Dolar 32,5697
Euro 34,9942
Altın 2.451,49
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

Şeref nerede biter, İhanet nerde başlar?

Şeref nerede biter, İhanet nerde başlar?
07/01/2013 13:46
A+
A-

ismailozdemir

Şeref nerede biter, İhanet nerde başlar?

 

Temsilciler vasıtasıyla AKP ile PKK’nın yada Recep Tayyip Erdoğan ve terörist başı Öcalan’ın görüştükleri, müzakere yaptıkları, pazarlığa giriştikleri yönündeki haberleri ve AKP’li bazı isimlerin yine bu yönde yapmış oldukları beyanatları ülkemizin gündeminin ilk sırasındaki yerini almıştır.

AKP ile birlikte Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü koruyarak yarınlara yol alma ve daha huzurlu, daha güvenli, daha zengin bir gelecek yaşayacağına dair umutların hepsinin koca bir yalan ve ahlaksız bir aldatmacadan ibare olduğu İmralı canisi ve Recep Tayyip Erdoğan’ın temsilcileri arasında yapılan görüşmeler ve içeriğindeki “dehşet verici” konu başlıkları ile bir kez daha çok net bir şekilde görülmüştür.

Öyle zannediyorum ki haftalardır terörist başı, eli kanlı bebek katili ve hangi dine mensup olduğu dahi belli olmayan Abdullah Öcalan’ı abdestli namazlı masum bir şahıs olarak gösterme niyetiyle AKP’nin neyi hedeflediği bugünlerde cevabını bulmuştur. Terörist başı ile görüşmeleri meşru ve olağan kabul ettirmek isteyen AKP iktidarı riya ve yalandan medet ummuştur.

Bu sürecin Türkiye’yi götüreceği yer PKK’nın silah bırakması değil, bugün koşa koşa yanına gidilen ve masaya oturulan İmralı canisinin PKK’nın kuruluşundan bu yana yıllardır kendisine hedef olarak ortaya koyduğu “Kürtçe savunma, Kürtçe eğitim, Anayasa’dan Türklüğün çıkarılması ve özerklikle beraber gelecek federasyon” fikirlerinin hayata geçmesidir! Analar ağlamasın, şehitler olmasın diyerek Türk Milleti’nin önüne AKP tarafından sunulmak istenilen çözüm, anlaşılıyor ki terörist başı Öcalan’ın ve PKK’nın tüm taleplerini kabul etmektir. Hedefine yukarıda sıraladığımız şartların AKP tarafın kabul edilip hayata geçirilmesi ile birlikte ulaşacak olan PKK’nın da zaten o andan sonra silaha ihtiyacı kalmayacaktır!

Açık açık sorarım sizlere hal böyleyken kazanan kim olacaktır? Yıllardır ortaya koyduğu bu hedefler için mücadele eden terör örgütü PKK mı yoksa yıllardır PKK’nın bu yöndeki yani Türkiye’yi bölmeye yönelik faaliyetleri karşısında mücadele veren, bu uğurda on binlerce vatandaşını kaybeden Türkiye mi?

AKP’nin milletin hafızasına yer ettirmek için sürekli kullandığı “sorunun çözümü” tanımı özünde “Türkiye’nin çözümüdür”. Çünkü bugün AKP ile İmralı’daki caninin, PKK ve BDP’lilerin sürekli vurgu yapıp şikâyetçi oldukları yegâne konu Anadolu’yu işgal edenleri tek başına püskürten ve yeniden devletini kuran Türk Milleti’nin Türkiye’si değilmidir?

AKP’nin İmralı canisini ve terör örgütünü muhattap almasıyla beraber kamuoyuna yansıyan gelişmeler aslında; namusunuza, ailenize karşı saldırıda bulunan bir caniye karşı “buyur gel ne istersen yap biz razıyız, yeter ki şiddete başvurma” demekten başka bir anlam ifade etmemektir. Kim buna yani ırz ve namusu saydığı vatanının bölünmesine, ailesi olan Türk Milleti’nin ayrışmasına müsaade edebilir?

Ne yazık ki Türk Milleti’nden aldığı oylarla tek başına iktidara taşınan, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü korumak için yemin etmiş olan AKP bu anlayışa onay vermekte ve gerçekleşmesi için de uğraş vermektedir.

Hal böyleyken bugüne kadar PKK ve İmralı canisi ile görüşmediğini, görüşmeyi de en ağır ifadelerle eleştiren kesimin temsilcilerine de sormak gerekir;

Hani siz hiçbir zaman PKK’lılar ile masaya oturmayacaktınız?

Hani sizin “felsefenizde ve anlayışınızda” PKK ile görüşmek olamazdı?

Hani teröristlerle yan yana gelip kucaklaşanlarla işiniz olmazdı?

Hani PKK’ya terör örgütü diyemeyenlerle görüşmezdiniz?

Hani BDP’lilerin dokunulmazlıkları kalkacaktı?

Hani siz “şerefli, namuslu ve ahlaklı” adamlar; siz terör örgütüyle görüşecek, pazarlık yapacak kadar “şerefsiz, namussuz ve ahlaksız” değildiniz?

Hani PKK ile görüşmeyecek ve bunu da gururla bağıra bağıra meydanlarda dile getirecek kadar ilkeli idiniz?

Evet siz, ey şerefli iktidar mensupları, size sesleniyoruz;

Ne oldu da şereften, namustan ve ahlaktan bahseden ve bunun ölçüsünü de ne İmralı ile nede PKK terör örgütü ile görüşmeme olarak ortaya koyan siz, “şerefsizlik” olarak tarif ettiğiniz davranışları yapmaya karar verdiniz?

Şeref dediğiniz, namus diye tarif ettiğiniz şey sizin için İmralı’da teröristlerle kurduğunuz pazarlık masalarında mı anlamını bulmaktadır yoksa kendi söylediklerinizin tam da tersini mi yapmaktır?

AKP kendisine yakışır şekilde davranır, PKK ve terörist başı Öcalan ile pazarlık masasına oturur… Recep Tayyip Erdoğan da Oslo’da kendi adamının ifade ettiği gibi terörist başı Öcalan ile “ülkeye ve bölgeye dair%95 oranında aynı vizyonda yani hedefte olduğunu” belirtir…

Bunlar yapılırken de PKK ile görüşmedik deyip görüşürler, belki BDP’lilerin değil ama PKK’lıların elini sıkarlar yani seni de açık açık enayi yerine koyar da sen bundan sonra ne yaparsın ey Türk Milleti?

Şayet AKP eliyle hayata geçirilmek istenen PKK’nın taleplerine “evet” diyeceksen, bunca yıldır senin birlik ve bütünlüğünü, huzur ve refahını, evlatlarının, sevdiklerinin, ana ve babanla birlikte kendi canını da korumak için şehit olanlara Huzuru İlahi’de ne diyecek, yüzlerine nasıl bakacaksın?

İSMAİL ÖZDEMİR/ ORTADOĞU