Dolar 32,5188
Euro 34,7220
Altın 2.497,58
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Yağmurlu
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 23°C

PATRİOT’LAR İSRAİL’İ KORUMAK İÇİN İDDASI

PATRİOT’LAR İSRAİL’İ KORUMAK İÇİN İDDASI
28/12/2012 19:06
A+
A-

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve Basın Yayın ve Genel Diplomasi Merkezi Başkanı Rahim Mehmanperest, İran Başkonsolosluğu’nda basın toplantısı düzenledi. Ortadoğu bölgesinin çok hassas bir dönemden geçtiğini söyleyen Rahim Mehmanperest, “Bu gibi görüşmelerin yapılması daha elzemdir. İki ülkenin konjonktür durumuna baktığımızda iki ülke arasında daha fazla işbirliği istikrar kazanması anlamında önemlidir. Tarih, kültür anlamında ortak inançlara sahibiz. Çok politik ve uluslar arası çok konularda üst düzey yetkililerin görüşleri aynı yöndedir. Bazı konularda fikir ayrılığı olabilir. Bu da çok doğaldır. Tüm ülkelerin tüm konularda aynı görüşlere sahip olacak diye bir durum yok. Bu gibi görüşmeler ve diyaloglar birbirine yakınlaşmak anlamında önemli bir nokta. Basın ve yayının rolü gerçekleri yansıtması anlamında çok önemlidir. Bu konuda basın ve yayının ikili bulunan boşluğundan faydalanarak batı basının farklı bir çerçeve yaratmasına izin vermemeliyiz. İki ülke basınını teşvik etmeliyiz ki haberleri doğru kaynaklardan ve doğru yansıtsınlar” dedi.

Türkiye ve İran arasındaki ekonomik ilişkilerin gün geçtikçe büyüdüğünün altını çizen Rahim Mehmanperest, “İran ve Türkiye arasındaki ilişki bir stratejik ilişkidir. İki ülke arasındaki en iyi siyasi ilişkilere sahibiz. Ticari işbirliği gün geçtikçe artmaktadır. 2011 yılında iki ülke arasındaki ticari hacim 16 milyar dolar üzerinde. 2012 yılında bu ticari işbirliği 21 milyar doları aşmış durumda. Üst düzey yetkililer 2015 yılında 30 milyar dolar hedefliyorlar. Her zaman birbirimizin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. İhtiyaçlarımızı gidermek için bir fırsattır. Bu ihtiyaçları birbirimize baskı olarak kullanmayacağız” şeklinde konuştu.

“SURİYE İÇİN HEPİMİZ ÇABA GÖSTERMELİYİZ”

Suriye’de masum sivillerin öldüğünü söyleyen Rahim Mehmanperest sözlerini şöyle sürdürdü;

“Suriye meselesi ile ilgili ortak bir sonuca varmamız belli ve kolay. Biliyorsunuz ki biz 6 maddelik bir çözüm yolu önerdik. Türkiye Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüştüğümüzde ben bu maddeler hakkında açıklama yaptım. Birinci nokta, iki ülke de kan dökülmesine karşı. İki taraf da buna inanıyor ki bu çatışmanın devamında çocuklar, kadınlar, masum insanlar hayatlarını kaybediyor. Halkın oylarına saygı göstermeliyiz. Çoğunluğun isteğine saygı duymamız gerekiyor. Ama nerden bileceğiz ki çoğunluğun isteği nedir. Sadece bunun cevabı bağımsız ve özgür bir seçimle mümkün. Bunun için hepimiz çaba göstermeliyiz ki, Suriye’deki çatışmalar dursun. Ulusal diyalog, çeşitli grupların temsilcileri ile kurulmalı. Bu çeşitli grupların temsilcileri ile yeni bir hükümetin kurulması gerekiyor. Meclis, Anayasa, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tarihleri belirlensin. İki ülke de inanıyoruz ki, Suriye’ye yardımların devam etmesi gerekiyor. Oluşan zararların tespit edilmesi gerekiyor. Basın ve yayın organlarının gerçek haberleri yansıtmasında yardımcı olmalıyız. İki tarafında anlaşması için şartların uygun olması gerekiyor.”

Rahim Mehmanperest, Suriye halkı üzerinde yapılan çeşitli anketlerin halkın gerçek isteğini belirtmediğini de ifade ederek, “Siz, halkının çoğunluğunun ne istediğini öğrendiniz mi? Suriye nüfusunun kaç olduğunu biliyor musunuz? 100 kişi 24 milyonun ne istediğini yansıtmaz. Bir ülkenin kaderi üzerine karar verilemez” şeklinde konuştu.

“İÇİŞLERİ BAKANI’NIN BEYANATI DOĞRU DEĞİL”

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, “İran, teröristleri destekliyor” açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Mehmanperest, “İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı bu haberlerin kaynağı nedir? İki ülkenin istihbarat teşkilatı sıkı bir işbirliğindedir terör örgütüne karşı. Nasıl İçişleri Bakanlığı böyle bir açıklamada bulunabilir. Üzülerek belirtmem gerekir ki, İçişleri Bakanı’nın beyanatı doğru değil. Bizim tutumumuz, terörist gruplara karşı özellikle PKK’ya karşı belli. Biz onlara karşıyız. Bizim ülkemiz teröristlerin en büyük kurbanı olmuştur zamanında. Bizim halkımız ve yetkililerimiz teröre uğradı. Teröristin karşısında tüm ülkelerle işbirliği yapıyoruz. Terörizm ile mücadele de ülkemizde en üst düzeye ulaştı. İşbirliğimiz devam ediyor. Biz Türkiyeli yetkililere sitemimizi belirttik. Bazı Türk yetkilileri konuşmalarımızda yapılan açıklamaların kişisel olduğunu ifade ettiler. Dikkat etmemiz gerek nokta şudur ki, pek çok ülke Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerden memnun değildir. Soru işaretleri oluşturmaya çalışıyorlar. Bizim buna izin vermememiz gerekir. Bazı haberler var. İran teröristlere yardım ediyor. Bunlar doğru haberler değil. Buna paralel olarak İran’da Türkiye’ye ilişkin haberler çıkıyor. Ben konuşmamda belirttim ki, basın mensupları üst düzey yetkililerle oturup konuşmalılar ki, soru işaretleri kalksın. Bölgede istikrar ve emniyet arıyoruz. Her zaman iki ülke arasındaki ilişkiler düz bir yolda ilerlediğinde bu haberler yapılır. Sekteye uğratmak için. İstihbarat teşkilatlarımızda işlerini yapmaktadır” diye konuştu.

“İRAN 32 YILDIR AMBARGO ALTINDA”

İran’a yapılan ambargoların yasadışı olduğunu belirten Mehmanperest, “Bizim bütçemizin aleyhine yapılan bütün ambargolar yasadışıdır. Amerika ve batılı ülkelerin bahanesi nükleer faaliyetlerdir. Nükleer faaliyetlerin tamamı yasal çerçevededir. Amerikalıların bahanesi İran’ın nükleer faaliyetleriyse, İran 32 yıldır ambargo altında. Bizim nükleer faaliyette bulunmadığımız zamanlarda da onlar ambargo uyguluyordu. Biz bir anlaşma yaparsak onlar insan haklarını ortaya atacaklar. İnsan haklarında da bir anlaşma yaparsak, seçimleri bahane edecekler. Demokrasi de aynı zamanda seçimde de anlaşırsak, siz toplumda eş cinselleri rahat bırakmıyorsunuz diye gündeme getirecekler. Bir herhangi bir ambargoyu doğru olarak bulmuyoruz. Ama bağımsızlık ve ambargonun kaldırılmasında bir tercih aşamasına gelirsek, bağımsızlık seçimimizdir. Bu baskıyı bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Hızlı bir şekilde gelişmekteyiz. Amerika’nın ambargoları çoğaldıkça gelişmeleriz o derecede hızlandıracaktır. Biz Amerikalılara teşekkür etmeliyiz” dedi.

“BU FÜZELERİN AMACI İSRAİL’İ KORUMAK”

Mehmanperest, Türkiye’ye kurulacak olan Patriot füzeleriyle ilgili de askeri yetkililer arasında bazı tedirginlikler olduğunu söyledi. “İran’a bir saldırı olması için teşvikler var” diyen Mehmanperest, şunları söyledi;
“Sürekli İsrail ve Amerikalı yetkililer askeri seçeneğin masada olduğunu söyleniyor. Askeri yetkililer bütün ihtimalleri göz önüne alıyor. İsrail yada batı ülkeleri İran’a saldırırsa ve İran buna cevap vermek isterse, bu füzelerle bunu engellemek istiyorlar. Bu füzelerin kurulmasının asıl amacı İsrail’i korumak. Batılı ülkelerin Irak ve Afganistan’da bulunduğu dönemlerde iyi bir tecrübeleri yok. Kontrol Türkiye’nin elinde değil NATO’nun elinde olacak. İki ülkenin yetkilileri bu konu hakkında çalışması lazım. İlişkilerimiz çok iyi. Ekonomik ve siyasi ilişkilerde güzel bir tablo oluşmuş durumda. Güvenlik açısından gelişmiş bir ilişkimiz var. Birbirimize yardım ettiğimizde sorunlarımızı hızlıca çözebiliriz. Daha çok konuşmamız gerekiyor.”

“YABANCI GÜÇLERİN BURADA BULUNMASINI TEHDİT OLARAK GÖRÜYORUZ”

Yapılan askeri tatbikatların caydırıcı nitelikte olduğunu söyleyen Mehmanperest, “Bugünkü dünyada birini kendisini savunabilmeli ki güçlü olsun. Saygılı ve iyi bir insan olmanıza rağmen size saldırmayacakları anlamına gelmez. Bunun örneği Filistin halkı. İsrail, Filistin’e zayıf olduğu için saldırıyor. Biz hazırız ki bölgenin emniyetini bölge ülkeleriyle birlikte sağlayalım. Tam tersi biz yabancı güçlerin burada bulunmasını bir tehdit olarak görüyoruz. Bizim savunma gücümüz olmasaydı saldırı ihtimali daha mı fazla olacaktı? Herhangi biri saldırı girişiminde bulunmak istiyorsa, bir kar zarar analizi yapıyor. Bir analiz yapıyor. Neler elde edecek, neler kaybedecek. Eğer kaybı çoksa hiçbir zaman saldırıya teşebbüs etmez. İran’da yapılan bu tatbikatlar caydırıcı niteliktedir. Akıl dışı bir saldırı düşüncesi varsa, çok büyük bir zarara uğrayacaktır. Bizim bölgemizde saldırı ihtimali düşük oluyor” dedi.

“SURİYE HALKININ CANI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR”

Suriye’ye yapılan insani yardımlar hakkında da konuşan Mehmanperest, “Baskı altında olan halklara yardım etmek bizim ülkemizin en temel isteğidir. Daha öncede bahsettiğim gibi bir tanesi Suriye’ye olan insani yardımlardır. Biz İran İslam Cumhuriyeti devriminin ardından yaklaşık 33 yıl boyunca 3 milyon Afgan halkına yardım ettik ve barındırdık. Yine aynı şekilde uzun yıllar boyunca 2 milyon ırak halkını barındırdık. Bizim ülkemiz her zaman acı çekmiş ve zulüm görmüş halklara yardıma hazırdır. 33 yıldır Filistin halkının yanındayız. İslam cumhuriyeti olmasaydı, Filistin kendini savunamazdı. Suriye halkının canı bizim için çok önemlidir. İnsani yardımlar çok önemli. Bu çatışmalar dursun ki halk daha fazla zarar görmesin. Ülkelerin çabaları bu çatışmaları durdurmaya yönelik olmalıdır. Tabi ki insani yardımlar yapılmalıdır” dedi.

İha

ETİKETLER: