Dolar 32,3592
Euro 34,9986
Altın 2.324,57
BİST 9.143,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

PKK’YI MEŞRU HALE GETIRMEK TÜRKIYE’YI BÖLMEKTIR

A+
A-

PKK’yı meşru hale getirmek Türkiye’yi bölmektir

Terör bitiyor, barış geliyor, silahlar susuyor diyerek yırtınanlara inat, PKK’ya katılımın tavan yaptığı, birkaç gündür bazı medyanın gündeminde. Bazı medya diyorum çünkü yaratılan sanal bir havayla Türkiye’de terörün çözüleceği yalanı özellikle medya kanalları vasıtasıyla topluma ulaştırılıyor.

Teröristler için sınır dışına çekilme konusu ise tam bir trajedi olarak karşımızda duruyor. Başbakan Erdoğan’ın “silahlarını bıraksınlar, gömsünler öyle sınır dışına çıksınlar” demesine rağmen terör örgütünün elebaşılarından olan Murat Karayılan’ın, Kandil’de sınır dışına çekileceklerine yönelik söylediği sözlerin geneline bakıldığında sözde çekilmenin “silahlarla birlikte olacağı ve silahın bırakılmayacağı” konusu ısrarla vurgulanmıştır.

AKP yada Başbakan Erdoğan ne derse desin, içersinde bulunduğumuz dönem öyle görünüyor ki, terörist başı ve PKK’nın istediği yönde gelişiyor. Onların istediği ne varsa gerçekleşirken, AKP ve Başbakan Erdoğan’ın sözleri sürekli havada kalıyor. PKK, AKP’yi tümüyle teslim almış görüntüsü vermesinin yanında zafer kazanmış edasıyla, içinde bulunduğu rezilliğe aldırış etmeden Türk devletine meydan okumayı da sürdürüyor.

Bu meydan okumaya ise AKP’den kimsenin çıtı çıkmıyor. Tıpkı terörist başının İmralı’da BDP’lilerle yaptığı ilk görüşmede söylediği “İstediğimiz olmazsa 50 bin kişi ile halk savaşı başlar.” manasındaki sözü gibi Murat Karayılan’da benzer ifadelerle aslında ellerinde bulunan silahları hedeflerine ulaşıncaya kadar bırakmayacaklarını ifade ediyor. Aysel Tuğluk’un da sözde sınır dışına çekilmeye ilgili konuda “Bir tek PKK’lının dahi burnu kanarsa kıyamet kopar.” sözü, terör örgütünün AKP karşısında kendilerini ne derecede önde gördüğünün işareti oluyor.

Bu duruma bakarak, kim AKP’nin Türk Milleti’nin kabul etmeyeceği bir konuyu hayata geçirmeyeceğini söyleyebilir? Yukarıda sunduğumuz, Türk devletini açıkça tehdit eden ifadelere şahit olduktan sonra, bunu milletin hangi evladı kabul edebilir? Kim bu açıklamalara bakarak PKK’nın sözde barış için uğraş verdiğini ifade edebilir? Kim AKP’nin söylemlerinin samimi olduğuna inanır?

Konunun özüne bakarsanız PKK’da, AKP’de ve hatta Başbakan Erdoğan’da bu işin yürümeyeceğini çoktan gördü. Ama kendisine yakın olan isimler aracılığı ile terörist başının yoldaşı olmaya heveslenen Başbakan Erdoğan, artık içinde bulunduğu şarttan geri dönüşün olmadığını, PKK ile olan yakınlıklarının hangi boyutlarda olduğunu Türk Milleti’nin anlamış bir halde bulunduğunu, böyle giderse kendi siyasi sonunun kesin olduğunu anladı. Bu dönemle alakalı kendisine akıl veren, yönlendiren kim varsa, aslında hepsinin kendi siyasi sonunu istediğini ise kavramışmıdır bilinmez.

Zira Türk Milleti’nin, tüm uğraşlara rağmen AKP ve Başbakan Erdoğan’a terörist başı ile müzakere edilerek ve PKK’nın elinin daha da güçlendirilerek hayata geçirilmek istenilen bir projeye onay vermeyeceği anlaşıldı. Ama hala belki bir umuttur diyerek, terörün biteceği yalanıyla milleti uyutmaya çalışmaktan da geri durmuyorlar.

Hal böyle olunca AKP yandaşı olan ne bir televizyon kanalı, nede bir gazete PKK’ya katılım sayısının son yılların en üst seviyesine çıktığını görmüyor ve göstermiyor. Bittiği iddia edilen, çözülüyor denilen bir terör örgütüne yönelik böylesi bir katılımın gerçekleşiyor olmasını kimse sorgulamıyor.

İnsafı ve vicdanı olan, terörün çözümü konusunda samimi olduklarını iddia edenlerin attıkları adımda, terörün çözülmesi gerekirken bunun tam tersi bir durumla karşılaşılıyorsa, AKP’nin “çözüm süreci” olarak tanımlandırdığı dönemin; terörü beslediği, daha da büyüttüğü gerçeği ile birilerinin acilen yüzleşmesi gerekiyor demektir. PKK kendisine açılan zeminle rahat bir şekilde propaganda imkanı elde ettiği gibi Kürt vatandaşlarımızın da temsilcisiymiş gibi gösterilme arayışı da hız kazanmıştır.

Terörü çözmek bahanesi ile PKK’ya yol açılmış olması, terörist başının her söylediğinin yapılması yeni bir boyuta ulaşılarak, PKK’nın kuruluşunda da söylediği gibi Türkiye’den toprak koparma amacında önemli yol kat edilmesini sağlamıştır. Buna birde AB’nin PKK’yı terör örgütleri listesinden çıkarması eklenince konu Türkiye açısından daha ciddi bir noktaya ulaşmıştır. 30 yıldır AB’de dahil birçok ülkeye PKK’yı terör örgütü olarak tanıtmak için diplomasi alanında mücadele veren Türkiye, bu kez aynı PKK’yı artık terör örgütü olarak algılamayın gibi uçuk bir taleple ülkelerin kapısını çalıyor.

PKK’ya karşı sergilenen bu derecedeki teslimiyetçi anlayışın nerelere varabileceği ise ne yazık ki düşünülmüyor. PKK’nın yeniden kanlı eylemlerine başlamayacağını Başbakan Erdoğan dahil kimse garanti edemez. Nitekim yarın PKK kanlı eylemlerine yeniden başladığında, masum sivilleri, askerimizi, polisimizi yeniden şehit ettiğinde bu kez aynı ülkelere ne diyebiliriz? Adama gülerler, güldükleri gibi ciddiye de almazlar.

O vakitten sonrada terörle mücadelede özellikle uluslararası alanda kendi lehinize olacak konularda başladığınız yere yeniden geri dönmek zorunda kalırsınız. Atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiş olur. PKK kendisine yeni yollar, yeni imkanlar bulurken, AKP sayesinde Türkiye yeniden, üstelik bu kez 30 yıl değil belki çok daha uzun yıllar aynı terör belasıyla, şiddetin dozunun daha da artarak ve sonuçları daha da ağır olacak bir şekilde yüzleşmek zorunda kalabilir.

İSMAİL ÖZDEMİR/ ORTADOĞU