Dolar 32,3352
Euro 35,1602
Altın 2.243,23
BİST 8.718,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
9°C
Hafif Yağmurlu
Çar 11°C
Per 11°C
Cum 12°C
Cts 13°C

Sevdiğimiz Yahut Sevmediğimiz Erdoğan!

A+
A-

Sevdiğimiz Yahut Sevmediğimiz Erdoğan!

Ülkemizin adı Türkiye…

Cumhuriyetimizin adı Türkiye Cumhuriyeti…

Milletimizin adı Türk milleti…

Devletimizin adı Türk devleti

Ordumuzun adı Türk Ordusu.

Bayrağımızın adı Türk bayrağı…

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 66. Maddesi de vatandaşlık tanımını “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” şeklinde yaptıktan sonra Türk kimliği üzerinden bu ülkede daha neyin kimlik tartışması yaşanmaktadır?

Danıştay’ın Andımız kararından sonra Türk kimliği üzerinden tartışmalar yine alevlendi. Türk kimliğine düşman unsurlar yine harekete geçti. Türk kimliği bu ülkenin hayat damarı iken “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” sözünden rahatsızlığını yansıtanlar birbiriyle yarışa girmişlerdir.

Maalesef Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu durumda yangına körükle gitmektedir.

Türkiye Cumhuriyetini kuran “Türkçü” iradeyi Türkiye Cumhuriyetini bölmeye çalışan “kürtçü”bölücülerle eşitleme yanlışını halen sürdürüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda iki konuşma yaptı, ikisinde de “Ben Türk’üm ama Türkçü değilim. Böyle yaparsak dinimiz İslam ile çatışırız. İslam ırkçılığı reddediyor, ırkı reddetmiyor.”gibi cümleler kurarak Andımıza niye karşı çıktığını anlatmaya çalıştı. Andımız içerisinde “Türk ırkı dışında kimseye hayat hakkı tanımayın” diye bir öğütleme yokken, ırkçılık “Ne mutlu Türk’üm diyene” ifadesinden mi ortaya çıkıyor acaba?

Cumhurbaşkanlığını yaptığınız Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasasında zaten belirttiğim gibi “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” ifadesi yazıyor. Türkiye Cumhuriyetinde o halde hiç kimse “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım. İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözlerinden rahatsız olamaz. Şu sözlerden rahatsız olan bölücüdür, doğruluktan, çalışkanlıktan, küçükleri korumaktan, büyükleri saymaktan, ülkenin sevilmesinden, Atatürk’ün miraslarından, Türklükten rahatsız olanlardır. Bunun başka bir izahı var mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan niçin bunların ekmeğine yağ sürmektedir?

Bu ülkede Andımızın kaldırılmasını ilk isteyen bölücü terör örgütü PKK değil miydi?

İslam düşmanı, ateist terör örgütü pkk, İslami gerekçelerle mi Andımıza karşı çıkıyor?

Yoksa Türklük düşmanı olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalıştığı için mi?

Sayın Erdoğan sizin de çok büyük kararlılık gösterdiğiniz Afrin operasyonuna şehit olmaya, gazi olmaya giden askerlerimiz ne diyordu: “Biz 7 yaşında yağmurun altında soğuktan titreyerek ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ derken şaka yapmıyorduk.”

Bu askerlerimiz orada 4600 teröristi temizlemedi mi?

Bu 4600 teröristin zihniyeti Andımıza düşman değil mi?

 “Çözüm süreci” adı verilen ihanet sürecinde terör örgütü pkk’nın en büyük talebi Andımızın kaldırılması değil miydi?

Sayın Erdoğan bu şekildeki Türklüğe bakışınızı, Türk milliyetçiliğine bakışınızı asla sevmiyorum, hiçbir zaman da sevmeyeceğim.

Geçmişte yaptığınız pkk açılımını, Barzani ve Talabani ilişkinizi, AKP’nin ilk kurulduğu günlerde Talabani’nin yüzüne söylediğiniz “Kürdistan’dan gelen haberler bizi mutlu ediyor” sözünüzü, Barzani’yi Diyarbakır meydanında konuşturduğunuz gün “Kürdistan’a buradan selam olsun”sözlerinizi, Andımızı kaldırmanızı, 2014 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümünde Kobani’deki teröristlere silah gönderen koridoru açmanızı, Barzani’nin paçavrasını İstanbul havaalanına astırmanızı ve daha buna benzer nice politikanızı hep eleştirdim. Bundan sonra da benzer olaylar olursa elbette yine eleştireceğim. Bugün Andımıza karşı sergilediğiniz takıntınızda yaptığım gibi…

Yaptığınız Türkçülük-Kürtçülük eşitlemesi tarihi hatadır.

Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkçü Atatürk ile Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışan kürtçü teröristbaşı Öcalan’ı, Barzani’yi, Selahattin Demirtaş’ı eşitlemeye hakkınız yoktur.

Biz, sizi ne zaman sevdik biliyor musunuz?

AKP’nin Elazığ kongresinde, “Türkçülük, Türk milliyetçiliğinin adıdır. Kelimenin sonundaki ek, yerine göre, mensupluk, sevgi, taraftarlık gösteren bir ektir.” diyen büyük Türkçü Hüseyin Nihal Atsız’a ait olan “Kahramanlar can verir/ Yurdu yaşatmak için…” şiirini okuduğunuzda…

Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk’tü bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.” diyen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük Türkçü Atatürk için “Milletimizin Gazi’ye hürmeti sonsuzdur. Milletimizin Mustafa’ya saygısında en küçük bir tereddüt yoktur. Milletimizin Kemal’le de en küçük bir sorunu bulunmuyordur. Milletimizin soyadı olarak kendisine verdiği Atatürk konusunda da hiçbir sıkıntısı olmadığını gayet iyi biliyoruz. ” dediğinizde…

“Türkçüler” derken ‘Türkçülük” ve “Milliyetçilik” aynı anlamdadır değişik bir anlamı yoktur. Yani Türk milletini sevmek, Türk milletinin iyiliğini istemek, hakkını savunmak duygusunun adı ‘Türk Milliyetçiliği”dir.” diyen büyük Türkçü Başbuğ Alparslan Türkeş’in mezarını ziyaret edip, çiçeklerini suladığınızda, dua okuduğunuzda…

“Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan/ Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan “diyen Türkçülüğün fikir babalarından Ziya Gökalp’in şiirlerini okuduğunuzda…

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti, Tarihlere sorun ki bize “Ölmez Türk” derler.” şeklindeki Harbiye Marşını okuduğunuzda…

CHP’li milletvekilinin “Denize dökeceğiz” terbiyesizliği karşısında “Kimi denize döküyorsun ya? Türk oğlu Türk’ünü denize dökeceksin Yunan mı ulan bu! Neyi denize döküyorsun?” diye tepki gösterdiğinizde…

“Teröristleri açtıkları çukurlara gömdük, gömüyoruz gömmeye de devam edeceğiz.”dediğinizde…

“Afrin’i başlarına yıkacağız” deyip, 4600 teröristi temizleme iradesinden taviz vermediğinizde…

İşte bu hallerde seviyoruz, sevmeye devam edeceğiz.

Aksi halde ve eski günlere döndüğünüzde niye sevelim, niye destekleyelim?

Gelin eski günlere dönmeyin!

Gelin AKP içindeki kürtçülere kulak asmayın…

Onlar adamı kürtçü Barzani’ye, Öcalan’a, Demirtaş’a götürür.

Sayın Erdoğan, Türkçülere, Türk milliyetçilerine kulak verin. Onlar adamı Türk milletini korumaya, yüceltmeye, uğrunda mücadele etmeye götürür. Mesele bu kadar net ve anlaşılır olarak önünüzdedir.

Sevdirmek ve sevdirmemek kendi elinizde… Biz ülkemiz adına sever, ülkemiz adına sevmeyiz.

Yıldıray ÇİÇEK

Türkgün