MİLLİYETÇİLİĞİ AYAKLAR ALTINA ALMAYA ÇALIŞANLAR VE DEVŞİRİLEN AYDINLAR

Geçtiğimiz günlerde haber sayfalarını gezerken birçoğunda “MHP’ye büyük şok” başlıklı haberlere rastladım. Bu başlıktaki haber sayfalarını açtığımda Akşam Gazetesi yazarı Prof.Dr.Vedat Bilgin’in Başbakan görünümlü Ahmet Davutoğlu’na başdanışman olduğunu yazıyordu.

2010 yılında gerçekleşen 12 Eylül referandumunda “Anayasa değişikliği önerimiz (PKK) açılım projemizin önemli bir parçasıdır. Açılım kapsamında atacağımız adımların önünü açıyor, alt yapısını hazırlıyor.” diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın peşinden giderek, MHP ile bağlarını fikri olarak koparmış ve MHP yönetimin iradesi sonucu görevinden ayrılmıştı. Haber sitelerinin 4 yıl önce MHP’den ayrılmış Vedat Bilgin’in Başbakan Ahmet Davutoğlu’na başdanışman olmasını “MHP’ye büyük şok” şeklinde sunmaları ya cahillik yada AKP’nin propaganda şeytanlığına hizmettir.

Yandaş gazetelerde ve televizyonlarda 4 yıldır AKP’yi, Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Ahmet Davutoğlu’nu savunmaktan bitap düşmüş Prof.Dr. Vedat Bilgin’in AKP’ye geçişinde şok olunacak bir durum yoktur. Zaten ruhen, fikren, bedenen AKP’de olan birinin AKP’de resmi görev alması MHP’ye niye şok olsun? Bu görevlendirme AKP ve Vedat Bilgin adına çok geç kalınmış bir karardır.

Vedat Bilgin bir zamanlar “Milliyetçi Aydın” sıfatını taşıyordu. Daha sonra bu sıfatını bir kenara bıraktı. Önce “Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın ağına düştü, şimdi de “Milliyetçilikle hesaplaşma vakti gelmiştir” diyen Ahmet Davutoğlu’nun ağına düştü. Dört yıldır gazete ve televizyonlarda verdiği hizmetin resmiyete dönüşmüş halini artık her ikisine birden hizmetle devam ettirecektir. Meselenin özü budur.

“Milliyetçilik Ufku” isimli kitapta “Türk Aydını ve Milliyetçilik” başlıklı yazısında “Türk aydını çok ciddi bir kafa karışıklığı ve bilinç kayması sorunu ile malüldür. O sorun şöyle açıklanabilir. Türk aydını batılılaşma hareketlerinin yoğun tesirinin yarattığı travmaları henüz aşamamıştır.O travmalar Türk aydınının kendi kimliğine, toplumuna, kültürüne şüpheyle bakmasına sebep olmaktadır. Bu durum aydınla toplum arasında mesafe yaratmış, sağlıksız tavırlara sebep olmuştur. Bu ciddi bir sorundur.” ifadelerini kullanmış Prof.Dr. Vedat Bilgin’in bugün BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve BOP çantacısı Ahmet Davutoğlu’nun peşine takılması kendi düşünce hayatının trajik hali olmuştur.

ABD ve İsrail projelerinde görev alan bu BOP ikilisine,”Aydın” sıfatı taşıyarak hizmet sunan ve şimdi onlara resmi danışmanlık yapacak olan Prof.Dr. Vedat Bilgin, kendi yaptığı Türk aydını tarifini tekrar tekrar okuyarak içine düştüğü’sağlıksız tavrı’ve ‘ciddi sorunu’sorgulamalıdır.

“Türk milleti diye bir şey yok, Türk diye bir ırk yok” diyen, milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyleyen AKP, bugün Vedat Bilgin gibi Türk aydınlarını bile devşirme noktasına geldiyse Türkiye’nin meselesi gerçekten büyüktür.

Hele ki, dün “Milliyetçi Aydın” sıfatını taşıyan birinin, bugün içinde “Türk” geçen her şeye nefret duyan, inkar eden, düşmanlık besleyen, yok sayan Recep Tayyip Erdoğan’a “Erdoğan milli olduğu için hedef oldu” şeklinde savunma geliştiriyorsa, buradaki asıl şoku Türk milleti yaşamalıdır.

“Milliyetçilikle hesaplaşma vakti gelmiştir” diyen Ahmet Davutoğlu’na başdanışman olan Prof.Dr.Vedat Bilgin bu hesaplaşmada nasıl bir rol oynayacaktır?

AKP’nin PKK, Peşmerge, ABD ile birlikte kurduğu ittifak zaten Türkiye’de milliyetçiliğiyle hesaplaşmanın cephesidir. PKK’ya her türlü yolu açıp, her türlü tavizi verip, daha sonrada çıkıp “PKK silah bırakmadı”,”Hakimiyeti kaybettik”,”Kontrol PKK’nın eline geçti” gibi söylemler sadece kamuoyunu kazanda yavaş yavaş kaynayan kurbağa teorisindeki gibi alıştırma çabasıdır. Vedat Bilgin gibilere düşen vazifede konuşarak, yazarak bu kazana ateş taşımaktır.

Prof.Dr.Vedat Bilgin, Recep Tayyip Erdoğan milliyetçiliği ayaklar altına alırken ayak mı olacaktır?

Prof.Dr.Vedat Bilgin,Ahmet Davutoğlu milliyetçilikle hesaplaşırken beyin mi olacaktır?

Barzani’ye silah yardımında zabıtçı, Peşmergenin geçit törenlerinde alkışçı mı olacaktır?

“Taleplerim gerçekleşmezse 500 bin kişilik halk savaşı olur” diyerek AKP’yi tehdit eden ve her istediğini yaptıran Öcalan’a pazarlık yapmaya giden İmralı heyetinin bir üyesi mi olacaktır?

Vedat Bilgin, AKP’de “Türk’üm,milliyetçiyim” diyemeyeceğine göre kendini nasıl tarif edecektir?

17-25 Aralık’ın hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet gölgesinde hangi helalden, hangi dürüstlükten bahsedecektir?

“Kukla Başbakan” sıfatından sıyrılamamış Ahmet Davutoğlu’na Vedat Bilgin’i “Başdanışman” olarak önerende emin olun Cumhurbaşkanı görünümlü Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir.

Çünkü Ahmet Davutoğlu’nun karar verme ve uygulama yetkisi görüldüğü kadarıyla yoktur. Bazen çeşitli konular için “Talimat verdim” diyor ya, bu durumda sadece mizah dergilerinin karikatür üretimine katkı sağlamaktan başka bir özellik değildir.

Tarih, Vedat Bilgin’i milliyetçiliği ayaklar altına almaya çalışanlara hizmet sunan aydın olarak anacaktır. Onun için en büyük şeref artık bu olsa gerek…

Bize de ne için olursa olsun “bu hale düşmeye değer miydi?” demek düşüyor. Yazık oldu karanlığa sürüklenen bir aydına daha…

YILDIRAY ÇİÇEK/ORTADOĞU