Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Yağmurlu
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 23°C

MACLİSDE KAN DONDURAN AÇIKLAMA: HDP; “TÜRBENİN TAŞINMASINI BEN ORGANİZE ETTİM”

MACLİSDE KAN DONDURAN AÇIKLAMA: HDP; “TÜRBENİN TAŞINMASINI BEN ORGANİZE ETTİM”
01/10/2015 18:47
A+
A-

HDP’li Önder: Türbe’nin taşınmasını Sinirlioğlu ile ben organize ettim

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, 25. Dönem 2. Yasama Yılı açılışı için toplandı. HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Başbakan Davutoğlu’nun da PYD’ye teşekkür ettiğini, bunun belgelerle kayıtlarda mevcut olduğunu belirterek, “O dönem Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olan Sayın Feridun Sinirlioğlu ile birlikte ben türbenin taşınmasını organize ettik” dedi.

ERDOĞAN, MHP’NIN ELEŞTİRİLERİNİ KALDIRAMADI TEPKİ GÖSTERDİ
Yeni yasama dönemi açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör olaylarını eleştirdiği sırada MHP sıralarından gelen itiraza “Rahatsız mı oldun?” diyerek tepki gösterdi.
Yeni yasama yılının Meclis’teki açılışına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP Eşgenel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ katılmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Genel Kurul’a gelişi sırasında ayağa kalkmayan HDP grubu, İstiklal Marşı okunduktan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüye çıkarak konuşma yapacağı sırada Genel Kurul’u terk etti.

Yeni yasama yılının Meclis’teki açılışına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP Eşgenel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ katılmadı.

HDP GENEL KURUL’U TERK ETTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Genel Kurul’a gelişi sırasında ayağa kalkmayan HDP grubu, İstiklal Marşı okunduktan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüye çıkarak konuşma yapacağı sırada Genel Kurul’u terk etti.

Meclis’in yeni yasama yılının açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Erdoğan, yeni yasama yılı açılışında konuşma yaparken, muhalefet sıralarından gelen kimi itirazlar üzerine, tansiyon yükseldi. Erdoğan, muhalefet milletvekillerine, “Biz o bölgeye çok gittik. Siz kaç kere gittiniz onu söyleyin. O bölgelerde teşkilat bile kurmadınız. Kuramıyorsunuz. Gidin o bölgelerde çalışma yapın. İlçeleri bile dolaşıyorum. Rahatsız mı oldun? Rahatsız mı oldun? Ben sayıyorum gereği neyse onu yapın. Terör akrep gibi eninde sonunda kendisini taşıyanları da sokar. Siz bu kürsülerin çok acemisisiniz. Ben nereye hitap edileceğini çok iyi bilirim. Terör örgütlerini doğrudan ya da dolaylı destekleyen tüm ülkelerin bu tavırlarından vazgeçmemelerini bekliyoruz. Tuttuğunuz maşalar gün gelecek, sizin elinizi de yakacaktır” diyerek karşılık verdi.

“78 MİLYONUN BİR, BERABER VE KARDEŞ OLDUĞU BİR TÜRKİYE MÜCADELESİ VERİYORUM”

TBMM’nin 23 Nisan 1920’de, ülkenin tüm renklerini kucaklayan bir anlayışla kurulduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan,”95 yıllık süreçte, kimi dönemlerde, farklı etnik kökenlere, inançlara, mezheplere baskı yapıldığı, tabii ki inkâr edilemez bir gerçektir. Bu manada, inançlı kesime de, farklı düşünenlere de, Kürtlere de, başka kesimlere de haksızlıklar yapılmıştır, hatta zaman zaman bu haksızlıklar zulme dönüşmüştür. Biz, ilk gençlik yıllarımızdan itibaren bu haksızlıkları bizzat yaşamış, bunlara bizzat şahit olmuş kişileriz. Bu haksızlıkları inkâr etmediğimiz, tam tersine bu haksızlıkları yüksek sesle ifade ettiğimiz, tarihin kayıtlarında mevcuttur” dedi. Tüm siyasi hayatı boyunca olduğu gibi bugün de, hiçbir şahsi çıkarın, rütbenin, payenin peşinde olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletim beni rütbelerin en büyüğüne, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamına layık gördü. Ben, Büyük Türkiye, Yeni Türkiye, Güçlü Türkiye, 78 milyonun bir, beraber ve kardeş olduğu bir Türkiye mücadelesi veriyorum” şeklinde konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜ, KÜRT KARDEŞLERİMİN TEMSİLCİSİ DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütüyle mücadeleye dikkat çektiği konuşmasının devamında, “Buradan Kürt kardeşlerime özellikle seslenmek isterim: Biz Kürt kardeşlerimizle her zaman gönül diliyle konuştuk. Bugün de gönül diliyle konuşuyoruz. İstiyoruz ki, yarın da, öbür gün de, ebediyen aramızdaki gönül köprüsü sapasağlam muhafaza edilsin. Her bir Kürt kardeşim elini vicdanına koysun ve Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görsün. Bizleri birbirimizden koparma çabası, birbirimize düşman etme oyunu, aslında her ikimizi de hedef alıyor. Bunun için diyorum ki, Kürt ayrıdır, terörist ayrıdır. Terör örgütü, Kürt kardeşlerimin temsilcisi değildir. Kürt kardeşimin inancı, değerleri, ahlakı, onuru böyle bir örgütle yol yürümeye zaten uygun değildir. Mücadelemiz, bir etnik kökenle değil, altını çizerek ifade ediyorum, terörledir, terör örgütüyledir, teröristledir. Terörden en büyük zararı gören de yine Kürt kardeşlerimizdir” dedi.

“ELİF ŞİMŞEK’İ, YASİN BÖRÜ’YÜ, FIRAT SİMPİL’İ KATLEDEN ZİHNİYET”

Elif Şimşek’i, Yasin Börü’yü, Fırat Simpil’i katleden; bununla da kalmayıp cansız çocuk bedenleri üzerinden alçakça algı operasyonları yürüten bir zihniyetin, Kürtlerle hiçbir ortak noktası olamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün, evet, teröre karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Ama bin yıllık kardeşliği bozmamak, özgürlüklerden taviz vermemek için de son derece hassas davranıyoruz. Çözüm Süreci, 78 milyonun kardeşliğini tesis etme noktasında bir son aşamaydı. Biz bunun zor olduğunu biliyorduk, ama başarmak için denemek, mücadele etmek zorundaydık. Bu süreçte nihai aşama olarak, kardeşlik adına, huzur adına, Yeni ve Büyük Türkiye adına silahların bırakılması gerekiyordu. Türkiye düşmanı odaklara taşeronluk yapan örgüt maalesef bunu yapmadı” şeklinde konuştu.

“SİLAHLAR GÖMÜLÜP ÜZERİNE BETON DÖKÜLENE KADAR, MÜCADELE SÜRECEKTİR”

Terör saldırılarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu örgüt ülkemiz ve milletimiz için tehdit olmaktan çıkartılana, silahlar gömülüp üzerine beton dökülene kadar, bu mücadele sürecektir. Bakın silahların susması demiyorum. Kimi siyasiler, kimi medya kuruluşları, kimi hain ve harici odaklar terör örgütünü desteklese de, Türkiye, istiklal ve istikbal mücadelesinden kesinlikle taviz vermeyecektir. Milletimiz, kimin gerçekten teröre karşı mücadele verdiğini, kimin de terörün yanında, arkasında durduğunu, terörü perdelediğini görmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin askerini, polisini, korucusunu, A şahsının, B şahsının askeri, polisi, korucusu gibi göstermek, teröriste alenen sahip çıkmaktır. Teröristler her gün güvenlik güçlerimize saldırırken, bunlarla mücadele edenleri itham etmek, teröre destek vermektir. Terörden siyasi rant ummak, aynı şekilde terörü desteklemektir” diye konuştu.

“TUTTUĞUNUZ MAŞALAR GÜN GELECEK, SİZİN ELİNİZİ DE YAKACAKTIR”

Terörle mücadelenin bir etnik kökene karşı değil, terör örgütü ve onun üyelerine karşı yapıldığın belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasi partilerin, terör karşısında tek yürek, yekvücut olmadıkları sürece, şehitlerimizin aziz hatırası önünde, millet önünde mahcup olacaklarını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradan, terörü ve terör örgütlerini destekleyen ülkelere de sesleniyorum. Ne yaptığınızı çok iyi biliyoruz, çok yakından takip ediyoruz. Tuttuğunuz maşalar gün gelecek, sizin elinizi de yakacaktır. DEAŞ, PKK, DHKP-C… Adı ne olursa olsun, sırf Türkiye’ye zarar veriyor diye terör örgütlerini destekleyenler bilsinler ki, gün gelecek, bu namlular onlara da dönecektir. Çünkü terörün karakteri böyledir; akrep gibi, eninde sonunda kendisini taşıyanları da sokar. Bunun için terörü, terör örgütlerini doğrudan veya dolaylı olarak destekleyen tüm ülkelerin bu tavırlarından vazgeçmelerini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

RAHATSIZ MI OLDUN? SİZ BU KÜRSÜLERİN ÇOK ACEMİSİSİNİZ”

Erdoğan’ın bu sözleri üzerine Genel Kurul’da bazı eleştirilerin gelmesi üzerine Erdoğan, “Rahatsız mı oldun? Rahatsız mı oldun? Ben sayıyorum gereği neyse onu yapın. Terör akrep gibi eninde sonunda kendisini taşıyanları da sokar. Siz bu kürsülerin çok acemisisiniz. Ben nereye hitap edileceğini çok iyi bilirim. Terör örgütlerini doğrudan ya da dolaylı destekleyen tüm ülkelerin bu tavırlarından vazgeçmemelerini bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Teröristle mücadelenin önemli ama yeterli olmadığını, asıl olanın terörle mücadele olduğunu; sorunun kaynağına inerek ‘bataklığın kurutulması’ gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, işte bu anlayışla, bir yandan sürekli istismar konusu yapılan bölgenin geri kalmışlığı sorununu çözecek adımları atarken, bir yandan da hak ve özgürlükleri genişletecek reformları hayata geçirdik. Demokratik Açılım olarak ilk adımlarını attığımız çalışmaları, Millî Birlik ve Kardeşlik Projesine dönüştürdük, nihai sonucu almak için de Çözüm Sürecini başlattık. Amacımız, terörü tüm boyutlarıyla ortadan kaldırmak, teröristlerin ülkemiz içindeki faaliyetlerini sıfıra indirmekti. Tek bir askerimizin, polisimizin, korucumuzun, vatandaşımızın canı yanmasın, kanı akmasın, evlerine ateş düşmesin, çocuklar yetim, eşler dul, anne-babalar boynu bükük kalmasın diye mücadele ettik, uğraştık. Milletimiz de, samimiyetimizi gördüğü için bu sürece destek verdi, bizi teşvik etti” diye konuştu. 6-7-8 Ekim olaylarının, terörün yeni yöntemleri, yeni yüzü konusunda ilk önemli tecrübe olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişte kendi amaçları uğruna onlarca masum insanı gözünü kırpmadan öldüren bu yapının hâlâ aynı yöntemlerde ısrar ettiğini gördük ve açıkçası ürperdik. Biz akan kanı tümüyle durdurmak isterken, birilerinin kan akıtmak için adeta sabırsızlandığına, el ovuşturduğuna şahit olduk” dedi.

“MİLLET İRADESİNE TEHDİTLE, BASKIYLA İPOTEK KONULDU”

7 Haziran seçimleri öncesinde, milletimizin iradesine tehditle, baskıyla, şiddetle ipotek koymaya çalışanların kurdukları tezgâhların tespit edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına “Buna rağmen, seçim sonrasında sürecin demokrasinin, hukukun, vicdanın, ahlakın, izanın sınırları içinde yürüyeceğine olan inancımızı muhafaza etmeye çalıştık. Ancak terör örgütü ilk fırsatta silahlarını, bombalarını, tuzaklarını harekete geçirmekten geri durmadı. Bununla da kalmayıp, ‘hadiseleri şahsımın ve hükümetin başlattığı’ propagandasını yaparak, gerçeği örtme, hedef şaşırtma çabası içine girdiler. Maalesef aynı propagandaya, medya başta olmak üzere, çeşitli kesimlerden de destek verenler olduğunu görüyoruz” diyerek devam etti.

“BU TOPRAKLARI KENDİMİZE VATAN YAPMAK İÇİN BİN YILDIR MÜCADELE EDİYORUZ”

Bu coğrafyada yaşamaya devam etmek için bin yıldır verilen mücadelenin bugün de, gelecekte de devam ettirileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelede görev alan tüm güvenlik görevlilerine ve diğer kamu personeline başarılar dileyerek; “Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza şifalar temenni ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Amacımız, bu mücadeleyi mutlaka başarıya ulaştırarak, şehitlerimizin dökülen tek bir damla kanının dahi boşa gitmemesini sağlamaktır. Terörle mücadele; Cumhurbaşkanıyla, Hükûmetle, devletin ilgili kurumlarıyla birlikte Meclis’in, burada temsil edilen siyasi partilerimizin tamamının ortak görevidir. Bunun için, diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak terör karşısında birlik, beraberlik, dayanışma, iş birliği içinde olmalıyız. Bu safta en küçük bir zafiyete izin vermemeliyiz. Yerli ve millî duruşa en çok ihtiyacımızın olduğu konu, işte bu meseledir” açıklamasında bulundu.

“TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN, TEK DEVLET”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bunun için biz tek millet diyoruz, tek bayrak diyoruz, tek vatan diyoruz, tek devlet diyoruz. Türkiye’nin geleceğini işte bu dört sütun üzerinde inşa etmek durumundayız. Bu dört sütundan hiç kimse rahatsız olmasın. Bu dört sütun, 78 milyonu aynı çatı altında buluşturan sütunlardır. Selçuklu Atabeyi Nurettin Zengi ve Eyyubi Sultanı Selahattin Eyyubi’nin torunları olarak, bu 4 sütunu biz asırlar içinde birlikte inşa ettik, istikbale de birlikte yürüyeceğiz. Küresel sistem bir hareketlenme, bir yeniden yapılanma sürecindeyken, gelin bu fırsatı iyi değerlendirelim. Türkiye’nin kazanımlarına ve hedeflerine hep birlikte sahip çıkalım.

Bugün geriye doğru baktığımızda nasıl heba edilen imkanları hayıflanarak hatırlıyorsak, bizden sonraki nesillerin de bizi benzer duygularla yad etmesine izin vermeyelim” ifadelerini kullandı.

“GÜÇLÜ, BÜYÜK TÜRKİYE”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “25’inci Dönem Meclisinde bu imkânı yakalayamadık. 1 Kasım seçimlerinde belirlenecek 26’ncı Dönem Meclisinin, bu tarihi fırsatı değerlendireceğine inanıyorum. Bu düşüncelerle, kısa çalışma döneminde ülkemize önemli bir demokratik tecrübe kazandıran 25’inci Dönem Meclisimizin siz kıymetli üyelerini bir kez daha kutluyorum. 1 Kasım seçimlerinin ülkemiz, milletimiz, tüm siyasi partilerimiz, tüm milletvekillerimiz ve milletvekili adaylarımız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

HDP’li Önder: Türbe’nin taşınmasını Sinirlioğlu ile ben organize ettim

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, 25. Dönem 2. Yasama Yılı açılışı için toplandı. HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Başbakan Davutoğlu’nun da PYD’ye teşekkür ettiğini, bunun belgelerle kayıtlarda mevcut olduğunu belirterek, “O dönem Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olan Sayın Feridun Sinirlioğlu ile birlikte ben türbenin taşınmasını organize ettik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından sıra seçim kabinesine dışarıdan atanan bakanların yemin etmesine geldi. Ancak CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, bakanların yemin etmeden Erdoğan’ın konuşmasını Meclis Genel Kurulu’nda dinleyemeyeceklerini savundu. Bunun üzerine usül tartışması yapıldı. Daha sonra 7 Haziran seçimleri sonrası kurulan seçim hükümetinde görev yapan HDP’li Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan ile Avrupa Birliği (AB) Bakanı Ali Haydar Konca’nın görevlerinden istifa etmelerinin ardından, yerlerine atanan AB Bakanı Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ile Kalkınma Bakanı M. Cüneyd Düzyol yemin ettiler. Oturumda, AK Parti Grubunun TBMM’nin seçim sonrasına kadar tatile girmesine dair önerisi görüşüldü. AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat, 1 Kasım’da yapılacak seçim sebebiyle arkadaşların çoğunun sahada olacağını ifade etti. 30 gün boyunca sahada yapılacak seçim çalışmasının bir yarışma olduğunun düşünülmesini isteyen Kubat, “Bu kısa sürede Meclisin çalışmasına devam etmesinin çok faydalı olacağı kanaatinde değilim” diye konuştu.

“AHMET HAKAN’A YAPILAN SALDIRI BİLE BİLE, GÖZ GÖRE GÖRE GELMİŞTİR”

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, bugün şehit olan askerler ile Ankara’da yaşanan ve 12 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazalarını hatırlatarak hükümeti ve eleştirdi. Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a yönelik saldırıyı kınadığını da belirten Gök, “Türkiye’nin, medya tarihinin en utanç bir sahnesine şahit olduk. Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı şiddet ve nefretle kınıyorum. Bu saldırı, bile bile, göz göre göre gelmiştir. Adeta himaye edilmiştir. Ahmet Hakan koruma talep etmiştir; bayramdan sonra bakarız denerek geçiştirilmiştir. Bu saldırının sorumlusu İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürüdür” şeklinde konuştu.

“İSTEDİĞİNİZ KADAR SEÇİMLERİ TEKRARLAYIN, SANDIKLARIN YERİNİ DEĞİŞTİRİN, İSTEDİĞİNİZ SONUCU ALAMAYACAKSINIZ”

HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan da gazeteci Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı kınadı. Buldan, “Ülkemiz bir savaş hali yaşarken; sivil insanlar katledilirken, halkın iradesi olan, seçilmiş milletvekilleri ve genel kurulu tatile sokmak doğru bir tutum ve davranış değildir. Aslında en fazla çalışmamız gereken günleri ve en fazla yasaların çıkarılması gereken günleri yaşıyoruz. Meclis bugün çalışmayacaksa ne zaman çalışacak? Komisyonlar kurulmamış, esas tartışılması mesele budur. Komisyonlar kurulmalı ve tatil kararı o zaman alınmalıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Buldan, “Başkanlık hırsı, AKP’yi tek başına iktidar yapma hırsı yüzünden, bu ülke yeniden bir seçim kararı almak zorunda kaldı” dedi. Buldan konuştuğu kürsüden Cizre’de sokağa çıkma yasağı döneminde öldürülen, yaralanan ve buzdolabında saklandığı iddia edilen kişilerin fotoğraflarını göstererek, “Üç yaşındaki bir bebek terörist olabilir mi? Vicdanlar bile ağladı buna. Cenazelerimizi buzdolaplarında saklamak durumunda kaldık… Ölümleri ayrıştırarak bu ülkeye barışı getiremeyiz. Bu ülkenin özgürlüğe, kardeşliğe, barışa ihtiyacı var” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’nin Kürtleri temsil etmediğini söylediğini hatırlatan Buldan, “Kürtleri HDP’nin temsil etmediğini söyledi. Diyarbakır’da AKP’nin 1 milletvekili var. Hakkari’de 3 sıfır yaptık. Iğdır’da 2 sıfır yaptık. Diğer illerde o aldığınız birer milletvekilini de Kasım’da geri alacağız. İstediğiniz kadar seçimleri tekrarlayın, sandıkların yerini değiştirin, istediğiniz sonucu alamayacaksınız” diye konuştu.

“OSLO’DA NE GÖRÜŞÜLDÜ?”

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, bir dönem PKK terör örgütünün vahşetini simgeleyen 6 aylık bir bebeğin kurşunlanmış fotoğrafını tabletinden milletvekillerine doğru açarak konuştu. Vural, basına yönelik saldırıların çok ciddi bir hal aldığına dikkat çekti. Çözüm sürecini eleştiren Vural, Oslo’da ne görüşüldüğünün açıklanmasını istedi. Parlamenter demokrasinin dolaba, bekleme odasına alındığını dile getiren Vural, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na hükümeti kurma görevi değil seçime götürme görevi verildiğini savundu. Yapılan oylamada AK Parti Grubunun TBMM’nin seçim sonrasına kadar tatile girmesine dair önerisi kabul edildi.

“GÜCÜ YÜZDE 13’TEN DEĞİL TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’DAN ALIYORSUNUZ”

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, teröre anladığı dilden cevap verildiğini söyledi. Bu süreci kimin başlattığının çok iyi bilinmesi gerektiğini belirten Aydın, HDP ve terör örgütü PKK’nın bazı açıklamalarından örnekler verdi. HDP’nin yüzde 13’e de haksızlık ettiğini savunan Aydın, “Gücü yüzde 13’ten değil terör örgütü PKK’dan alıyorsunuz. Gücünüzü terörden alarak mı barış istiyorsunuz?” diye konuştu. Cumhurbaşkanına söylediklerinin kaçta kaçını terör örgütüne söylediklerini soran Aydın, Kürtlerin barış istediğine dikkat çekti.

“BİZ SIRTIMIZI , IŞİD VAHŞETİNE KARŞI İNSANLIK MÜCADELESİ YÜRÜTEN YPG-YPJ’YE DAYIYORUZ”

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, sataşmadan dolayı söz istedi ancak Meclis Başkanı İsmet Yılmaz söz vermeyince kısa süreli gerginlik yaşandı. HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, “Biz sırtımızı Rojava’ya, Kobani’ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten YPG-YPJ’ye dayıyoruz” sözlerine çok hassasiyet gösterildiğine dikkati çekti. Önder, “Sayın Davutoğlu da Rojova’ya, PYD’ye teşekkür etti” diye konuşurken, AK Parti sıralarından gelen protesto sözlerine karşılık Önder, bunun kayıtlarda mevcut olduğunu söyleyerek, “O dönem Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olan Sayın Feridun Sinirlioğlu ile birlikte ben türbenin taşınmasını organize ettik” dedi.

DHA