Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Yağmurlu
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 23°C

IKI LIDER, BIR DEVLET ADAMI

IKI LIDER, BIR DEVLET ADAMI
07/06/2013 14:15
A+
A-

Demokrasinin millet tarafından seçilen iktidarın “ben neyi söyler ve yaparsam doğru olan O’dur” demek olmadığını bugünlerde çok açık bir şekilde görüyoruz. Milletin duygu ve düşüncelerinin sadece seçim zamanında dikkate alınan değil, sürekli dikkatlerde bulundurulması ve mutlaka bütünü kapsayan bir yaklaşımla sorumluluk üstlenilmesi gerektiğini özellikle iktidar çevresi idrak etmesi gerektiğini de anlamış durumdayız.

Özellikle de Başbakan Erdoğan’ın olup bitenleri iyi okuması ve anlaması gerekir. Ancak bunu başarabilme ihtimali de ne yazık ki yoktur. Çünkü hem kendi yapısında bulunan kibir, hem de iktidar sarhoşluğu sebebiyle artık neyin doğru yada neyin yanlış olduğunu anlayabilecek sağlıklı bir düşünce yapısına sahip değildir.

İnsanlar gösterilerde bulunurken, bazı karanlık merkezler bunu fırsata dönüştürüp, Türkiye’yi yangın yerine çevirme hesapları yaparken Başbakan Erdoğan’ın “boşvermiş ve umursamaz” edasıyla yurt dışına çıkıp gitmesi ve gitmeden hemen önce de hala “burnundan kıl aldırmaz” bir tavır sergilemesi neyi anlatmaya çalıştığımıza zannederim yetiyor.

Ülke olarak yaklaşık on günü bulan ve gösteri adı altında son derece sıkıntılı yerlere bizleri götürebilecek olan olaylardan yediden yetmişe herkesin çıkaracağı tek ders vardır, o da AKP’nin iktidar ömrüne artık önümüzdeki ilk seçimlerde “son verilmesi” gerektiğidir. AKP’ye “artık yeter, biraz kenara çekil” demenin Türkiye’nin huzur ve refahı açısından tek çıkar yol olduğu çok net bir şekilde görülüyor.

Toplumsal gerilimin artık patlama noktasına ulaştığı yapılan gösterilerden anlaşılıyor. İktidara geldiğinden bu yana AKP’nin toplumu geren ve kutuplaşmaları artıran tavırları ile Türkiye’nin ileriye gitmesinin mümkün olmadığını anlamak gerekiyor. Ancak asla unutulmasın ki millet için en hayırlı olan belirleyici faktör ve tavır mekanı sandıktan başka bir alan değildir.

Olayların başlangıcından beri sağduyulu tavrını koruyan ve son derece büyük bir devlet adamlığı örneği ortaya koyan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin mesajları aklı selimin ne olması gerektiğini, meselelere yaklaşılırken nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiğini göstermesi bakımından önemli olmuş ve kesinlikle tarihe geçmiştir.

Eminim ki demokrasi tarihimizde bu duruş, MHP’nin 44 yıllık siyasi hayatındaki birçok örnek teşkil eden duruşunun yanında ayrı bir önemle gelecek yıllarda anılacaktır.

Bu sebeple önünüzde duran iki örneğe bakmanızı rica ediyorum. Bir tarafta “dediğim dedik çaldığım düdük” misali kibirden burnunun ucunu dahi göremeyen, demokrasiyi sadece kendine hizmet eden bir araç olarak algılayan, ülkeyi birileri yangın yerine dönüştürmek isterken dahi boş vererek yurt dışına çıkan, ortalık yangın yerine dönemeye müsaitken sorumluluktan uzak bir anlayışla “evlerinde oturan %50’lik kesimi zor zapt ediyoruz” türünden açıklama yaparak siyasi siciline yeni ve büyük bir kara leke daha ekleyen AKP Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan, diğer tarafta ise daha ilk andan itibaren milletimizi sağduyuya davet edip, provokasyonlara karşı herkesi uyaran, sokağın çözümün değil sadece kaosun açık bir adresi olacağını ifade ederek hayırlı bir sonuca kimseyi çıkarmayacağını açıklayan, meşru ve haklı olan tek zeminin seçimler olduğunu vurgulayan, devletin vatandaşının görüşlerini mutlaka dikkate alması gerektiğini ifade eden ve en önemlisi de Ülkücülerin kesinlikle hiç bir eyleme katılmayacağını belirten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.

Farkın ne olduğu gayet açık ve net. Kalitenin, devlet adamlığının, saygının, donanımın, bilgi ve birikimin ne olduğu ortada. Bunu sadece biz ifade etmiyoruz, bugün geride kalan on günlük süre içerisinde yaşanılanları, söylenenleri yakından takip eden her kesimden, herkes ama en önemlisi AKP yandaşı medyadaki temsilciler söylüyor. İtiraftan çok öte hakikati söylemeye mecbur kalınan bir hali ifade ediyor bu durum açıkça.

Şimdi çağrımız AKP’nin yılardır yaptığı yanlışlarına, kendisini herkesten üstün gören kibrine, haksızlıklarına, hukuksuzluklarına, teslimiyetine ve en önemlisi milletin birlik ve bütünlüğünü bozmaya kast edecek politikalarına “dur” demek isteyen herkesedir. Fark kimseyi şüpheye düşürmeyecek biçimde ortada. İki siyasi lider önünüzde duruyor. Anladınız ki içlerinden sadece biri gerçek bir devlet adamı. Diğeri ise kibrinin kölesi olmuş ve adım adım siyasi sonuna doğru yaklaşan bir isim.

Dolayısıyla herkesin irade beyanının tek yetkiye sahip olduğu yerin sandık olduğunun farkına vararak, önümüzde bulunan ilk seçimde tercihini yapması ve geldiği gibi AKP ile beraber başındaki isimleri de iktidardan aynı yol ile göndermesidir.

Devleti yönetmek için devlet adamlığının günümüzdeki tek, en büyük ve en güzel örneği olan Sayın Devlet Bahçeli’ye ve MHP’ye ise ülkeyi yönetmek için “tek başına” yetki vermesidir.

İşte o gün Türkiye ve Türk Milleti için en hayırlı günlerden biri olacaktır. O yüzden şimdilik tencere ve tavaları yerlerine kaldırın… Taki o hayırlı güne erişip, milletçe hak edilen kutlamaları meydanlarda hep beraber yapıncaya kadar…

İSMAİL ÖZDEMİR/ ORTADOĞU