Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar ile birlikte Adana’ya gelen Bakan Güler, havalimanında Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah tarafından karşılandı. Bakan Güler daha sonra, Adana Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan’ı makamında ziyaret etti. Güler, emniyet müdürünün makamında Gezi Parkı protestosunun geldiği son noktayı değerlendirdi. Güler, 5 Haziran Çarşamba günü gösteriler sırasında hayatını kaybeden komiser Mustafa Sarı’nın ailesine ve çalışma arkadaşlarına başsağlığı diledi. İstanbul Taksim Gezi Parkı düzenlemesine karşı protesto eylemlerinde, son günlerde ciddi provokasyonlara ve bazen de toplumsal çatışmalara neden olunduğunu gördüklerini belirten Güler, “Başlangıçta toplumun anayasada açıkça belirtilen şekilde ve ifade özgürlüğü çerçevesinde bir takım protesto eylemleri olarak başlayan bu hareketler, bazı grup ve örgütlerin provokasyonu sonucu maalesef kolluk kuvvetleri ile çatışma, kolluk kuvvetlerine saldırı başta olmak üzere, kamu mallarına, özel mallara, şahıslara, özel araçlara yönelik şiddet içeren eylemlere dönüştü. Ve sosyal alanların tahrip edilmesi, araçlara zarar verilmesi gibi üzücü hadiselere sebep olduğu görülmektedir” diye konuştu.

Eleştiri haklarını kullanmak isteyen vatandaşların arasına karışan provokatörlerin, onları kullanarak, o kalabalıktan istifade ederek, bazen de o kalabalığı galeyana getirerek, bu eylemleri amacından çıkardığına dikkat çeken Güler, şunları kaydetti:

“Protestoların, halkı polisle karşı karşıya getirdiğini gözlüyoruz. Eylem alanlarında bunlar yaşanırken, özellikle sosyal medyada, yanlı, yönlendirici, yine provokatif paylaşımlarla olayların büyümesine sebep olunduğu ve halkın da kışkırtıldığı görülmektedir. Özellikle bunları halkımızın dikkatine sunmak istiyorum. İşte bu tür kışkırtmaların sonucu protestoların kanunsuz eylemlere dönüştüğü sırada, polisin kamu düzenini sağlamak için gerekli önlem aldığı sırada, bu kardeşimizi, arkadaşımızı maalesef kaybetmiş bulunuyoruz. Elbette sadece polisimiz değil, bu hadisede sivil vatandaşlarımı da kaybettik. Hatay’da, İstanbul’da iki kardeşimizi kaybettik. Bunların hepsi bu tür karışıklıkların, gösterilerin sonucunda oluşan kaos ortamının yarattığı sıkıntılardır. Hastanelerde, yoğun bakımda yatmakta olan tedavileri sürmekte olan vatandaşlarımız vardır. Çok sayıda yaralanan polisimiz vardır. Bütün hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. İster emniyet mensubu olsun, ister vatandaş olsun; hepsinin acısı yüreğimizdedir.”

Bakan Güler, açıklamalarına şöyle devam etti: “İçeriden ve dışarıdan yoğun bir bilgi kirliliği ve ajitasyon ile yönlendirme ile toplumsal tabanda derin yaralara yol açabilecek provokasyonlar da ortaya çıkarılmaktadır. İşte hayatını kaybeden arkadaşlarımızın yarattığı acıyı önemli bir örnek olarak gösterebiliriz. Tabii hukuksuzluğu meşrulaştırma, bir diğer boyutu da toplumsal düzeyde bir çatışma yaratmak ve bu ortam içerisinde karşı şiddeti de davet ederek kaos ortamını genişletmek, maalesef bunların temel olarak kullandığı araçtır. Adana gibi, Hatay gibi bölgelerimizde başka hassasiyetlerin de kaşınarak toplumsal gerginliğin tırmandırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Başta sayın valilerimiz olmak üzere, bütün güvenlik güçlerimiz, büyük bir dikkatle bu konuyu izliyoruz. Ben artık bu işlerin, protesto boyutunu aşan bu gösterilerin sonlandırılması için herkesi sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Bizim hükümetimiz temel hak ve özgürlüklerin en iyi şekilde kullanılması için elinden gelen tüm gayreti göstermiştir, göstermeye de devam ediyor. Özgürlük alanlarının genişlediği en önemli alan son 10 yıldır. Demokratikleşme adımları atıldıkça, demokrasinin de standartları yükseldikçe, bu alanlar daha da artacaktır.”

Kaos alanlarından kimsenin bir şey elde edemeyeceğinin altını çizen Güler, “Elde edilen şeylerin kimseye bir hayrı olmaz. Önemli olan siyasetin meşru ve hukuki zeminini kaybetmemektir. Adana bölgesinde iktidarı ve muhalefetiyle çıkan olayları en aza indirmek için bir gayret sarf edildiğini görüyorum. Halktan Türkiye’nin geleceğine, marka değerine, büyüyen Türkiye’nin bölgede imajına zarar vermeyecek hareket sergilemelerini bekliyorum. Çünkü, Allah korusun bu ülkede doğacak olan kaos ve kargaşa doğrudan hepimizi etkiler. Hak kullanımına evet, meşruiyet dışına çıkan hiçbir harekete de, yağmalamaya, kamu malına, özel mala zarar vermeye, özgürlükleri kısıtlayıcı hareketlere tabii ki hayır demek zorundayız. Bunu sadece ben değil, meşru zeminde bunu herkes söylemelidir” ifadelerini kullandı.

Kaos ortamında bir komiserin hayatını kaybettiğini anlatan Güler, “27 yaşında pırıl pırıl evladımız, eşinin 5 aylık hamile olması bizim acımızı daha da derinleştirdi. Hayatını kaybeden sivil vatandaşların acısı da yüreğimizdedir. Bunların bir an önce bitmesini istiyoruz. Bu olaylar bir daha tekrar etmez” dedi.

Bakan Güler, Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, polisin aşırı güç ve gaz bombası kullanımını şikayet etmesinin sorulması üzerine, “Bu tür toplumsal olaylarda, elbette ki geniş çatışma ortamlarının olduğu alanlarda, polisin zor kullanma yetkisi kullandığı alanlarda, yanlışlıklar, eksiklikler olabilir. Biz sadece olayı bir kesimin üzerinde, onun yaptığı eylemmiş gibi takdim etmeye çalışırsak, bunun sonucunu alamayız. Kim hangi sorumluluk seviyesinde görevini ihmal etmeyip yapmamışsa, onun gereği yapılır. Ama ben özellikle polisi halk ile karşı karşıya getirecek, polise güç kullanmaya zorlamayacak bir yaklaşımın da sergilenmesini istiyorum. Vatandaşlarımızdan talebimiz budur. Biz şu anda konuyu inceletiyoruz. Kanunun gereği elbette yapılacaktır. Ancak polisimizin hangi şartlarda, hangi zorluklar içinde bu görevi yaptığının anlaşılması, bu konuda olumlu bir yaklaşım sergilenmesini, herkesin kendine düşen sorumluluğu da yerine getirmesini bekliyoruz. Biz bu konuda gerekli incelemeyi yapıyoruz ama, toplumun her kesimine bu anlamda sağduyu ile akli selim davranması konusunda herkesin telkinlerini bekliyoruz” diye yanıt verdi.

İHA