Dolar 32,5910
Euro 35,0035
Altın 2.452,35
BİST 9.790,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C

MHP’Lİ GÜNAL: ORDUYU YIPRATMAYIN! PKK TERÖRÜNÜ GÖZ ARDI ETMEYİN!

MHP’Lİ GÜNAL: ORDUYU YIPRATMAYIN! PKK TERÖRÜNÜ GÖZ ARDI ETMEYİN!
11/08/2016 18:19 | Son Güncellenme: 17/08/2016 14:22
A+
A-

“Karadağın Kuzey Atlantik Antlaşmasına Katılımına İlişkin Protokol”ün onaylanmasına dair kanun tasarısı üzerinde söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Mehmet Günal, NATO ile sözleşmedeki şartların ve toplantılarda alınan kararların tam tersine en önemli üye ülkelerin bile ikircikli davrandığını; PKK’yla, PYD’yle yapılan mücadelede maalesef destek göremediğimiz gibi, karşı tarafı şımartan, koruyan, hatta onların elbisesiyle mücadele eden Batılı askerleri gördüklerini, darbe teşebbüsü sonrası yaptıkları temaslarda da bunu bir kez daha anladıklarını söyledi ve “NATO’yu terörle mücadelede Türkiye’ye destek olmaya davet ediyorum!” dedi.

MHP’nin milliyetçilik ve demokrasiyi ikiz kardeş gören bir parti olduğunu ve demokrasiye karşı yapılacak her türlü darbeye ilkesel olarak karşı durduklarını belirten Günal, “milletin kendi kendini yönetmesi” demek olan demokrasinin de milliyetçiliğin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu söyledi. Bugün her ne kadar FETÖ ile mücadeleye yoğunlaşılmışsa da PKK’yla mücadelenin devam etmesi gerektiğini, terörist başının yandaşlarının hâlâ bizi tehdit ettiğini ve bu mücadelenin kararlılıkla devam edebilmesi için darbe teşebbüsünde en çok zarar gören “Peygamber Ocağı” ordumuzun yıpratılmaması gerektiğini, çünkü PKK terörüyle de TSK’nın mücadele edeceğini söyledi. Ülkede olağanüstü bir hâl var diye yaş ile kurunun birbirine karıştırılmaması gerektiğini, darbe teşebbüsüne katılanların zaten yargılanacağını fakat bir zamanlar başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin de FETÖ’yü teşvik ettiğini vurgulayan Günal, “Kendiniz af dilerken mağdurları da görün.” dedi. Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman yapıcı, yol gösterici, uzlaşmacı siyaset anlayışıyla ve “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben.” ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Günal, Yenikapı’da örneği sergilenen bu millî duruşun Türk milleti olarak iktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, özel sektörüyle hep birlikte yaşatılması gerektiğini söyledi. “Bunun için 2023 vizyonumuzdan uzaklaşmayalım ve hedeflere milletçe birlikte yürüyelim!” diyen Günal sözlerini Sayın Devlet Bahçeli’nin “Anımız Birdir, Adımız Birdir, Atimiz Birdir; Biz Türk Milletiyiz!” sözleriyle bitirdi.

Günal’ın konuşmasından başlıklar şöyle;

NATO’yu Terörle Mücadelede Türkiye’ye Destek Olmaya Davet Ediyorum!

Bugün ülkemizde yaşananlar üzerine, terörle mücadele konusunda NATO Sözleşmesi’yle ilgili olan hususlar var. Türkiye’nin sınırıyla NATO’nun sınırı özdeşleşmiş durumda ve NATO’nun yeni stratejik konseptinde de en önemli konu uluslararası terör ve bununla mücadele. Toplantılardan sonra yapılan bildirilerde, örneğin bizim de daha önce katıldığımız NATOPA, AGİTPA toplantılarında da bu hususlar baş konu olarak değerlendiriliyor. Ancak, biz, o dilek ve temennilerin veya sonuç bildirgelerinde yazılan hususların tam olarak uygulandığını göremiyoruz. Darbe teşebbüsü sonrası yapmış olduğumuz temaslarda da anlattık ama bu sadece bugünün sorusu değil. Maalesef, en önemli üyeleri olan Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa başta olmak üzere, bu konularda biraz daha ikircikli davranıyorlar. Tabii, bugün, FETÖ terör örgütüyle ilgili bu darbe teşebbüsü ve son dönemdeki gelişmelerin ötesinde, PKK’yla, PYD’yle yapılan mücadelede bu destekleri maalesef göremediğimiz gibi, karşı tarafı şımartan, kollayan, koruyan, hatta onların elbisesiyle gidip orada mücadele eden Batılı askerleri görüyoruz. Buradan uyarmak istiyorum, bir an önce bu sözleşmelere uyulması gerekiyor.

MHP’ye Göre Milliyetçilik ve Demokrasi İkiz Kardeştir!

Türkiye’de yaşanan darbe teşebbüsü ve sonrasında yaşanan gelişmeleri anlatmak için TBMM Dışişleri heyeti olarak Londra’ya gittik ve önemli kurum ve kuruluşlarla temaslarda bulunduk. Maalesef, Batı’nın bakış açısında da hâlâ o ikircikli tutumu devam ediyor. Bütün siyasi partilerden milletvekilleri olarak, kendilerine buradaki gelişmeleri anlattık. MHP olarak biz darbe girişiminin haber alınmasından itibaren Sayın Genel Başkanımız ile parti genel merkezinde olduğumuzu ve ilk andan itibaren buna karşı olduğumuzu belirttik. Daha sonra Meclis Başkanının çağrısı üzerine TBMM’ye geldiğimizi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Adalet Kalkınma Partisinden Milletvekilleri ile sabaha kadar Meclis’te kaldığımızı, süreci birlikte yaşadığımızı anlattık. Çünkü her durumda her zaman ifade ettiğimiz gibi bizim MHP olarak tavrımız ilkeseldir. Demokrasiye karşı yapılacak her türlü saldırıya karşı dururuz. Milliyetçilik ve demokrasiyi ikiz kardeş gibi

gören bir partiyiz. Bu kapsamda da, “milletin iradesi” yani “milletin kendi kendini yönetmesi” demek olan demokraside de milliyetçiliğin en önemli unsur olduğunu tekraren ifade ediyorum.

“Peygamber Ocağı” Ordumuzu Yıpratmayın! PKK Terörüyle de TSK Mücadele Edecek!

Hem terörle mücadele açısından önemli olan hem de darbe teşebbüsünde en fazla yıpratılan kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğiyle ilgili hususlarda çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Bizim için Yenikapı ruhunun en önemli unsuru, Genelkurmay Başkanının nezdinde Türk Silahlı Kuvvetlerine gösterilen teveccüh gerçekten önemli bir mesaj içeriyordu. Türk milleti hem içeriye hem dışarıya mesaj içeren, dosta güven, düşmana korku veren bir tavır sergiledi. Onun için, baştan beri kurumların yıpratılmaması gerektiğini, şahısların buradaki sorumluluğunu kurumlara yüklememek gerektiğini söyledik. Çünkü şu anda, her ne kadar FETÖ terör örgütüyle mücadeleye yoğunlaşılmışsa da ülkemizin diğer bölgelerinde PKK’yla mücadele devam ediyor, terörist başının yandaşları, yardakçıları hâlâ bizi tehdit edebiliyorlar. Onun için, bu mücadelenin kararlılıkla devam etmesi lazım. Sadece doğuda değil Karadeniz’deki illerimize kadar terör ilerlemiş durumda. Bir an önce bu olağanüstü hâl durumundan çıkıp normalleşmemiz lazım, kurumları yeniden çalıştırmamız lazım. Türk Silahlı Kuvvetlerinin moralini yüksek tutmamız lazım. Artık kışlaların önündeki engelleri de kaldırıp, Türk Silahlı Kuvvetlerinin mücadelesinin önünü açmak lazım. Bu kapsamda, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başı olarak Sayın Genelkurmay Başkanına bütün milletimizin orada göstermiş olduğu teveccühü önemsiyorum. Çünkü “Peygamber ocağı” dediğimiz ordumuzun yıpratılmaması, analarımızın kınalayıp asker ocağına gönderdiği o kuzularımızın birkaç teröristle, kendini bilmez bölücülerle aynı kefeye konulmaması gerekiyor. Bu konuda çok hassas olmamız gerekiyor.

Yaş İle Kuruyu Karıştırmayın! Siz Af Dilerken Mağdurları da Görün!

Ülkede olağanüstü bir hâl var diye sadece askeriyede değil, diğer kurumlarda da yaş ile kuruyu karıştırmamamız lazım. Bizler de iyi niyetli bir şekilde anlattık ama çok fazla şikâyet geliyor. O yüzden arada masum kişiler de gidiyor gibi geliyor. Bu hususlarda biraz daha dikkatli çalışma yapılması gerekir. Bir de empati yapmanız lazım. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bazı yöneticiler bunu yapıyorlar, diyorlar ki: “Biz Allah’tan af diliyoruz, milletimizden özür diliyoruz bunları görememişiz diye.” Ben de aynen o mantıkla sesleniyorum: Bunları göremeyen, aldanan vatandaşlarımızı da, örgütsel faaliyette bulunan, onları finanse edenlerden ayrı tutmamız lazım. Herhangi bir şekilde okuluna çocuğunu göndermiş veya dershanesine göndermişse, ki o zamanlar gidilmesini AKP de teşvik ediyordu, ayrı tutmak lazım. Şimdi kendiniz af dileyip onları töhmet altında bırakmak olmaz. Yani gerçekten o suça katılan, bölücü faaliyetlere katılan, darbe teşebbüsüne katılan varsa onlar zaten yargılanacak ama toptancı bir yaklaşım uygulamak doğru olmaz.

2023 Hedeflerinden Uzaklaşmayın! Hedeflere Milletçe Birlikte Yürüyelim!

Bir an önce de normalleşmeyi sağlayarak yeniden, uzağına düşmeye başladığımız 2023 vizyonuna ilişkin hedeflerimize yeniden odaklanmamız lazım, ekonomik, sosyal ve siyasi olarak yapısal önlemleri bir an önce tamamlamamız gerekiyor. Araya darbe teşebbüsü girdi ama bu konular hassasiyetini koruyor. Vatandaşlarımızın sıkıntısını giderecek, öteleyecek kanunlar yapıyoruz ama sıkıntının kalıcı olarak çözümü için yapısal önlemleri almamız lazım. Yarayı tedavi edelim ama geçici olarak pansuman ile değil ameliyatla o işi normale döndürmek gerekiyor. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman yapıcı, yol gösterici, uzlaşmacı bir siyaset anlayışına sahibiz, “Önce ülkem ve milletim, sonra partim.” diyen bir anlayışa sahibiz. Onun için de, en başta, ülkemiz için doğru olan neyse, terörle mücadele edilecekse bu konuların da arkasındayız. Sosyal, siyasi konulardaki çekincelerimiz ayrıdır. Ama bir darbe teşebbüsü, demokrasiye karşı yapılan bir teşebbüs varsa onun da karşısındayız ve Türk milleti olarak hep beraber buna karşı çıktık, çıkacağız. İnşallah bunların da hepsini aşacağız Yenikapı’da örneğini sergilediğimiz bu millî duruşu tüm Türk milleti olarak bütün unsurlarıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, özel sektörüyle hep birlikte yaşatmamız lazım.

“Anımız Birdir, Adımız Birdir, Atimiz Birdir; Biz Türk Milletiyiz!”

Bu kapsamda, Sayın Genel Başkanımızın Yenikapı’da konuşması sırasında bahsettiği gibi bizim anımız bir, adımız bir, atimiz birdir. Biz Türk Milletiyiz. Hep beraber bunun üzerine çalışmamız gerekiyor, aksi takdirde biz yok olmakla karşı karşıyayız, Türklüğe kastedenler çok fazladır. Bunu önlemenin tek yolu, hep birlikte,

iktidarıyla, muhalefetiyle ve bütün sivil toplum kuruluşlarıyla, medyasıyla el ele vererek yeniden bu yaraları sarmalı ve önümüzdeki 2023 hedeflerine kilitlenmeliyiz. Bunu yapmak için Sayın Genel Başkanımızın tabiriyle, biz eğer hasbi olursak, biz kesrete yüz çevirip vahdet denizine hep birlikte açılırsak bizi kimse yenemez, bize kimse boyun eğdiremez. O zaman bin yıllık kardeşliği sabote etmeye çalışanların da emellerini boşa çıkarırız, hep birlikte 2023’te lider ülke, 2053’te süper güç olmaya doğru devam ederiz.