Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 22°C

SES VER BURSA

SES VER BURSA
23/03/2013 13:31
A+
A-

SES VER BURSA

 

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik sürecinden geçiyor. Nevruz’la birlikte bölünmeye giden yola sapıldığı ilan edilmiş, bölücü hainler ve onların işbirlikçileri hayal edemeyecekleri mesafeler almışlardır. Diyarbakır’da Türk devleti yok sayılmış, Türk bayrağının yerine paçavralar asılmış, katil elebaşı devlet başkanı gibi gösterilmek istenmiştir. Bütün bu süreç AKP’nin bilgisi, onayı, yardımı ve teşvik etmesiyle işletilmiştir.

İHANETİN ORTAKLARI

Bu gidişin sonunda nereye varılacağı, bütün çıplaklığı ile ortadadır. Bu rezillikten birlik beraberlik çıkacağını, huzur ve barış geleceğini söyleyenler bu milletin aklıyla alay etmektedirler. Zira, ne İmralı canisinin açıklamalarında, nede uzantılarının beyanlarında bu anlama gelen, bu mesajı veren zerre kadar bir şey yoktur. Tam tersine tehdit etmiş, meydan okumuş, fiili durum oluşturmuş ve emellerine ulaşmış olmanın bayramını yapmışlardır. AKP sözcüleri ve yanaşmalarının bu durumu millete yutturabilmek için seferber olmaları ve sanki iyi şeyler oluyormuş gibi anlatmaya çalışmaları varlık sebeplerine uygun olsa da, ihanete ortaklık etmekten ileri gitmeyecektir.

GÖREV

İşte böyle bir ortamda MHP her zaman olduğu gibi yine Türk milletinin sesi, nefesi, ümidi ve heyecanı olmuştur. Bugün Bursa’da yapılacak miting AKP iktidarına bir uyarı olduğu kadar, bu ihaneti hala görmeyen ve iyi şey olacağını zannedenlere de bir uyanış davetidir. O meydanı doldurmak, ay yıldızlı bayrağı dalgalandırmak, üç hilale sahip çıkmak “şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye haykırmak bu ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana olan, AKP-PKK ortaklığına itiraz eden, Diyarbakır’daki görüntülerden yüreği sızlayan herkes için bir görev haline gelmiştir. Bu ülkenin sahipsiz olmadığını, AKP-PKK ortaklığının yıkım hayallerinin hiçbir zaman sonuca ulaşamayacağını dosta-düşmana gösterme zamanıdır.

DEVAMI GELECEK

Bu mitingin devamı gelecektir. 9 büyük miting düzenleneceği aylar öncesinden ilan edilmiştir. Her mitinge bu ülkenin vazgeçilmez değerlerinden birinin adı verilmiştir. Nitekim, Bursa Türk tarihindeki önemine ve şanına uygun olarak “Kuruluş” adıyla şahlanacaktır.

Daha sonra sırasıyla İzmir’de “Bayrak Mitingi”, Adana’da “Vatan Mitingi”, Erzurum’da “Birlik Mitingi”, Konya’da “Türkçe Mitingi”, Elazığ’da “Kardeşlik Mitingi”, İstanbul’da “Demokrasi Mitingi”, Samsun’da “Kurtuluş Mitingi” ve Ankara’da “Türkiye Mitingi” yapılacaktır. Bu mitinglerin AKP-PKK ortaklığını temellerinden sarsması ve ilk seçimde de yerle bir etmesi bir temenniden çok daha ileridedir. Zira, Türkiye’nin varlığı ve devamı bun bağlıdır. Türk milletinin bu konuda üzerine düşeni yapacağından en küçük bir şüphemiz yoktur.

UTANMAZLIĞIN BİR SINIRI OLMALI

Sayın başbakanın sık kullandığı “Sivas’ın ötesi” laflarından cesaret bulan yıkım işbirlikçileri, “Diyarbakır’da niye miting yapamıyorsunuz?” kışkırtmaları yapıyorlar. Her şeyden önce MHP isterse Türkiye’nin her yerinde miting yapar. Buna hiçbir güç, Allah’dan başka hiçbir kudret engel olamaz. Nitekim, 2011 seçimlerinin hemen öncesinde Diyarbakır’da son derece anlamlı, kapsamlı ve coşkulu bir miting yapılmıştır. Buna rağmen MHP’ye böyle bir suçlama yöneltenler, aslında kendi yetersizliklerini, kendi ihanetlerini saklamaya çalışanlardır.

Diyarbakır’ı bölücü ihanete teslim etmek için seferber olacaksınız, bu hainlerle her türlü işbirliğine gireceksiniz, orada fiili durum oluşturulmasına göz yumacak, Türk bayrağı dahil bu milletin bütün milli değerlerinin yerle bir edilmesinin önünü açacaksınız, sonra da dönüp MHP’ye saldıracaksınız. Buna olsa olsa utanmazlık, kalleşlik ve ihanet denir. Biran için kastedilen anlamıyla MHP’nin Diyarbakır’a gidemediğini düşünsek bile, bundan asıl utanması, bunun gerçek hesabını vermesi gerekenler bu durumun oluşmasını sağlayanlar değil midir?

Nitekim, başbakan ve AKP takımının Diyarbakır’a nasıl gittiğini içimiz sızlayarak izliyoruz. Neredeyse bir ordunun korumasına rağmen sayın başbakanın her defasında karşılaştığı durumları bir Türk vatandaşı olarak ibretle ve yüreğimiz kan ağlayarak izliyoruz. Yine bölgedeki bazı il ve ilçelerde AKP teşkilatlarının sanki savaş meydanıymış gibi kum torbalarıyla tahkim edildiğini bu millet ibretle izledi. Bütün bunlara sebep olacaksınız, bütün bunları yaşayacak ve yaşatacaksınız, sonra da dönüp MHP’ye laf atacaksınız. Utanmazlığın da bir sınırı olmalı.

TERÖRDEN BESLENEN PARTİ AKP’DİR

Tam bu yazıyı yazarken, sayın başbakan partisinin il başkanlarına MHP’yle ilgili asılsız suçlamalarda bulunuyordu. Özellikle, MHP’nin terörden beslendiğini, terörün bitmesini istemediğini, terör biterse MHP’den geriye bir şey kalmayacağı beyanlarını hayretle dinledik. Bunları söyleyen birinin, bu ülkenin başbakanı olması gerçekten büyük bir talihsizliktir. Yaşadığımız gerçekler, seçim sonuçları sayın başbakanın söylediklerinin tam tersini ortaya koyuyor. MHP terörü bitirmiş bir halde ülkeyi AKP’ye teslim etti. En yüksek oyu terörün bittiği dönemlerde aldı. Terör arttıkça oyları artan tek parti AKP’dir. Seçim sonuçları terörden beslenen partilerin AKP ve BDP olduğunu en küçük bir itiraza yer olmayacak şekilde belgelemiştir. İşte bu yüzdendir ki AKP ve BDP terörün bitmemesi için tam ve kesintisiz bir işbirliği içindedirler. Bütün bu gerçekler orta yerde dururken böyle bir yakıştırmayı MHP’ye yapanlara ne demek gerektiğini, milletin vicdanına bırakıyorum.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU

ETİKETLER: , ,