HALAÇOĞLU: “DOĞRU VE DÜRÜST OLMAK BİRİNCİ SUÇUMUZ”

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, MHP’deki oy kaybı ile ilgili olarak kendilerine yöneltilen eleştirilere sert yanıt verdi. Halaçoğlu, “MHP’deki oy kaybı için ’sizin hiç mi suçunuz yok ?” diyenlere, “Elbette suçumuz var. Doğru ve dürüst olmak birinci suçumuz’ dedi.

Sosyal medyada “MHP seçim kaybetti, kim kazandı?” diye soran MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, “Kaç kişi olursak olalım. Muhakkak ki her gecenin bir sabahı vardır” ifadelerini kullandı.

Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden değerlendirmeler yapan Halaçoğlu, şunları yazdı:

“Bu ülkede hırsızlık ve yolsuzluk yapan, vatan toprağını terk eden, insanları aç bırakıp sözde yardım adı altında dilenci durumuna düşüren, esnafı bankalara muhtaç hale getirip borç batağına sokan, tarım ve hayvancılığı yok edip yandaşlarını zengin eden, teröristlerle masaya oturup bebek katilinin 10 maddesini kabul ederek bir rezalete imza atan, teröristlerin silahlanmalarını görmezden gelerek ülkeyi teröre teslim eden, dış politikada ülkeyi rezil eden, sürekli birileri tarafından aldatıldığını söyleyen, milletin parasını çarçur eden, din istismarcılığı yapan ama kul hakkı gözetmeyen, sürekli söyledikleri birbirini tutmayan, hukuku ayaklar altına alan, İslam dünyasının birbirini kırmasına destek veren, milliyetçiliği ayaklar altına alan, Türk ve Türklükten nefret eden, milli olan her şeye karşı olan, Makyavelist bir politikayı benimseyenler.

Demek ki dürüst olana, dürüstlüğü savunana itibar yok. Velev ki bunlarla koalisyon kurulmamış olunsun. Kimi kime tercih edeceksiniz?

Bundan sonra işsizlik, açlık, terör, hukuksuzluk, yolsuzluk, iç ve dış politikada yanlışlık şikayet konuları olmayacaktır. Ülkenin içine düşeceği sıkıntıların vebalinden sorumlu biz olmayacağız.’

Açıklamasında, “MHP’deki oy kaybı için ‘sizin hiç mi suçunuz yok’ diyenlere, elbette suçumuz var” diye seslenen Halaçoğlu şöyle devam etti:

“Doğru ve dürüst olmak birinci suçumuz. Makam uğruna ilkelerimizden taviz vermeyişimiz. Olması gerekeni savunup, herkesin bizim gibi çocuklarının geleceğini düşünerek karar vereceklerini sanmamız.

Hırsıza-arsıza prim verilmeyeceğini sanmamız. Teröristle masaya oturup terörü şahlandırıp görmezden gelenlerle görüşeceğini düşünmemiz. Bakanları aklayanları milletin cezalandıracağını sanmamız.

Fakat, en önemlisi herkesin bizim gibi dürüstlere oy vereceği hayalini kurmamız. Devlet Bey’i eleştirip oy vermeyenler, oy verdikleri liderlerin kusurları ile onunkini mukayese etmişler midir acaba?”