Dolar 32,5615
Euro 34,7183
Altın 2.409,33
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Az Bulutlu
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çar 22°C
Per 20°C
Cum 20°C
Cts 19°C

MHP KIYAK YASASINDAN IMZALARINI ÇEKTI

MHP KIYAK YASASINDAN IMZALARINI ÇEKTI
10/05/2013 16:55
A+
A-

MHP Grup Başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, kamuoyunda “milletvekiline kıyak kanunu” olarak anılan TBMM Üyeliği Kanun Teklifi’nden imzalarını çektiklerini açıkladılar.

MHP Grup Başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, kamuoyunda “milletvekiline kıyak kanunu” olarak anılan TBMM Üyeliği Kanun Teklifi’nden imzalarını çektiklerini açıkladılar.

MHP Grup Başkan vekilleri tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

TBMM üyelerine ilişkin kanun teklifi bütün partilerin grup başkanvekilleri tarafından imzalanıp TBMM’ne gönderilmiş ve 9 Mayıs 2013 tarihinde de komisyonda kabul edilmiştir.

Kamuoyunda tartışılan ve vatandaşlarımız nezdinde de eleştirilen bu kanun teklifi hakkında aşağıda yer alan hususları kamuoyuyla paylaşmayı MHP Grubu adına görev addediyorum.

Milletvekillerinin özlük haklarına ilişkin bir düzenleme yapma talebi uzunca bir süredir gündemde olup AKP dâhil olmak üzere Türk Parlamenterler Birliği(TPB) tarafından dile getirilmiştir.

Esasen bu konuda TBMM ve TPB’ni temsil eden makamlar tarafından bu konudaki düzenlemenin yapılması hususu en üst düzeyde talep edilmiştir.

Böyle bir konuda MHP’ne yöneltilen taleplerin odağında, üst seviyede tüm partilerin mutabakatı ile çoğunluk partisinin (AKP’nin) bu düzenlemenin geçmesini talep ettiği hususu yer almıştır.

MHP olarak milletvekillerinin lehine olabilecek maddi bir düzenleme olmadan meseleye bakılması gerektiğini vurguladık, bunu öngördük.

Elbette milletvekillerinin mevcut statülerinin, millet iradesini temsil etme saygınlıklarına paralel olması bir denge gereğidir.

Parti olarak, böyle bir düzenlemenin yapılması halinde, teşekkül edecek çoğunluk iradesine iştirak edeceğimiz ifade edilmiştir.

Bu ilke ve esaslar mucibince, hazırlanan sözkonusu kanun teklifine ve Meclis zemininde imza altına alınan çoğunluk iradesine bazı kuşku ve tereddütlerimiz olmasına rağmen destek sağlanmış, son olarak da TBMM MHP Grup Başkanvekilleri tarafından 7 Mayıs 2013 tarihinde gerekli imzalar atılmıştır.

Kanun teklifinde yer alan kimi hususların eleştiriden muaf ol(a)mayacağı tabiidir.

Ancak şunu ifade etmeliyim ki, bu kanun teklifine konulan imzaların mevki ve bireysel beklentileri karşılamak ve daha da arttırmak amacıyla atıldığını ifade etmek her şeyden önce büyük bir haksızlık ve kötü niyetliliktir.

Burada ki maksat, tamamen milletvekilliği statüsünün bürokratik devlet yapılanmasında yer alan kimi makam ve mevkilere tanınan haklara paralel belirlenmesine yöneliktir.

MHP olarak hiçbir zaman bireysel beklentilerle veya imtiyaz arayışlarıyla hareket etmedik.

Bu kanun teklifine verdiğimiz desteğin özünde de bu prensip vardır.

Büyük bir mücadelenin ve sağlam bir fikriyatın içinde olan MHP’nin, diğer siyaset anlayışları gibi; ucuz, yavan, fırsatçı bir tarzda hareket etmesi düşünülemeyecektir.

Bu teklif içinde yer alan kimi hususların eleştirilmiş olması elbette demokrasinin bir gereğidir ve olmalıdır.

Bu ölçüdeki eleştirilere saygı duymak ve duyarlı yaklaşmak her siyasi parti açısından önemlidir.

TBMM’de herşeyi yapma gücü olan, her kanun tasarı ve teklifini istediği gibi çıkaran, muhalefetin önerilerini hiçe sayan çoğunluk partisinin, milletvekillerinin tamamını ilgilendiren bir konuda tüm partilerin üst düzeyde mutabakatına müracaat etmesi de milletimizce değerlendirilmesi gereken bir konudur.

Bu kapsamda sorulan sorulara “söyleyecek bir kelimem yok. Sussam gönül razı değil, konuşsam tesiri yok” diyerek genel bir mutabakatın oluştuğu bir iradeyle ilgili tesbitim olmuştu.

Ne var ki, söz konusu teklifle ilgili olarak çoğunluk partisinin en üst makam nezdinde oluşturduğu bir irade sonucunda ortaya çıkan teklifin TBMM’de en üst düzeyde temsille imzalanmasına rağmen, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın sorulan bir soruya karşılık “Peki bunlar yapılıyor da niçin Anayasa Uzlaşma Komisyonu kendi görev alanıyla ilgili olarak yeni bir anayasa yapımı konusunda bir araya gelmiyor veya oydaşmıyor veya diyelim ki bu çözüm süreciyle ilgili gelişmeler konusunda bütün siyasi partiler Türkiye’nin gerçeklerini çok iyi bildiklerine göre niye fikir birliği beraberliği yapmıyorlar da iktidarı alabildiğine eleştiriyorlar? Yani ben milletvekilleriyle ilgili 4 partinin iştirakiyle getirilen teklifin, Türkiye’nin temel konularıyla ilgili de bir beraberliğe dönüşmesini arzu ederim. Burada bunu yapıp da diğer konularda yapmamak biraz garip kaçabilir.” şeklinde bir garip değerlendirmesi görülmüştür.

MHP’nin sözde çözüm süreci denilen PKK’nın siyasallaştırılma adımlarına yönelik tutumu açıktır ve bellidir.

Sayın Arınç’ın tüm milletvekillerinin statüsünün belirlenmesine yönelik oluşmuş çoğunluk iradesine katkı sağlamamızı, sözde çözüm sürecine yönelik hükümetin politikasına karşı durmamızla ilişkilendirmesi ve sanki kişisel beklentileri karşılamak için bu konuda muhalefetin imza attığını ima etmesi tutarlı olmadığı gibi ahlaki de değildir.

Öte yandan yine bugünkü gazetelerde yer alan bazı haberlere göre, Başbakan Erdoğan’ın hilafı hakikat olarak bu tekliften haberdar olmadığı belirtilmektedir.

Basında yer alan haber aynen şöyledir: “AKP, CHP, MHP ve BDP grup başkanvekillerinin imzasıyla verilen ve kamuoyunda tartışmaları beraberinde getiren teklifin son durumunu basından takip eden Başbakan Erdoğan, İstanbul’dan kurmaylarını telefonla arayarak düzenlemeyi sordu. Erdoğan’ın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile temasa geçerek, ‘Bu neyin nesidir? Ankara’ya döndüğümde bir bakalım’ dediği bildirildi. Şahin’in de düzenleme hakkında TBMM Başkanı iken Türk Parlamenterler Birliği’nin bu yöndeki teklifinin incelenmesi talimatını verdiğini, bir işlem yapılmadığını, kendisinin de haberlerden öğrendiğini belirterek içeriği ile ilgili bilgisi olmadığını söylediği öğrenildi.”

Teklif muhtevasının oluşmasını ve bu teklifin kanunlaşmasını sağlayacak olan esas irade AKP olmasına rağmen, bu haberlerin bilerek, bir amaç gözeterek ve kurnazca servis edildiği açıktır.

AKP Grup Başkanı ve Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın bu açıklaması karşısında, partilerinin en üst irade mutabakatıyla söz konusu teklife imza koyan AKP’nin 5 Grup Başkanvekilinin hangi iradeyi temsil ettikleri hususunu kamuoyuna açıklamaları da dürüstlüğün gereği olacaktır.

Kamuoyunda eleştirilen ve aslında milletvekilleriyle ilgili olarak atılan her adımın tabii olarak tartışılacağı bilinen bir konuda, en üst düzeyde oluşan mutabakat ve iradeden AKP hükümetinin taktik ve siyasi adımlarla, özellikle Sayın Başbakan’ın bilmezliğe gelmek  istemesi iki yüzlü siyasetin yeni bir yansımasından başka bir şey değildir.

TBMM Başkanının enüst düzeyde oluşturduğunu ifade ettiği bir irade buluşmasına yaptığımız katkıyla oluşan tekliften Başbakan Erdoğan’ın haberinin olmadığının servis edilmesi, TBMM Başkanının girişimlerinin gözardı edilebilmesi verdiğimiz imzanın siyasi taktik amacıyla saptırılarak, kendi siyasal amaçları için kullanılmasıdır. Buna MHP’nin müsaade etmesi mümkün değildir.

Böylesine bir iradeyle söz konusu kanun teklifi hakkında en üst düzeyde ortaya konan bu taktiksel yaklaşım, milletine karşı sorumlu olan MHP’nin tavır ve tutumuyla mütenasip olmayacak, asla da örtüşmeyecektir.

Bir taraftan en üst düzeyde mutabakat olduğu ifade edilip, diğer taraftan da temsilcileri tarafından imzalanan bir kanun ekine koyulan imzanın birilerinin taktik siyasetinin malzemesi yapılmasına alet olmanız mümkün değildir.

Bu anlayış çerçevesinde, MHP’nin ülkemizin bekasını ilgilendiren bir süreçte ortaya koyduğu tavrın sulandırılmasına, sanki tamamen bireysel menfaatler doğrultusunda siyaset yapıldığına yönelik bir algı oluşturulmasına, milletimizin hassasiyetlerinin göz ardı edilmesine izin vermemiz de mümkün olmayacaktır.

Bu mülâhazalarla söz konusu kanun teklifinde “YERALAN İMZAMIZIN irade ve amacına aykırı bu gelişmeler ve değerlendirmeler dikkate alınarak, oluşturulan mutabakatın içinde bundan böyle bulunmayacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.

 

 

Oktay Vural                                  Mehmet Şandır

MHP Grup Başkanvekili        MHP Grup Başkanvekili