Dolar 32,5653
Euro 34,9616
Altın 2.447,40
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

KILIÇDAROĞLU: “ÖZERKLİK ŞARTINI KABUL EDİYORUZ”

KILIÇDAROĞLU: “ÖZERKLİK ŞARTINI KABUL EDİYORUZ”
07/01/2016 21:48 | Son Güncellenme: 08/01/2016 11:04
A+
A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların konjonktürel olarak kullanılmasının asla doğru olmadığını belirterek, “Çifte standart olmaz devlet yönetiminde. Ya kaldırırsınız ya kaldırmazsınız dokunulmazlığı. Biz kürsü dokunulmazlığı hariç diğerlerin kaldırılmasını isteriz.” dedi.

Katıldığı NTV yayınında gazetecilerin sorularını cevaplayan Kemal Kılıçdaroğlu, siyasi ahlak yasasının mutlaka çıkması gerektiğini söyledi. CHP lideri, Başbakan Davutoğlu’na şöyle seslendi: “Adı yolsuzluğa karışmış bir milletvekilinin Parlamento’da ne işi var, gitsin yargıda aklansın gelsin. HDP’lilerle ilgili dosyalar geldiğinde doğru bulmam. Ben Sayın Davutoğlu’na siyasi ahlak yasasının neden çıkması gerektiğini de söyledim. Siyasi etik kanunu hazırlıyoruz, dedi; çok yakında getireceğiz dedi; çok mutlu oldum. Öteden beri söylediğimiz yerel yönetimler özerklik şartı rahmetli Ecevit döneminde Parlamento’dan geçti, kanunu çıktı, şimdi o kanunun uygulanması gerekiyor.”

Özerkli konusuna da temas eden Kılıçdaroğlu, “Biz yerel yönetimler özerklik şartını kabul ediyoruz. HDP’nin istediği bölgesel özerklik ve bölgeye yönelik özel statü. Yerel yönetimler özerklik şartı Türkiye’nin bütün bölgelerini kapsıyor. Diyarbakır belediyesi de Trabzon belediyesi de İzmir belediyesi de aynı hukuka tabi olacak. Onlar öz savunma filan istiyorlar, biz buna da karşıyız. Devletin silahlı güçleri var zaten. Özerklik deyince hemen ülkenin bölündüğü şeklinde bir algı çıkıyor ortaya. Bölgesel özerkliği doğru bulmuyoruz. Ama Belediyeler Kanunu ilk çıktığı 1930’lu yıllardan bu yana ‘idari ve mali açıdan özerktir’ yazar. Belediye başkanını bölge halkı seçer zaten. Ama merkezi yönetimin denetimine tabidirler. Belediyelerin şu anda en temel sorunu gelir kaynakları yetersiz ve merkezi hükümete muhtaçlar. Gelir kaynaklarını güçlendirelim, bölgeye daha hizmet versinler. 2002’de hükümet programında hatta takvimde vermişler belediye gelirleri kanunu çıkacak diye ama hala çıkmadı. Hazırlık da yapıldı ama bir yerlerde takıldı maalesef.” şeklinde konuştu.

Meclis Başkanı Sayın İsmail Kahraman’ın partilere çağrı yapacağı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonunu toplayacağı hatırlatmasına ise Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi:
“Ona açığız. Ama biz bu komisyonu Türkiye’de demokrasinin güçlenmesi ve derinleşmesi için topluyoruz. Darbenin getirdiği antidemokratik bütün hükümlerin kaldırılması için yapıyoruz. Bugüne kadar hep toplumun gözü anayasaya çevrildi. Ben Sayın Başbakan’a sordum; ‘bu Anayasa’da sizin görevinizi yapmaktan sizi alıkoyan bir hüküm var mı’ dedim. Hayır yok dediler. Ama toplum kendisini bir cenderede hissediyor, bir baskı altında hissediyor. Kimse konuşamıyor, haber yapamıyor, korkudan Cumhurbaşkanı’nı eleştiremiyor, hükümeti eleştiremiyor. O zaman toplumu bu özgülükçü dünya ile buluşturmamız lazım. Onun için de darbe hukukunu ve onu tahkim eden yasaları çünkü o yasaların bir kısmı bu hükümetler döneminde çıktı onları kaldırarak. Yasaları değiştirmek daha kolay.”

“AMA BİR KİŞİ KONUŞUYOR, KURALLARI TANIMAM DİYOR, DEFAKTO BİR DURUM OLUŞTU”

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin “Parlamenter sistem devam ediyor ama fiili bir yarı başkanlık sistemi de mevcut şu anda’ gibi yorumlar var. Bunun en azından bir çerçevesini çizme adına yeniden sistem yazımına ne dersiniz” sorusunu cevaplarken Cumhurbaşkanı’nı eleştirdi: “Fiili bir durum var, doğru çünkü ortada bir başbakan yok. Ben Sayın Başbakan’a da söyledim, ben sizi muhatap almak istiyorum, sarayda oturan zat ‘hayır, onu değil beni muhatap alın’ diyor. Başbakan beni eleştirebilir, partimizi eleştirebilir, biz de onu eleştiririz. Ama bir kişi konuşuyor, kuralları tanımam diyor, defakto bir durum oluştu, diyor buna hukuki çerçeve çizin diyor. Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre değil yani benim ihtiyaçlarıma göre çizin diyor.”

“AK Parti’nin sunduğu bir teklif var Meclis’e, orada üniter yapı korunarak başkanlık sistemi öneriliyor.” sorusu üzerine CHP lideri, “Biz başkanlık sistemi tartışmasının Türkiye’de tamamen yapay bir tartışma olduğunu düşünüyoruz. Bugün Türkiye’nin dünya kadar sorunu var. Doğu ve Güneydoğu’da kan gövdeyi götürüyor. Anayasa tartışmaları mı çok değerlidir, yoksa bu sorunu çözmek mi çok değerli? Biz bırakmışız orayı, kalkmışız bir kişiye göre rejimi değiştireceğiz, onun keyfi olsun diye.” ifadelerini kullandı.

“REFERANDUMA GİDECEKSE ÖNCE VATANDAŞA SORULMALI”

CHP Genel Başkanı olarak sistemin referanduma gitmesi fikrine nasıl baktığı sorusuna da muhatap olan Kemal Kılıçdaroğlu, “Referanduma gitmez ki sistem nasıl gidecek? Referanduma gidecekse önce vatandaşa sorulmalı; sen Parlamento’da ihale takipçisi milletvekili istiyor musun istemiyor musun? Sen Parlamento’da cebini düşünen milletvekili istiyor musun istemiyor musun? Yüzde 99,9 istemiyorum çıkacak. O zaman bunu gereğini yapalım ve milletin vekilini millet seçsin. Yoksa onun dışında biz vatandaşı kandırmak için her türlü numarayı çekiyoruz. Sayın Erdoğan’ın başkanlıkta ısrar etmesi aslında Başbakan’ın çalışmadığının kanıtıdır. Bunlar çalışmıyor, bunlar ülkeyi yönetemiyorlar, yetkiyi bana verin, ben yöneteceğim diyor.” düşüncesini paylaştı.

Kılıçdaroğlu, “Siz başkanlık sistemine mi karşısınız yoksa Erdoğan’ın şahsına mı karşısınız” sorusunu da “Biz başkanlık sistemine karşıyız. Sayın Erdoğan’ın şahsına kişisel olarak görmüyoruz bunu ama o kişisel olay olarak görüyor. Sayın Cumhurbaşkanı anayasal sınırları içinde kaldığı, ettiği yemine sadık kaldığı sürece sorunumuz yok. Anayasal sınırları dışına çıktığında en sert şekilde onun anlayacağı dilden eleştirdim. Hala aynı tutumu takınırsanız eleştirilerdeki dozu artırarak devam edeceğim dedim.” şeklinde cevapladı.

Cihan