Dolar 32,5101
Euro 34,8700
Altın 2.450,28
BİST 9.889,53
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

‘KONTROLLÜ DARBENİN SANIĞI SENSİN’

‘KONTROLLÜ DARBENİN SANIĞI SENSİN’
04/12/2017 01:39
A+
A-

‘KONTROLLÜ DARBENİN SANIĞI SENSİN’

Erdoğan, burada yaptığı kısa selamlama konuşmasından sonra kongrenin düzenlendiği yeni spor salonuna girdi. Burada partililere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişimi üzerinden CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Bay Kemal, o gece saat 11.30 gibi Atatürk Havalimanı’na geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar. Tanklar, oradaydı. Arkadaşları tankların başındakilerle görüştüler, geldiler, haber verdiler. Bay Kemal, tankların arasın

CUMHURBAŞKANI ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il kongresine katılmak üzere geldiği Ağrı’da halka hitap etti.

Kongre salonu önünde kendisini bekleyen Ağrılılara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birlik çağrısı yaparak, “Bizde Türkçülük, Kürtçülük, şuculuk, buculuk yok. Bizde sadece tek millet, tek vatan var. Vatanımızı bölmeye çalışanlara fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Tendürek, Cudi, Gabar, Bestler Dereler’e teröristleri gömdük, gömüyoruz, gömeceğiz” dedi.

İnşaatı yeni tamamlanan spor salonunun önünde toplananları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ağrı’ya müjdeyle geldiğini söyledi. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ne tıp fakültesinin de kurulacağını açıklayan Erdoğan, hastanenin de mart ayına kadar tamamlanacağını söyledi. Tıp fakültesini, iş adamı İbrahim Çeçen’in yaptıracağını belirten Erdoğan, “İnşallah, tıp fakültesiyle beraber İbrahim Çeçen Üniversitesi’ne ayrı bir zenginlik katmış olacak. Hastanenin de en geç mart ayında hizmete girmesiyle Ağrı’nın dertli insanları, dermanını bu hastanede bulacak. Tıp fakültesi öğrencileri de eğitimlerini burada alacaklar” diye konuştu.

Ağrılılara 2019 yılının Mart ayında yapılacak seçimlerde belediyeyi istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“İşte bakınız; bu kadar zaman geldi, geçti. Belediyeyi kime verdiğiniz belli. Belediyeyi şurada 3.5 yıldır alanlar, Allah aşkına soruyorum; şu Ağrı’ya ne hizmet verdi? Her taraf, arka sokaklar, hizmet gördü mü? Seçtiğiniz belediye başkanı, nerede? Emaneti kime veriyorsanız hesabı da ondan sormalısınız. Emaneti verdiğiniz kişi, ortada yok ki. Bırakmış birisine, çekmiş, gitmiş. Mecburen belediyeyi kayyuma teslim ettik. Valimiz, kayyum olarak hizmeti sürdürüyor. İnşallah, kalan 16 ayda da bu hizmete başarılı bir şekilde devam edecek. Daha güzel günler olacak. Sizden ricam, 2019’un Mart’ına iyi hazırlanmalıyız. Yetmez, 2019 Kasım reformu var. Bu reformu siyasi reform olarak beraber yapacağız. Buna var mıyız? Kapı kapı dolaşmaya var mıyız?”

Konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu da yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Sizden bir şey istiyorum. Biz, tek millet olacağız. Bizde Türkçülük, Kürtçülük, Lazcılık, şuculuk, buculuk yok. Bizde sadece tek millet var. Tek bayrak var. Öyle paçavralar, maçavralar önümüze gelmesin. Tek vatan dedik; ama vatanımızı bölmeye çalıştılar. Vatanımızı bölmeye çalışanlara da fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Tendürek, Cudi, Gabar, Bestler Dereler’de bütün teröristleri gömdük, gömüyoruz ve gömeceğiz. Benim halkımın, vatandaşımın huzurunu refahını bozanlar, şunu bilsinler ki karşılarında bizi bulacaklar. Şehitlerimiz, olabilir. Gazilerimiz olabilir. Onlar bu vatan için şehit oldular, gazi oldular ve şehadete yürüdüler. Allah, onlardan razı olsun. Şimdi de diyorum ki bu birliğimizi koruyalım. Birbirimizi Kürt, Türk olduğu için değil; Allah için seveceğiz, Yaradan’dan ötürü seveceğiz. Bunu böyle yaparsak işi kurtarırız.”

 

İTİRAZ ETTİĞİMİZ İÇİN HEDEFE KOYDULAR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Ağrı Teşkilatı’nın 6’ncı Olağan Kongresi’ne katıldı. Burada partililere hitap eden Erdoğan, Türkiye ile dost olanın kazandığını, Türkiye’ye husumet besleyenlerin ise kaybettiğini belirterek, şunları söyledi:

“Hükümete geldiğimizde dostlarımızı çoğaltacağız; ama değerli kardeşlerim, düşmanlarımızı da kusura bakmasınlar, onları da bir kenara koyarak, yolumuza devam edeceğiz. Bu konuda pek çok önemli adımlar, attık. Dünyanın neresinde olursa olsun, samimiyetle yüreğini açanlara samimiyetle elimizi uzattık. Afrika’dan Güney Amerika’ya ilk defa siyasi irtibat tesis edip, diplomatik kanalları oluşturduğumuz onlarca ülke var. Böylesine uzak diyarlarda bu gayretleri gösterirken, yanı başımızdaki ülkeleri, devletleri elbette ihmal edemezdik. Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz, en ileri seviyelere bizim dönemde geldi. Aynı Avrupa Birliği ile çok farklı bir noktaya savrulduk. Benzer durum, bazı devletler içinde söz konusu. Burada oyunbozanlık eden, asla Türkiye olmamıştır. Müttefiklik hukukunu ihlal eden, biz olmadık. Tam tersine işler, bu noktaya, ülkemize verilen sözlerin tutulmaması sebebiyle geldi. Suriye’de, Irak’ta yaşadığımız sıkıntıların nedeni de hem bölge halkına hem de bize karşı ikiyüzlü davranılmış olmasıdır. Demokrasi ve insan haklarını ağızlarından düşürmeyenler, bu ülkelerden yükselen aynı taleplere kulaklarını tıkamış, terör örgütleriyle hareket etmişlerdir. Bizi de buna itiraz ettiğimiz, sesimizi yükselttiğimiz için hedefe koydular.”

‘BU OYUNA BİZİ GETİREMEYECEKSİNİZ’

Türkiye’ye yönelik saldırıların ve iftiraların hiçbirinin birbirinden bağımsız olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan soruyorum. Türkiye, Irak’taki ve Suriye’deki kardeşlerinin yaşadığı zulümlere sırtını dönebilir mi? Türkiye, bölgemizde binlerce yıllık medeniyet birikimlerimizin yerle bir edilmesine göz yumabilir mi? Türkiye, kardeşi kardeşe kırdıran, zalim düzenin sürmesine rıza gösterebilir mi? Birileri, kendi kirli çıkarları için zalimlerin dümen suyuna girebilir; ama biz, yapamayız. Zulme rıza, zulümdür. Böyle davranırsak bugün Ağrılı kardeşlerimizin karşısına başı dik, alnı ak çıkamazdık. Türkiye’yi cezalandırmaya, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Senaryo belli, tezgah belli. Bunu ülkemizde, iş birlikçileriyle FETÖ ile yapıyorlar. Bu oyuna bizi getiremeyeceksiniz, bunu böyle bilin. PKK’yı bunun için azdırdılar. FETÖ’yü bunun için sahaya sürdüler. DEAŞ’ı bunun için üzerimize saldılar. Ana muhalefetin yeni adıyla ‘ana hıyanet’in başında bulunan zatı da aynı amaçla kullanıyorlar. Ülkemizde elde edemedikleri neticeyi binlerce kilometrelerce ötede aynı tezgahla aynı senaryoyla ulaşmanın gayreti içindeler. Milletimiz, şunu bilsin ki bu saldırıların, iftiraların hiçbiri birbirinden bağımsız değildir. Hepsi, aynı gayeye yöneliktir. Türkiye’yi diz çöktürmeyi amaçlamaktadır. Milletimizi birbirine düşürmeyi hedeflemektedir. İstedikleri kadar uğraşsınlar, başaramayacaklar” diye konuştu.

Terörün Türkiye’ye ve bölgeye verdiği zararlara da değinen Erdoğan, hangi altyapı kurulursa kurulsun hangi teşvik verilirse verilsin terörün olduğu bölgede kimseyi tutamadıklarını söyledi. Bir kadının dışarıda ‘İş, iş’ diye bağırdığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Tamam da iş adamı buraya gelip, yatırım yapmıyor ki. Ama şimdi, Allah’ın izniyle terör buradan defoluyor. Bundan sonra ben, inanıyorum ki iş adamlarımız, buralara gelip, yatırım yapacak. Ağrı, pek çok şehrimiz gibi terör kurbanıdır. Bu yüzden başlı başına zenginlik kaynağı olması gereken Ağrı Dağı’na çıkmak, uzun yıllar mümkün olmadı. Niye bu insanlar çıkamıyor? Korkuyor; ama terör belası ortadan kalkmış olsa sadece Ağrı Dağı için on binlerce insan, turist olarak buralara gelir. Aynı şekilde Tendürek Dağı, uzun yıllar boynu bükük kalmıştır. Ağrı’nın, medeniyetleri birbirine bağlayan ilçeleri bir kısır döngünün içine düşmüştür. Havalimanı, yollar, elektriği, suyu, araç gereci var; ama yeterince fabrika ve turist yok. İstihdam yok. Gönlümüz, bu duruma razı değil. Şimdi de yeni bir hamleyle işsizliğin üstesinden gelmek istiyoruz. Bunun için desteğinize ihtiyacımız var. Siz, isteyeceksiniz ki biz de üstümüze düşenleri yapabilelim.”

‘BÖLÜCÜ ZİHNİYETLİ PARTİLERE İHTİYAÇ YOK’

Terörle mücadelede kararlılık vurgusu da yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Geçmişte Ağrı’yı adeta teslim alan, zehirleyen, elini kolunu bağlayan bölücü virüsünü vücudumuzdan tümüyle atmanın zamanı gelmiştir. Tendürek’te, Cudi’de, Gabar’da F-16 olur üzerine üzerine gideriz. Adeta parasını verenin tepe tepe kullandığı bir katiller sürüsüne dönüşen PKK’nın ülkemizde ve milletimizle uzaktan, yakından ilişkisi yoktur. Ülkemizde benim Kürt kardeşlerimi temsil etmek için terör örgütlerine, bölücü zihniyetli partilere de ihtiyacı yoktur. Onlar, kendi kendilerini temsil edeler. Meclis’te, bürokraside, iş dünyasında, her yerde Kürt kardeşlerim, diledikleri gibi işlerini yapıyor, hayatlarını sürdürüyor. Siyasi hayatıyım boyunca Kürt kardeşlerimin ekonomik, sosyal ve kültürel sorunları için çözüm için mücadele ettim. Hamdolsun, elimize imkan geçtiğinde de hepsini çözdük. Bugün ülkemizde kimse kökeni, inancı, meşrebi, kültürü sebebiyle baskı altında olduğunu iddia edemez. Varsa böyle bir sıkıntısı olan, bize gelsin. Herkesin hakkını, hukukunu teslim etmeyi kendimize vazife biliyoruz; ama böyle sorun olmadığı halde ısrarla tahrik etmenin adı da ırkçılıktır. Her türlü ırkçılık gibi Türk ve Kürt ırkçılığına da karşıyız; çünkü bu ülke, bu vatan, bu devlet hepimizin aksine düşünen herkes önce bizi karşısında bulur.”

PKK’nın ve DEAŞ’ın karşısında duran milletin, 15 Temmuz darbe girişiminde de kahramanlığını gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de faaliyet gösteren örgüt, bugün şu devletin, yarın o devletin, sonra başka bir gücün oyuncağı olacak. Sonunda da kirli mendil gibi kenara atılacaktır. Suriye’de kimlik dahi verilmeyen Kürt kardeşlerim, haklarını, hukuklarını elde edemedikleri zaman bizzat şahsım onların hakkını hukukunu Esad’a karşı bizzat savunmuş, ‘Niye kimliğini, pasaportunu vermiyorsunuz?’ dedim. Suriye’de DEAŞ, neyse YPG de odur. Ağrılıların güzel bir söz var. ‘Kara yüze his gerekmez’. Bunların, birilerinin maşası olduğunu görmek için uzun lafa gerek yok. Her şey ortada. Suriyelilerin tek bir dostu vardır. O da Türkiye’dir. Başka dostları yok” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından oğlu Bilal Erdoğan ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’la beraber Muş’a geçti.

 

‘KONTROLLÜ DARBENİN SANIĞI SENSİN’

Ağrı’dan helikopterle Muş’a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongre salonu önünde kendisini bekleyen kalabalığa hitap etti. Erdoğan, burada yaptığı kısa selamlama konuşmasından sonra kongrenin düzenlendiği yeni spor salonuna girdi. Burada partililere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişimi üzerinden CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Bay Kemal, o gece saat 11.30 gibi Atatürk Havalimanı’na geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar. Tanklar, oradaydı. Arkadaşları tankların başındakilerle görüştüler, geldiler, haber verdiler. Bay Kemal, tankların arasından tıpış tıpış yürüdü, arabasına bindi. Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? ‘Bu bir kontrollü darbe’. Kontrollü darbenin sanığı sensin be” dedi.

Konuşmasında ‘Sizinle beraber buradan tüm Türkiye’ye bir sinyal veriyorum’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı haberler alıyorum, bazı sinyaller alıyorum. Bazı iş adamlarının, varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum ve buradan sesleniyorum. Önce kabinedeki arkadaşlara sesleniyorum. Bunların hiçbirine, çıkış için asla izin vermemelisiniz; çünkü bu adımlar, ihaneti vataniyedir. Bu ülkede kazanıp, bu ülkenin varlıklarını yurt dışına kaçırmaya çalışanlara, asla iyi nazarla bakamayız” diye konuştu.

‘GÜÇLÜ VE BAĞIMSIZ TÜRKİYE’Yİ HAZMEDEMİYORLAR’

Son günlerde yaşanan gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Son günlerde sergilenen çifte standartları takip ediyorsunuz. Hans’a, George’a, Michael’a göre değil; Hasan’a, Ahmet’e, Ali’ye göre hareket etmemiz, birilerinin canını fena halde sıkıyor. Alışmışlar, emir kipiyle konuştukları eski Türkiye’ye, alışmışlar Batı’dan daha çok Batıcı bir ülkeye, alışmışlar baskılarla yıldırdıkları tehditlerle diz çöktürdükleri, diledikleri zaman oyundan attıkları orta sınıf ülkeye. Güçlü ve bağımsız Türkiye’yi hazmedemiyorlar. Eski Türkiye’nin patronları, bizim milli ve yerli duruşumuzdan rahatsızlıklarını gösteriyorlar. Türkiye’nin sorgusuz, sualsiz kendilerine tabi olmaması, milli menfaatlerinin bekçiliğini yapması karşısında adeta kuduruyorlar. Tavırlarını öyle gizli saklık değil, göstere göstere sergiliyorlar.”

‘BU MİLLETİ FETÖ’NÜN KUMPASI OLMUŞ MAHKEMELER SİNDİREMEZ’

Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını harfiyen uyguladığını vurgulayan Erdoğan, “Mesele ne yapmışız? Sözleşmemiz olan bir ülkeden vatandaşımız, kışın üşümesin diye doğal gaz satın almışız. Diğer ülkeler gibi sadece BM kararları, bizi bağlar. Türkiye, BM kararlarını harfiyen uygulamıştır. Uluslararası taahhütleri yerine getirmiştir. Bizim yaptığımız işin müttefiklik ruhuna aykırı bir tarafı yok. Şartların el verdiği ölçüde iyi niyeti sergiledik mi? Yüzyüze görüşmelerde bunu açıkça anlattık. Buna rağmen suçlamalar, akıl alır gibi değil. Tamamı FETÖ’nün servis ettiği eski vekillerin kuryelik yaptığı, hiçbir hukuki geçerliliği olmayan belgelerle ülkemizi sanık sandalyesine oturtuyorlar. İşin ticari boyutunu kenara bıraktık. Kendi yaptırımlarını delenler, kendi firmaları. Meseleyi siyasi bir zemine çekmeye çalışıyorlar. 17-25 Aralık kumpasının okyanus ötesine taşınmasından başka bir şey değildir. Sadece şantaj malzemesi oluşturma gayesi vardır. Biz, bu şantaja boyun eğmeyiz. 15 Temmuz gecesi, FETÖ’cü alçakların silahlarının sindiremediği bu milleti FETÖ’nün kumpası olmuş mahkemeler de sindiremez” diye konuştu.

‘BU ZAT, İFTİRALARININ ÇITASINI DAHA DA YÜKSELTTİ’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Biz, milletimizle omuz omuza vererek, paralelle mücadele ederken bu zat, FETÖ’cü kanalların değişmez konusu olmuştu. Milletvekilleri de FETÖ’nün gazetelerinde kapı nöbeti tutuyordu. Bu zat, aynı tavrını 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra da devam ettirdi. O gece bizler, Atatürk Havalimanı’na geldik. On binler, oradaydı. Bu zat, ne diyordu? ‘Darbe olduğu zaman tankların önüne önce ben, çıkarım’. Bay Kemal, o gece saat 11.30 gibi Atatürk Havalimanı’na geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar. Tanklar, oradaydı. Arkadaşları tankların başındakilerle görüştüler, geldiler, haber verdiler. Bay Kemal, tankların arasından tıpış tıpış yürüdü, arabasına bindi. Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? ‘Bu bir kontrollü darbe’. Kontrollü darbenin sanığı sensin be. Çünkü o gece sehpaya kahveler kondu, kahve yudumlarken, bir taraftan da ekranlarda darbeyi izliyordu. Şahsım, enerji bakanımız, eşim, kızım, torunlarım, biz, havalimanına indiğimizde meğerse bu gelmiş ve oradan kaçmış. Ya sende yürek yok, dürüst değilsin. 7 Ağustos’ta, Yenikapı’da yaptığımız muhteşem buluşmaya bu beyefendiyi davet ettim. Sayın Bahçeli’yi davet ettim. Sayın Bahçeli, anında olumlu dönüş yaptı ve geleceğini söyledi. Bu ise önce gelemeyeceğini söyledi. Bay Kemal, sonra da ne olduysa birileri, her halde üzerine gittiler, ikna ettiler. Cumartesi günü buluşmamız vardı. Cuma akşamı katılacağı haberini aldım. Dürüst ol. Her zaman yalan söyledin, her zaman yalan söylemeye devam ediyorsun. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. FETÖ’nün sosyal medyadaki tetikçilerinin servis ettiği bilgiler, günlerce milli istihbaratımızı hedef aldı. ‘Ana kuzuları’ diyerek, masum göstermeye çalıştığı teröristlerin nasıl acımasızca kurşun sıktığının görüntüleri her yerde var. Yalanları ortaya çıktıkça utanır, diye beklerken bu zat, iftiralarının çıtasını daha da yükseltti. Bir yalanını örtmek için daha büyük bir yalan ve iftirayla ortaya çıkıyor.”

‘KASETLE GELEN DEKONTLA GİDER’

“Bir kaset operasyonuyla CHP genel başkanlığına taşıyanların seçimlere farklı bir isimle gitmek istediklerine işaret ediyor” diyen Erdoğan, “Bay Kemal, gidiyor. Geçen hafta, göz göre göre tongaya bastırılmasının başka bir hesabı olamaz. Eskilerin deyimiyle ali okulunu bitiren herkes, önündeki kağıtları okuyunca, meselenin baka bir şey olduğunu anlar. Bu bay, okuduğunu da anlamıyor. Kendisinin maliyeci olduğunu, maliyeden iyi anladığını söylüyordu. Ülkemiz maliyesinin belinin niye doğrulmadığı bugün daha iyi anlaşılıyor. Bu zatın genel müdürlüğü altında SSK’nın niçin battığı şimdi daha iyi ortaya çıkıyor. Bu şahsın siyasetteki son kullanım süresini tamamladığı anlaşılıyor. Ne diyelim? Kasetle gelen, dekontla gider; bunu böyle bilelim” dedi.