Dolar 32,3812
Euro 35,0207
Altın 2.325,80
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
22°C
Parçalı Bulutlu
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

OLANLAR VE OLACAKLAR

A+
A-

Şahit olduklarınız AKP ve PKK’nın aynı kaynaktan beslendiğini, BOP yolunda birbirlerini tamamladıklarını en küçük bir şüpheye yer kalmayacak şekilde ispatlamıştır. Başka hiçbir bilgi ve belge olmasa dahi ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin son ziyaretleri ve söyledikleri fazlasıyla yeterlidir. Eğer bu ülkede milli bir hükümet olsaydı, Kerry’nin söylediklerinden rahatsız olur, bunu “içişlerine karışma” olarak değerlendir ve hesabın sorardı. Bu gelişmeler aynı zamanda Obama’nın neye ve niçin sopa gösterdiğinin de belgesidir. Şu tesadüfe bakınız ki, AKP-PKK kucaklaşmasının aleni ve açık hale gelmesi ve İmralı’nın bir parti genel merkezine dönüştürülmesi, Obama’nın Başbakan Erdoğan’la telefon konuşması yaparken eline beyzbol sopası alıp resim çektirerek dünya medyasına servis ettiği günlere denk gelmektedir.

Verdikçe azdılar

AKP-PKK kucaklaşmasının bu ülkeye ve bu millete bedelini, daha şimdiden ağır ve acı şekilde yaşamaya başladık. Olanlar olacakların da habercisidir. Dağdaki katiller de, şehirdeki uzantıları da işin farkındadır ve bu fırsatı son sınırına kadar kullanacaklarını göstermişlerdir. Hiç şüphe yok ki, nihai hedef bölünmedir. Hatta o kadar ki, İmralı canisi istemese dahi, bu gidişin sonunun bölünme olması muhakkaktır. Kuzeyimizde bir Kürt devleti Suriye ayağını da tamamlamış bir şekilde ilerlerken, Türkiye’deki yapıyı federasyonla, eyaletle sınırlamanın imkanı yoktur. Unutmamak lazımdır ki, bugün federasyonun bu ihaneti bitireceğini ileri sürenler, kısa süre önce de PKK’nın Kürtler üzerindeki baskıdan doğduğunu ve bu baskının kaldırılmasıyla terörün biteceği yalanını söylüyor ve milleti buna inandırmaya çalışıyorlardı. Bırakın baskıyı, bugün bu ülkenin en ayrıcalıklı insanları PKK ve uzantıları olmuşlardır. Ama ne terör bitmiş, ne kan durmuştur. Verdikçe azmışlar, daha çok istemişler ve şımardıkça şımarmışlardır.

Dicle Üniversitesi’ni nasıl izah edeceksiniz?

Her ne kadar imkansız olsa da, bir an için AKP’nin yaptıklarının sonuç verdiğini ve dağdaki katillerin vazgeçtiğini düşünelim. Peki, bu kadarla kalacak mı? Kalmayacağını zaten kendileri söylüyor, söylemekle de kalmıyor yapıyorlar. Tam bir zafer havasında kutlamalara başlamışlardır. AKP’den buldukları cüretle belli bir bölgede oluşturdukları fiili durumu, Türkiye’nin her yerine, hatta TBMM’ye kadar taşıyacaklarını net olarak ortaya koymuşlardır. Bir psikolojik üstünlük oluşturabilmek için Türk milletinin sabrının son sınırına kadar zorlanacağı kesindir. İşte Üniversitelerin hali ortada. Bir sürü alçaklıkla, yalan ve iftira ile ülkücü öğrencilerin olay çıkardığını söyleyen bedbahtlar, Dicle Üniversitesi’nde yaşananları nasıl izah edecekler? ODTÜ’deki olayları kime mal edip, hesabını kimden soracaklar?

Vah Türkiyem vah

Bu hain güruhu, AKP’den aldığı desteği ve oluşturduğu fiili durumu, “bu iş bitti” havasıyla kutlamayı geride bırakmış, şimdi kendi içinde paylaşmaya başlamıştır. Diyarbakır’da yaşananların, ihanet güruhunun iki ucunun paylaşım kavgasından başka hiçbir izahı yoktur. O kadar ki, Türkiye Cumhuriyeti devletini ve güvenlik güçlerini yok sayıp, bu rezilliği ancak İmralı canisinin sona erdirebileceğini, onun talimatıyla sükunetin sağlanabileceğini söyleyip yazacak kadar kendini kaybedenler olmuştur. Çok yakın bir zamanda Dicle Üniversite’sinde yaşananları bütün okullarda, hatta iş yerlerinde, mahallerde görürsek hiç şaşırmayacağız. Nitekim, bunun böyle gelişeceğini beseleme ve yanaşmalar da, bu ihanetin sahipleri ve destekçileri de görüyor ve biliyor. Fakat, büyük bir utanmazlıkla, kalleşlikle, hatta kahpelikle bu durumu MHP’ye ve ülkücülere fatura etmeye çalışıyorlar. PKK’nın alçaklıklarının hesabını MHP ve ülkücülerden soracak kadar kendini kaybeden bedbahtlar, önce Dicle Üniversitesi’nde ne olduğunu, Kandil’deki yılanın İmralı’ya gitmeyi isteyecek kadar ileri gitme cesaretini nereden bulduğunu, BDP milletvekillerinin Anayasa ve kanunları ayaklar altına almasının, TBMM’deki azgınlıklarının sebebini bu millete dürüstçe anlatmalıdırlar.

Millet hesabı AKP’den sorar

Türk milliyetçileri ve ülkücüler her şeyin farkındadır. Her zamanki gibi yine haklı çıkmışlar, yine ülkenin ve milletin tek ümidi olmuşlardır. AKP ve PKK’nın BOP yolundaki ortaklığı MHP’nin kararlı duruşuyla ifşa olmuştur. Millet artık gerçekleri görmüştür ve sandık önüne konulduğunda gereğini yapacaktır. Bu bir iddia değil, yapılan kamu yoklamalarının ortaya koyduğu bir sonuçtur. Zaten böyle olduğu içindir ki, MHP’ye saldırılmakta ve şeytani planlar yapılmaktadır. Ancak hangi kalleş tezgah kurulursa kurulsun, hangi alçak provokasyon yapılırsa yapılsın, ülküceler ve milliyetçiler bu oyuna gelmeyeceklerdir. Sağduyu ve itidallerini kaybetmeyecek, Genel Başkan Sayın Bahçeli’nin talimatları dışına çıkmayacaklardır. Türk milleti yetkiyi AKP’ye vermiştir. Dolayısı ile hesabı da AKP’den soracaktır. MHP ve ülkücüleri tahrik ederek, yalan ve iftiralarla kışkırtarak işin içine dahil etmeye çalışma gayretleri beyhudedir. Türk milleti bu hazin gidişi durduracak tek iradenin MHP olduğunu zaten biliyordu. Şimdi zamanı geldi ve yetkiyi de MHP’ye verecektir.

 

ORHAN KARATAŞ/ORTADOĞU