Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 18°C

Orhan Abi Gaza Geldi

Orhan Abi Gaza Geldi
26/05/2013 17:27
A+
A-

Arabeskin üç babasından biri olan ve Bahçeli’nin favorsi olan Ferdi Tayfur, akil insanlar heyetine giren Orhan Gencebay için ’Başbakan arayınca gaza gelmiştir’ dedi.

Ferdi Tayfur yeni kitabı ‘Bir Zamanlar Ağaçtım’da Sartre’dan Çiçero’ya alıntılarla şarkıcılık yıllarına ve memleket meselelerine eğiliyor. Âkil insanlardan damar edebiyatına konuşacak çok şeyi var. Sohbete otururken medyadaki sansüre dair “Hiç bu kadarını görmemiştim” dediniz. Nedir sizi bunca şaşırtan? – Fikir hapsi. Fikir hapis olmaz ama ediyorlar. Bir defa, yasaklar insanları kamçılar. Günahlar her zaman tat verir insanlara. Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğü vardır: “Kim senin yasanı çiğnemedi ki söyle Günahsız bir ömrün tadı ne ki söyle Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen sen Sen ile ben arasında ne fark kalır ki söyle. Bu üçüncü kitabınız. Pek çok insan sizin yazdığınızı bilmiyor. – Yaygaram yoktur benim. Biraz rahatsızlık geçirdim beyin sapında, onun da etkisi vardır. Kılcal damarlardan oraya pıhtı atmış. Ama şükrediyorum. Ferdi Tayfur, dördüncü kitabına hazırlanıyor Okumanın öneminin altını sıkça çiziyorsunuz ‘Bir Zamanlar Ağaçtım’da. Bu hassasiyetin sebebi yaşayamadıklarınız mı? – Evet. Çünkü insanın başına ne gelirse, cehaletten gelir. Ben dışarıdan bitirdim okulları. Babamı öldürdüler kalakaldım. Şekercide çalışırken bir hamal öğretti bana okumayı. Ama okusaydım, sanıyorum sanatçı olmazdım. Ne olurdunuz? – Politikacı falan herhalde. Babam paşa olacağımı söylermiş. Alnımdaki yıldızı gördü herhalde. O yıldız, çocuklarda belli olur çünkü. “Gerekirse ceketimi satıp okutacağım çünkü paşa olacak” dermiş. Roman yazmaya devam ettiğinizi söylediniz. Nedir sıradakilerin hikâyesi? – Şimdi iki tane daha var sırada bekleyen. Bir tanesi ikiz kız kardeşlerin öyküsü; biri Amerika’da, biri burada. Çok fantastik bir şey. Diğeri de aşkını söyleyemeyen bir gencin, bir kızın hayatını mahvetmesine bağlı. Kız çok zengin bir ailenin kızı. Çocuk yanlarında çalışan bir işçi ama aileden biri gibi de. Bir türlü anlatamıyor derdini kıza, gururu kırılıyor. Müslüm Gürses’in cenazesinde siz de vardınız. Neler hissettiniz? – Yaşarken çok yaşadık o sevgiyi. Ben öldükten sonra beni kalabalık kaldırmış önemli değil.Ölüm bir defa en büyük hasrettir. Kaçmak mümkün değil. Angelina Jolie bile ölümden korktuğu için daha hastalanmadan memelerini aldırtıyor. Doğmasını biliyorsan ölmesini de bileceksin. Sizi en fazla etkileyen roman kahramanı hangisi? – Şimdi Ahmet Altan’ı okuyorum; bir kasabada geçiyor. Hikaye enteresan. Kitapta entelektüeller de öfkenizden paylarını alıyorlar. Neden bu kırgınlık? – Aşağılık görüyorlar insanı. Dünyanın en kötü şeyi insanı aşağı görmektir. İbo, Müslüm, ben hepimiz fakirlikten gelmiş insanız. Nasıl oturursun kalkarsın, edebinle nasıl konuşursun, onu yaşayarak aldık. Ne oldu sonra bunlar arabeskçi diyenler, TRT’ciler? Şarkılarımız gümbür gümbür arşivlerine girdi. Ne oldu yani? Bugün bir şey okudum mesela: Aşk acısının en büyük ilacı dertli şarkılarmış. Hani bir İngiliz piyanist şarkıcı var erkekle evlendi, işte o bulmuş, neydi adamın ismi? Elton John? – O, işte o. Kalp yarasının en büyük ilacının yanık şarkılar olduğunu bulmuş. Cevabını biz veremiyorduk mesela. “Damardan söylüyor” diyorlardı. Demek ki bunun bir mesajı varmış. Orhan Gencebay’ın âkil adamlığı hakkında ne diyorsunuz? – Gaza geldi herhalde. Öyle adam değil ama… Başbakan’ı kıramamıştır yoksa ne işine geliyor bu yaşından sonra. Oralarda öyle oturuyorlar bayrak falan yok. Barışı getirmek lazım ama Türk milletine yakışır bir şekilde… Bazı şeyleri süngüyle yok edemezsiniz. Zaten demokrasi denilen şeyin var olduğuna inanmıyorum. Özgürce içimdekileri söylemedikten sonra demokrasi mi olur? Karınız Necla Nazır kendisini dine verdiğinde neler yaşadınız? – Tutunduğu bir ilahi kudrettir o. Düşünce olarak, hayal olarak sarıldığı… O hayat tarzı ona ait, bir şey söyleyemem. Kitapta kendisinden büyük bir sevgiyle bahsediyorsunuz. – Tabii, konuşamadıklarımı yazmışım. Neden konuşamadınız? – Olmadı, kopukluk oldu. Zaten karı-koca olmak çok önemli bir iş değildir, önemli olan iyi arkadaş olmanız. Evinin tadı olsun, hal hatır sormak olsun, birlikte bir diziyi yorumlamak olsun… Bunlar olmazsa ayrı koltuklarda oturur durursun. Orhan Gencebay’ın eşi Sevim Hanım’ı ne kadar takdir ettiğinizi yazıyorsunuz… Çok akıllı bir kadındır. Orhan Abi zampara mı değildi? Değil miydi yani? Devamlı yanındaydı, devamlı telefonda. Allah için bunu kabul etmek lazım.
Berrin Karakaş/Hürriyet