PKK’NIN ELINDEKI BAŞBAKAN ERDOĞAN KOZU

PKK’nın elindeki Başbakan Erdoğan kozu

Türkiye gündemi yavaş yavaş yerine oturdukça AKP’nin ihanetleri de tıpkı med cezir sonrası belirginleşen kara parçaları gibi gün yüzüne çıkmaya başladı. Günlerdir bu köşeden Türk Milleti’ne karşı yapılan ihanetin nerelere dayandığını duyurmayı amaçlıyoruz. Herkes dikkatini bambaşka bir yere çekmişken AKP-PKK işbirliği “fırsat bu fırsattır” diyerek hayli yol kat etti.

Bu süre içerisinde kim de dedi, ne söyledi buyrun bir kez daha bakalım. İmralı’daki eli kanlı bebek katili terörist başı “size 15 gün süre veriyoruz, istediklerimizi derhal yapın.” diyerek tehdit ediyor. Ardından bir başka terörist başı bu kez Kandil’den “istediklerimiz olmaz, beklediğimiz adımlar atılmazsa savaşmaya başlarız” diyerek aynı şeyleri söylüyor. Dün paylaşmıştık, bununla beraber DTK adı verilen ve sözde Kürt devletinin kurucu meclisi olarak AKP’nin yol arkadaşı, fikir babası, en büyük ilham kaynağı terörist başı tarafından tanımlandırılan hainler ise Diyarbakır’da yaptıkları toplantı sonrasında ” Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talep edilir. Kürtler özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi siyasal talepleri belirleme hakkına sahiptir…” şeklinde kararlar alıyor. PKK ise TSK’nın terörle mücadelede kullandığı üs bölgelerini ele geçiriyor.

AKP’de ses soluk var mı? Yok! Her konuda laf yetiştirmek için meydana çıkan Başbakan Erdoğan nerede? Kimse bilmiyor. Aslında normal karşılamak lazım, zira yol arkadaşına zarar verecek hiçbir girişimde bulunmayı kimse istemez. Başbakan Erdoğan ve diğer AKP’lilerde herhalde bu yüzden olsa gerek ne terörist başına, ne PKK’ya, ne BDP’ye, ne de Kandil’deki asıl çapulculara çıkıp birşey söylemiyor.

Konuşanlar hala BDP’lier ve PKK’lılar. Hergün ayrı bir açıklama ile Türk Milleti’ni akıllarınca tehdit etmeye devam ediyorlar. Bunun son örneğini dün Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarında gördük. Terörist başının testi kırılmadan uyarıda bulunduğunu söyleyen Demirtaş, açıklamasında “ortaya çıkan fırsatlar değerlendirilip adım atılmazsa bu süreci tıkar ve beraberinde daha büyük çaplı bir kriz getirir” türünden açıklamaları ile AKP’yi köşeye sıkıştırmaya devam etmiştir.

Öyle anlaşılıyor ki PKK ve terörist başının elinde AKP ve Başbakan Erdoğan ile ilgili çok önemli bir koz vardır. Türk Milleti’ne göre açık ve şüpheye mahal vermeyecek bir biçimde “ihanet” olarak kabul gören/görecek bu koz ne ise aslında AKP’nin suskunluğu da bundadır. Namusu ve şerefi olan, Türkiye’nin menfaatini düşündüğünü ifade eden bir iktidar çıkıp biran önce PKK’ya ve terörist başına sözde çözüm adına neyi verdiğini, neyi garantilediğini açıkça ifade etmelidir. Aksi halde PKK’lı teröristler daha çok Türk Milleti’ni tehdit etmeyi sürdürecek, AKP ve Başbakan Erdoğan’ı adeta avuçlarının tamda ortasına almış gibi açıklamalarda bulunmaya devam edeceklerdir.

İşte böylesi bir durumda Başbakan Erdoğan için PKK açık bir yol arkadaşı olmaktan başka bir anlam ifade etmiyor. BOP’un patronu ABD’ye önce AKP’yi, ardından da BDP’lileri çağırıp bölge siyaseti adına hangi adımların atılacağını söylemiş olmasıyla beraber bu durum ayrı bir boyut kazandı. PKK’lı çapulcular böylelikle çapulcu olmaktan bir çırpıda AKP nezdinde çıkarıldılar.

Toplumun zihnine yerleşen “çapulcu” tanımının yerini dolduracak başka bir kitlenin de bu sebeple var olması gerektiğini AKP düşünmeye başladı.

Artık Başbakan Erdoğan’a göre çapulcu olan yılardır asker, polis şehit eden, masum vatandaşlarımızı ve hatta kundaktaki bebeği dahi hunharca katleden PKK’lı teröristler değil, geleceğine sahip çıkmak isteyen Türk Gençliği olmuştur.

Gel gelelim Türkiye’yi yöneten ne yazık ki bu zihniyetteki bir iktidardır. Zihniyeti çarpık, düşüncesi kirli, hedefi karanlık olan böylesi bir iktidarın “şeytanla bile koyun koyuna” olacağını zaten bazı AKP’liler birçok kez açıkça ifade etmişlerdi.

Bununla birlikte “siyasi omurga” namına AKP’de zerre kadar bir kriter olmadığı için kirli düşüncelerini hayata geçirebilmek adına yapmayacakları iş, girmeyecekleri kılık da bulunmuyor. Bunun için geçmişte binbir türlü hakarette bulundukları Ülkücülere ve MHP’ye karşı akıllarınca yakın durma eğilimi sergiliyorlar. AKP mitinginde üçbeş tezgahçı densiz ve ahlaksızın üç hilalli bayrak açması yine bu nedenler başka bir anlam taşımıyor.

Türk Milleti, Türkiye’yi yöneteninin AKP sayesinde kendi seçtiği isimler değil de terörist başı ve PKK’lıların olduğunu idrak edip, AKP’yi görevden aldığı gün yaşanılan bu zulümler son bulacaktır.

İSMAİL ÖZDEMİR/ ORTADOĞU