“KÜRT HALKI BÖLÜNME İÇİN DEĞİL, BU ÜLKE SINIRLARINDA ÖZGÜRCE YAŞAMAK İÇİN BİR TALEPTE BULUNUYOR”

Demirtaş: Kürt halkı bölünme için değil, bu ülke sınırlarında özgürce yaşamak için bir talepte bulunuyor. Özyönetim de, özerklik de budur. Bölünme değil, birleşme, bütünleşme, eşitleşme bunun üzerinden bir demokratikleşme talebidir.

HDP Eş genel Başkanı Selahattin Demirtaş basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Güneydoğu’daki operasyonlar, başkanlık sitemi ve yeni anayasaya değinen Demirtaş, şu ifadeleri kullandı: “Bunlar çok vahim durumlar. Ülkede çatışma, savaşma yaşanması kaçınılmaz olmuş olabilir. Siyasetçiler bunu durduramamış olabilir. Fakat evrensel hukukun, ülkenin iç hukukunun yasalarının bu kadar aleni bir şekilde devlet tarafından ihlal edilmesi devletin bu kadara yasa dışına çıkması, AKP hükümetinin talimatları ile devlet görevlilerinin kanun dışı bir pozisyona aleni bir şekilde çıkıyor olması çok vahim bir durum.
Başbakan herhalde bunu inkar edemez. Terörle mücadele adı altında 90’lı yıllardan çok daha açık bir kanun dışılık gerçekleşiyor. Uluslararası hiçbir hukukta yeri olmayan uygulamalar gerçekleştiriliyor.

ELEŞTİRDİĞİMİZDE KAHRAMAN ASKERİMİZİ, POLİSİMİZ ELEŞTİRDİLER DİYE HDP’Yİ SUÇLAYAN DİL KULLANIYOR AKP
Cizre’de, Sur’da diğer ilçelerde tam olarak elde edilmek istenen zafer nedir bunu da bilmiyoruz. Bu tam bir hezimettir. Siyasi hezimettir. Sorumlusu AKP hükümeti. Tüm bunların ortaya çıkması AKP hükümetinin yanlış politikalarıdır. Bu durumu eleştirdiğimizde kahraman askerimizi, polisimiz eleştirdiler diye HDP’yi suçlayan bir dil kullanıyor AKP. Sorumlu olarak iktidarı, hükümeti görüyoruz. Polis asker siyasetten emir aldığı için bunlar oluyor. Siyasi sorumluları eleştiriyoruz.

BAŞKANLIK OLMAZSA KAOS, FELAKET OLUR. BUNU HER GÜN ÖLÜMLER PAHASINA ÜLKEYE YAŞATIYORLAR
Ortada tam bir siyasi basiretsizlik var. Ülke kaosa sürüklenme noktasına getirilmiştir. Hükümet bunların hesabını vermemek için parlamentoyu işlevsiz kıldı. kapattılar Parlamento’yu. Türkiye2de artık Türkiye Büyük Millet Meclisi diye bir kurum yoktur. Ya kapalı, ya da AKP grubu tarafından işlevsiz hale getirilmiştir. Bununla şu denmek isteniyor bakın Parlamento işlevsiz demek ki Başkanlıka geçmemiz lazım. Başkanlık olmazsa kaos, felaket olur. Bunu her gün ölümler pahasına ülkeye yaşatıyorlar.

KAMU DÜZENİNİ TESİS ETMEK BİR GÖRÜŞMEYE, DİYALOĞA BAKAR
Kamu güvenliği sağlanmadan çözüm olmaz diyorlar. Kamu düzenini tesis etmek bir görüşmeye, diyaloğa bakar. Bir günde çözülebilir. Neden bunu denemek yerine askeri, polisiye operasyonlar yapıyorsunuz. Bunu eleştiriyoruz. Yoksa biz insanlar, sokaklarda barikat kazsın, hendek oluştursun elinde silah ile dolaşsın demiyoruz . bu bir dorun ise diyalog, müzakere ile çözmek mümkünken neden bunu yapmıyoruz.

ASLA TERÖRİSTLE GÖRÜŞMEM, ASLA ŞUNUNLA, GÖRÜŞMEM TERANESİNİ BIRAKIN YILLARCA GÖRÜŞTÜNÜZ
Ben asla teröristle görüşmem, asla şununla, bununla görüşmeme teranesini bırakın yıllarca görüştünüz. Görüşme olduğu dönemde netice de alınıyordu. Ölümler de yoktu. Türkiye halklarının, askeri polis anne, babasının bunu sormaya hakkı vardır.

KÜRTLER DE TÜRKLER DE VATANI İÇİN ÖLÜR
Türk toplumu eminim şunu hissediyor; ülkem tehdit altında, vatanım bölünmek üzere dolayısıyla şehit vermek gerekirse de şehit veririz diye düşünenler vardır. Bunu çok anlayabiliyoruz. Biz de bu ülkenin evlatları, yurttaşlarıyız. Tabi ki ülkemiz tehdit altında efendim düşman saldırısı altında olsa hep birlikte savunalım. Biz böyle bir durum yok. Kürt sorunu, iç sorunu, demokratikleşme sorunu müzakere ile çözülebilecek bir konu iken hükümet ısrarla savaşı dayatıyor ve ölümler bu yüzden ortaya çıkıyor diyoruz. İnsanlar vatanı için elbette ölürler. Kürtler de Türkler de vatanı için ölür. Hepimizin ortak vatanı tehdit altında olursa her birimiz canımızı ortaya koyalım.

AKP İKTİDARI VE BAŞKANLIK İÇİN SARAYIN GELECEĞİ VE SALTANATI İÇİN HİÇ KİMSE ÖLMEK ZORUNDA DEĞİL
Ama AKP iktidarı ve başkanlık için sarayın geleceği ve saltanatı için hiç kimse ölmek zorunda değil. Kusura bakmasınlar biz canımızı vermeyiz. Böyle bir şey için kimse canını vermez. Mevcut durum budur.

KÜRT HALKI BÖLÜNME İÇİN DEĞİL, BU ÜLKE SINIRLARINDA ÖZGÜRCE YAŞAMAK İÇİN BİR TALEPTE BULUNUYOR
Kürt halkı bölünme için değil, bu ülke sınırlarında özgürce yaşamak için bir talepte bulunuyor. Özyönetim de, özerklik de budur. Bölünme değil, birleşme, bütünleşme, eşitleşme bunun üzerinden bir demokratikleşme talebidir. Şimdi buy tartışmayı yasaklayıp her gün büyük ölümler, savaş çatışı altında ülkeyi anayasa tartışmaları ve başkanlığa mecbur bırakacak bir pozisyonda tutuyorlar.

ÖLÜM, GÖZYAŞI ACILAR ORTAMINDA SAĞLIKLI BİR ANAYASA TARTIŞMASI YÜRÜTMENİN DE İMKANI YOKTUR
Biz diyoruz ki sağlıklı bir tartışma ortamı olsun millet başkanlık istiyor mu istemiyor mu görürsünüz. Ama bu ölüm, gözyaşı acılar ortamında sağlıklı bir anayasa tartışması yürütmenin de imkanı yoktur. Perşembe günü komisyon toplanacak, biz öyle anayasa yapılabilecek koşul falan görmüyoruz. Neden yapılamayacağını komisyonda tek teke anlatacağız. HDP’nin teklifi nedir komisyonda paylaşacağız. HDP’nin çözüm önerilerini net bir şekilde görecekler.

HÜKÜMET ÇÖZÜME, DİYALOĞA KAPALI REJİM DEĞİŞİKLİĞİNİ ANAYASAL GÜVENCEYE ALMAK İÇİN UĞRAŞMAKTA
Hükümet çözüme, diyaloğa kapalıdır. Hükümet şu anda tek bir kişinin bu ülkede bir rejim değişikliğini anayasal güvenceye almak için uğraşmaktadır. Ülkeyi kurtarmaya çalıştığı falan yok. 14 yıl önceden, ekonomi, demokrasi….her şey daha kötüdür.”