ŞAHİN: ALKOL VE UYUŞTURUCU ŞİDDETİ ARTIRIYOR

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, alkol ve uyuşturucudan dolayı şiddetin ciddi şekilde arttığını belirterek, Cehaletin arttığı, eğitim ve ekonomik seviyenin düştüğü zaman da şiddetin arttığını görüyoruz dedi.

Ankara Vakıf Eserleri Müzesi Sergi Salonu’ndaki takı sergisinin açılışına katılan Şahin, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Basına ”Şiddet uygulayan 4 bin 825 asker ve polisin silahına el konulduğu” şeklinde yansıyan bilgileri değerlendirmesi istenen Şahin, Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu Başkanıyken birtakım lokal çalışmalar yapıldığını ve bunların tüm Türkiye’nin resmi gibi yansıtıldığını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın genelgesiyle 2008’de bunun toplumsal bir sorun olduğu ve ilgili bakanlıkların koordineli çalışmasıyla çözülmesi gerektiğinin çok net şekilde vurgulandığını anlatan Şahin, şöyle konuştu:

”Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu 4320’ye biz baktık ki 3 maddelik bir kanun, yalnızca şiddet uygulayan erkeği evden uzaklaştırıyor. Başka bir şey yok. İşin uzmanlarıyla gece yarılarına kadar çalıştık, kafa yorduk, sabahlara kadar çalıştık. Dünyadaki örnekleri inceledik. Yaptığımız yaklaşık 23 maddelik temel yasaya baktığınızda ne var- Mağdurla ilgili kısım var. Mağdurun durumu, koruyucu ve önleyici tedbir, failde de mağdurda da en temel şey koruyucu ve önleyici tedbir. Toplumsal sorunlar bir sonuçtur. Sonucu baştan kontrol edip, bütün değişkenleri kontrol altına almanız gerekiyor. Bizim yasayı yaptığımız mantık da buydu. Bugün uygulamalardaki, takipteki mantık da bu. Bir çalışma yaptık. 14 ilde şiddet izleme merkezi kurulacak. Networkler oluşturulacak, bütün veriler bir araya gelecek. Bütün verilerin toplanması gerekiyor. Bunun için de bir yerde, tek çatı altında, bütün birimlerin muhataplarının bir arada olması gerekiyor.”

-”Alkol ve uyuşturucu kullanımı şiddeti artırıyor”-

Şahin, Sağlık Bakanlığı’ndan hemşire, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan meslek edindirme kursu uzmanları, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan eğitim danışmanı, kolluk kuvveti temsilcisi gibi bu işin bütün muhataplarının temsilcilerinin bir arada olduğu bir çalışmayı yaklaşık 4 ay önce başlattıklarını anlattı.

Bu süreçte ”Şiddet arttı, yasa hiçbir işe yaramadı” şeklinde çok eleştiriler aldıklarını vurgulayan Şahin, ”Bunların cevabı da dünkü açıkladığımız verilerdir. Dün, biz şiddet izleme merkezlerine gittik. 5 saat oradaki bütün uzmanları dinledik. Şiddet izleme merkezine ayda ortalama 100 vaka geliyor. Bunların analizlerini çıkardık” diye konuştu.

”Üniversite mezunları şiddete daha çok mu maruz kalıyor” sorusu üzerine Şahin, ”Hayır, hayır. Benim sizlerden istirhamım, doğru rakamlar üzerinde doğru analizler yapalım. Bu sefer üniversite mezunları arkadaşlarımıza yazık ediyoruz. O şekilde bakıyoruz. Baktığınız zaman cehaletin arttığı, eğitim ve ekonomik seviyenin düştüğü zaman şiddetin arttığını görüyoruz. Analizlerimiz ve her ay 100 vakada çıkardığımız sonuçlar var. Gördüğümüz en temel şey, alkol ve uyuşturucudan dolayı ciddi şekilde şiddetin arttığını görüyoruz. Failler hem şiddet uyguluyor hem de tedavi olmaktan kaçınıyor. Yasaya göre, tedavi olmak zorunda” yanıtını verdi.

-Silah alma işi-

Şahin, mağdurun, Alo 183’e ya da karakola başvurusu üzerine sürecin başladığını dile getirerek, silah alma işinin, tamamen aile mahkemesi hakimlerinin verdiği bir karar olduğunu söyledi.

Önleyici tedbir ve faille ilgili yapılması gerekenlerin çok net olduğunu ifade eden Şahin, şöyle devam etti:

”Hakim bakıyor ki elinde silah varsa, öfke kontrolünü de yapamıyorsa, stresle baş edemiyorsa bunun elindeki silahı mutlaka bizim almamız gerekiyor. Yasanın ruhunda var. Hakimler de onlara verdiğimiz gücü kullandılar ve bu söylediğimiz rakamlar ortaya çıktı. Yaklaşık 5 bine yakın. Kamuda silahı olan kişinin eşinin mağduriyeti ve şikayeti üzerine hakimin verdiği bir karar var. Kardeşim sen kendinle baş edemiyorsan, kendini kontrol edemiyorsan o zaman silahını yanında tutmayacaksın. Çok net bir duruş.”

Bakan Şahin, kadına yönelik şiddetin arka planı, önü, arkası iyi takip edildiği zaman birçok toplumsal sorunun da beraberinde çözüldüğünü belirterek, şunları söyledi:

”Mesela trafikte şiddete, doktora karşı şiddete de baktığınız zaman aslında birbirinden çok farkı yok. ‘Mağduru kadını çok koruyorsunuz ama erkekle ilgili bir şey yapmıyorsunuz’ şeklinde de eleştiriler alıyoruz. Biz şimdi fail üzerinde, tedavisi üzerinde, meslek edindirme kursları üzerinde, şiddet izleme merkezinde de çalışmaya başladık. Bu önemli bir şey. Bu istatistikleri ilgili akademisyenler ve sivil toplumla yeniden masaya yatıracağız. Ayın 15’i ile 20’si arasında yeniden geldiğimiz noktayı değerlendireceğiz. Özellikle tedavi olmak zorunda olup da mahkemenin verdiği karara rağmen tedavi olmayan ve hasta olduğunu kabul etmeyen kişilerle ilgili Sağlık Bakanlığı ile çok daha güçlü çalışmalıyız. AMATEM’lerde daha fazla olmalıyız. Çıkardığımız sonuçlara göre aslında biz beraberinde toplumsal sorunu da çözecek temel koordinatları oluşturuyoruz.”

-”Aile kurumunu güçlendirecek eğitimler yapıyoruz”-

Doğuştan, kadının ve erkeğin insan hakkına saygılı bir toplum yetiştirmeleri gerektiğini ifade eden Şahin, bunun akşamdan sabaha bitmeyecek bir şey olduğunu söyledi.

Bakan Şahin, özellikle ölümlü olaylarda ciddi azalmaya doğru gidildiğine, düşüş eğilimi olduğuna dikkati çekerek, ancak gazetelerde çıkan olumsuz haberlerle bu alanda çalışanların emeğinin görmezden gelindiğini ve toplumdaki pozitif algının da yok edildiğini anlattı.

Bu işin, uzun soluklu, temelden, doğuştan başlayan bir mücadele olduğunu dile getiren Şahin, ”Şu anda biz stok eritiyoruz. Aile çok özel bir kurum. Sevgiye, saygıya, sadakate ve sabra dayalı bir kurum. Bu değerlerle yetiştirmediğimiz, güçlendirmediğimiz zaman bu olayların olma ihtimali her zaman güçlüdür. Biz bir taraftan da aile kurumuyla ilgili değerleri güçlendirecek eğitimler yapıyoruz. Kadın-erkek fırsat eşitliğine inanan, kadının insan hakkını özümsemiş, bunu davranış moduna dönüştürmüş erkeklerin yetiştirilmesi temelden başlıyor” şeklinde konuştu.

-Başörtülü milletvekili-

Bir televizyon programındaki ”Türkiye’de başörtülü milletvekili olmalı” sözlerinin anımsatılması üzerine Bakan Şahin, şu değerlendirmede bulundu:

”Çok net bir şahsi düşüncem var. Bir kadın olarak düşüncem var. Bir kalkınma hamlesi, 2023 vizyonu ortaya koyduk. 2023 vizyonunda diyoruz ki dünyanın en güçlü 10. ekonomisi olacağız. Tek gücümüz de beşeri sermaye. Beşeri sermayede, biz toplumun bütün kesimlerinin gücünü kullanmazsak, herkesi kendi içinde ayırırsak ve bu ayrılığın içerisinde de fitneyi, nifakı artırır, empatiyi, hoşgörüyü yok edersek hiçbir kalkınma hamlesine, hiçbir hedefe ulaşamayız. Gelişmiş ülkelerin insan gücünü nasıl kullanıldığını görmemiz lazım. Önce eğitimin önünde engel olduk. Şimdi hukukçu olmuş, doktor olmuş yetişmiş bir insan gücü var. Herkesi kendi içinde ayırdığınız zaman toplumun potansiyelini yok ediyorsunuz. Bizim birbirimizin hakkını, hukukunu korumamamız lazım. Bu nasıl olacak- Açığın kapalıyı, kapalının da açığın hakkını korumasıyla olacak. Her arkadaşım bu mücadeleyi verdiği zaman zaten erkeklere de gerek kalmadan biz kadınlar olarak bu işi çözebiliriz. Mesele önce birbirimize yakınlaşıp, birbirimizi anlamamız, ayrımcılığa fırsat vermememiz gerekiyor. Bugün olur, yarın olur, ülke buraya doğru gidiyor.”

Şahin, TBMM’nin toplumun aynısı olduğunu ve her kesimin kendini orada görmesi gerektiğine işaret ederek, ”Böyle bir demokratik anlayışla öbür kesimi ‘1 dakika’ deyip yıllarca beklettiniz. O yüzden özellikle ileri demokrasiye gideceksek, hukuk devleti olacaksak, Fatma Şahin’in ne dediği önemli değil, herkesin kendi vicdanında bunun cevabını nasıl verdiğine bakmak lazım. İnanıyorum ki bu vicdanlar toplandığı zaman Fatma Şahin’in ne demek istediği daha iyi anlaşılacaktır. Biz gücümüzü birleştirmeliyiz. Yetişmiş insan gücünü, kariyerli insan gücünü yok sayamayız. Bu, toplumun geleceğin yok saymaktır” dedi.

Bakan Şahin, daha sonra serginin açılışını yaptı. Sergiyi gezerken bir gazetecinin ”Gösterişli şeylerden mi hoşlanıyorsunuz” diye sorması üzerine de Şahin, büyük takılardan ziyade küçük şeylerden hoşlandığı ve bunlarla daha rahat ettiğini söyledi.

AA