Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C
Çar 20°C

KILIÇDAROĞLU: SİYASAL RÜŞVETE TESLİM OLAN ADALETTEN, ADALET BEKLENEMEZ

KILIÇDAROĞLU: SİYASAL RÜŞVETE TESLİM OLAN ADALETTEN, ADALET BEKLENEMEZ
13/09/2014 13:39
A+
A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Ekim’de gerçekleştirilecek HSYK seçimlerine ilişkin savcı ve hakimlere “Eğer bu ülkede adalete saygı duyulacaksa, o saygıyı önce siz duyacaksınız, siz sağlayacaksınız. Rüşvete teslim olan, siyasal rüşvete teslim olan bir adaletten, adalet beklenemez.” uyarısı yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Ekim’de gerçekleştirilecek HSYK seçimlerine ilişkin savcı ve hakimlere “Eğer bu ülkede adalete saygı duyulacaksa, o saygıyı önce siz duyacaksınız, siz sağlayacaksınız. Rüşvete teslim olan, siyasal rüşvete teslim olan bir adaletten, adalet beklenemez.” uyarısı yaptı. Hakim ve savcılara yüksek oranda zam yapılmasını “siyasal rüşvet” olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, “Adaleti güçlü kılmak istiyorsanız, ben siyasal erke bile karşı çıkarım. Çünkü ‘ben yargıcım, toplumun vicdanıyım’, diyecekseniz siyasal rüşvete karşı çıkacaksınız. Bunu yapmayan yargıca, yargıç denmez, savcıya da savcı denmez.” şeklinde konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin, kurultaydan sonra en yetkili organı olan Parti Meclisi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında çalışmalarına başladı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısının açılışında bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında “Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını pek çok kişi söyledi. Doğrudur. Demokrasi sandıktan ibaret değildir.” diyen Kılıçdaroğlu, sandıktan çıkanların ülkeyi yönetirken, hukuka ve hukukun üstünlüğüne uymaları, hukuk çerçevesinde hareket etmelerinin gerektiğinin altını çizdi. Kılıçdaroğlu, “Sandıktan çıktım, istediğimi yaparım. Bu demokrasi değildir, bu başka bir şeydir. Sadece bu da yetmiyor. Hukuk çerçevesinde hareket ederim ama beni seçenler, beni denetleyecek, halkın denetimine açık olacak. Denetimsiz bir yönetim olmaz. Demokrasilerde yok böyle birşey. O nedenle. demokrasiyi çok iyi anlatacağız, hukuku da çok iyi anlatacağız. Hukuk devletinde yönetenlerin de, yönetilenlerin de sorumlulukları var. Kurumların da sorumlulukları var. Herkes hukuk çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Hukuk açısından ciddi açmazlarımız var.” ifadelerini kullandı.

“KİMSENİN DOKUNMADIĞI İMTİYAZLI BİR SINIF VAR”

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gidelim sokaktaki vatandaşa soralım. Hukuk önünde bütün vatandaşların eşit olduğuna inanıyor musun? Diye soralım. Emin olun yüzde 90’ı ‘hayır’ der. Eğer vatandaş hukuk önünde herkesin eşit olmadığına inanıyorsa, burada bir sorun var. Oysa Anayasa’mızda, 12 Eylül darbe anayasasında hiçbir sınıfa, kişiye, zümreye, imtiyaz tanınamaz, der. Herkes hukuk önünde eşittir, der. Darbe anayasasında bu yazar, bugün geldiğimiz noktada darbeden şikayet eden siyasal iktidar, yurttaşları hukuk önünde eşit koymuyor. İmtiyazlı bir sınıf var. Kimsenin dokunmadığı imtiyazlı bir sınıf. Eğer birilerine yargı dokunmayacaksa, birileri hakkında denetim yapılmayacaksa, o zaman bu ülkede demokrasiden söz edemeyiz.”

“ÖZEL AKLAMA MAHKEMELERİ KURULDU”

Bu konuda yakın tarihte örnekler olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Darbeler oldu sıkı yönetim mahkemeleri kuruldu. İktidar erkinin gücünü halka kabul ettirmek için. Farklı bir düşünceye izin vermemek için. Onlar iktidar gücünün sopası oldu. İnsanlar acımasızca idam sehpalarına getirildi. Sonra yumuşatıldı adına Devlet Güvenlik Mahkemeleri dediler. Sonra biraz daha yumuşatıldı Özel Yetkili Mahkemeler dediler. Silivri toplama kamplarını hiç unutmayacağız. Şimdi bunu da kaldırdılar, ‘özel aklama mahkemeleri’ kurdular. Gücü elinde tutanların yaptığı yolsuzlukların araştırılmamasının yollarını buldular, ortaya çıkardılar: Özel Aklama Mahkemeleri.” dedi.

“SİYASAL RÜŞVETE TESLİM OLAN ADALETTEN ADALET BEKLENMEZ”

Ardından HSYK seçimlerine değinen Kılıçdaroğlu, “12 Ekim’de HSYK seçimleri var. İktidar bütün gücüyle bu seçimlere yoğunlaşmış durumda. Başbakanı ziyaret ediyorlar, bazıları. Özel rüşvet taleplerinde bulunuyorlar. Olur diyorlar, sizin maaşlarınızı artıracağız. Yeter ki, bizim kişileri HSYK’ya seçin. Buradan bütün savcılara ve hakimlere sesleniyorum. Eğer bu ülkede adalete saygı duyulacaksa, o saygıyı önce siz duyacaksınız, siz sağlayacaksınız. Rüşvete teslim olan, siyasal rüşvete teslim olan bir adaletten, adalet beklenemez. Adaleti güçlü kılmak istiyorsanız, ben siyasal erke bile karşı çıkarım, çünkü ben yargıcım, toplumun vicdanıyım, diyecekseniz, siyasal rüşvete karşı çıkacaksınız. Bunu yapmayan yargıca yargıç denmez, savcıya da savcı denmez. Geldiğimiz süreçte bütün bu gerçekler hepimizin önünde duruyor.” diye kaydetti.

“AKP ŞİMDİ VESAYETİN TA KENDİSİ”

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İmtiyaz vesayeti doğurur. Birilerine imtiyaz sağlayacaksınız, her türlü yolsuzluğu yapabilirsin, kimse sana dokunmayacak. Seni üst mevkilere de getirebiliriz. Eğer birşey olursa hiç meraklanma, özel aklama mahkemeleri var. Oraya da göndeririz. Bizim savcımız var, takipsizlik verir. Hakimi ayarladık, o da özel aklama mahkemesinde görevli, o da zaten onaylayacak bir sorun kalmayacak. Bu sürecin içerisindeyiz. Dün askeri darbenin yıldönümüydü. AKP, iktidar olmadan önce ve olduktan sonra, hep vesayetlere karşı çıktığını söyledi. Biz de vesayete karşı çıkıyoruz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, siyasal partilerin hukuk dışında egemen bir vesayeti reddetmeleri, demokrasi açısından büyük bir kazançtır. Ama bunu sadece söylemde değil, eylemde de gerçekleştirmeleri gerekir. AKP iktidar oldu, vesayetler için gayret etti, şimdi yeni bir vesayetin ta kendisi.”

“MERAK EDİYORUM O KOLTUKTA NİYE OTURUYOR”

İstanbul Mecidiyeköy’deki rezidans inşaatında meydana gelen asansör kazası ile ilgili değerlendirmede bulunan CHP lideri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e istifa çağrısı yaparak şunları kaydetti: “İş cinayetlerinde Avrupa’nın birincisiyiz, dünyanın da üçüncüsüyüz. Nasıl bir demokrasidir, nasıl bir hukuktur, nasıl bir ekonomik anlayıştır bu. İnsanın açıkca, vahşi kapitalizme teslim edilip, ölüme mahkum edildiği bir süreci yaşıyoruz. Böyle bir tabloyu ben içime sindiremiyorum. ‘Maliyet zorlaması var…’ Beyefendi sanki muhalefet partisinin milletvekili. Bu kişi Bakan. Bütün bu şikayetlerin önlemini alması gereken kişi, ama şikayet ediyor. Merak ediyorum o koltukta niye oturuyor? Şikayet etmek için mi önlem almak için mi? Bu da zamana uygun olarak ‘balonu nasıl hafifletebiliriz, tepkiyi nasıl biraz dindirebiliriz’ o amaçla söylenmiş sözler. Samimi değiller. Soma faciasından sonra milletvekillerimiz yeraltı madenlerinde ‘yaşam odası kurulsun’ dile önerge verdiler. İnsanlar patlama olsa da ölmesinler diye. 19 yıldır ILO’nun öngördüğü bu sözleşmeyi Türkiye imzalamıyor. Görüşmeler yapılırken Bakan Faruk Çelik kürsüde oturuyordu, önergeye ret oyu verdi. ‘Kabul etmiyoruz.’ Yani, ‘insanlar ölebilirler’ dedi. Hani kar hırsı, hani maliyet hırsı, kar hırsına teslim oldun sen, vahşi kapitalizme teslim oldun sen… Neden şikayet ediyorsun şimdi. O görevi derhal bırakması ve oradan istifa etmesi gerekir, onurlu bir insanın. Bu cümleleri ettikten sonra. Hem bu cümleleri edeceksin hem yaşam odalarına karşı çıkacaksın.”

 

 

 

 

 

 

cihan/ dha