Dolar 32,3679
Euro 34,9483
Altın 2.325,20
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

SİYASİ VAKADAN ÇOK, TIBBI BIR VAKA VAR

A+
A-

KARİZMA ÇİZİLDİ…

MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, Başbakan Erdoğan’ın çözüm üretmek yerine sokaktaki insanlarla savaş yürüttüğünü öne sürerek ” ” Sen 200 bin toplarsan ben 1 milyon toplarım’lafını söyleyen, toplumsal yangına böyle karşılık veren birinin tedavi olmasına başbakan olması mani olmamalıdır. Karşımızda siyasi bir vakadan daha çok tıbbi bir vaka var ” dedi. Adan AKP’deki ” aklı başında ” kişilerin duruma müdahale etmeleri gerektiğini öne sürerken, gezi olaylarıyla ilgili ” ders verilmiş, karizma çizilmiştir ” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Celal Adan, Türkiye’nin tarihinin en kritik evrelerinden birinden geçtiğini belirterek, ” Ne yazık ki Milliyetçi Hareket Partisi’nin öteden beri yaptığı tüm uyarılar birer öngörü olmaktan çıkmış, bugün bütün sıcaklığı ile yaşadığımız gerçekler haline gelmiştir ” dedi.

Meclis’te başın toplantısı düzenyelen Adan, İstanbul Taksim Gezi parkında başlayan ve ülkenin geneline yayılan protesto gösterilerini değerlendirdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Adan şunları söyledi:

Türkiye bugün ayakta
İnsanlarımız kontrolden çıkmış bir biçimde sokaklarda eylemler yapmakta.
Kendi vatandaşlarımızla kendi polisimiz adeta iki düşman cephe haline gelmiştir.
Bu ülkenin atmosferi değişmiştir.
Vatandaşlarımız baharın rahiyalarını’85
İğde ve ıhlamur kokularını teneffüs etmek yerine bugün zehirli gaz solur hale gelmiştir.
Ve bizler 21. Yüzyıl Türk asrı olacak derken maalesef Türkiye bugün bütün dünyaya rezil olmuş bir ülke konumuna düşürülmüştür.

O BASİT SORUYU SORALIM:
Niçin bütün bunlar olmuştur?
Niçin insanlarımız ayaktadır?
Niçin sokaklar savaş alanına dönmüştür?
Taksim gezi parkındaki 12 ağacın kesilmesine duyulan tepkiden mi olmuştur bütün bu yaşadıklarımız*
İnsanlarımızı böylesine kontrol dışına iten,
Bir gün önce kendi halinde hayatını sürdüren bir Türk vatandaşını bir gün sonra polisle çatışır hale getiren saik veya Saikler neler?

HASTANIN HALİNDEN DOKTOR ANLAR
Sizlere yaşananları en kestirme yoldan tanımlamak istiyorum.
Hastanın halinden doktor anlar; MHP bu ülkede yaşananların sebeplerini de kaynaklarını da muhtemel neticelerini de biliyor.
MHP’nin yıllar boyunca yaptığı uyarıları lütfen herkes hatırlasın.
“Hükümet yanlış işler yapıyor.
Hükümet hatalı politikalarla Türkiye’yi tarihin yanlış istikametine götürüyor.
Bu politikalar milletimizin mayasını,
Birlik ve bütünlük harcını bozar.
Milletimizi böler.
Ayrıştırır.
İnsanlarımızı birbirine düşman eder.
Ülkemizi kaos çukuruna çeker”.

HERKES ELİNİ VİCDANINA KOYSUN VE SÖYLESİN
MHP yıllardır bir erken uyarı sistemi gibi bu olanları haber vermedi mi?
Maalesef şimdi üzülerek bu olanların ne olduğunu size söylüyorum.
Yukarıda saydığım ve başımıza gelmesinden hep korktuğumuz ne varsa bugün gerçekleşmiş ve uğursuzluğun her bir çeşidi milletimizin başına musallat olmuştur.
Şu manzara birlik ve beraberlik duygusu sağlam bir toplum manzarası değildir.
Peki, nedir bunun kaynağı?
Biz şu yaşadıklarımız için kimi suçlayacağız?
Bütün bu geldiğimiz noktanın sorumlusu ve sorumluları bellidir.
Bunun sorumlusunu AKP ve onun lideri recep Tayyip Erdoğan’dır.
Sorumluyu uzayda aramayacağız, sorumlu başbakanlık makamında oturan kişidir.
On yıldır ülkeyi tek başına yöneten,
Bütün hatalı kararları alan,
Türk milelini bir denek, Türk vatanını bir laboratuar gibi gören recep Tayyip Erdoğan’dır.
Bugün karşımızda karizmayı bırakın çizdirmiş olmayı, koskoca bir delik açtırmış olan Recep Tayyip Erdoğan’ın geldiğimiz noktada sorumluluğunu görmezden gelemeyiz.

BAŞBAKAN’IN DEMOKRASI ANLAYIŞI YOK
Bu ülkeyi on yıldır sayın Başbakanın gençlik fantezileri yönetmektedir.
Sayın Başbakan kendisini bu ülkenin başbakanı yapan demokrasiye bir gün bile inanmamıştır, ne de bu ülkenin samimi bir biçimde demokratikleşmesini arzu etmiştir.
Onun kafasında demokrasi, eskiden söylediği şekliyle, onu sadece gizli ajandasındaki hedefe götürecek bir tramvaydır.
Sayın başbakan bu ülkeye, yönettiği insanlara karşı açık, şeffaf davranmamıştır.
Bu ülkenin muhafazak‰r dindar halkının kendisine verdiği yetkiyi kendi siyasi ve ideolojik fantezileri için heder etmiştir.

BAŞBAKAN DUVARA TOSLADI
Şu görüntüler dindar ve muhafazakar insanlarımızın müstahak olduğu görüntüler midir?
Bu Başbakan bu ülkeyi on yıldır tekeri patlamış bir kamyonun kafası kıyak, ayyaş şoförü gibi yönetmiştir ve bugün gelip duvara toslatmıştır.
Bu başbakan on yıldır bu milletin adıyla, şanıyla uğraşmaktadır.
Onun politikaları ve kafa yapısı nedeniyle bu ülkenin binlerce yıllık tarihinde kazandığı ad ve nam olan Türklük tartışılır hale gelmiştir.
Millet bu tartışmalar sonucu “biz kimiz” travmalarına sürüklenmiştir.
Açılım süreci denmiş, milletimize habur zilleti yaşatılmıştır.
Oslo görüşmeleri denmiş, vatan toprakları terör örgütüne peşkeş çekilmiştir.
Şimdi çözüm süreci denmiş, terörist başı Abdullah Öcalan’la birlikte ülkeyi yönetmeye kalkmışlardır.

BUNLARIN GÖZÜ DÖNMÜŞ
Bütün bu yaşananlar nedir? Diye soranlara cevap işte buradadır:
Adıyla, kimliğiyle, vatanlarıyla oynanan insanların isyanıdır bu!
Bu başbakan on yıldır bu ülkenin kaynaklarını har vurup harman savurmaktadır.
Biz iş ‰leminin içinden gelmiş insanlarız.
Tarihin hiç bir döneminde bu kadar eşine dostuna, yöresine rant dağıtan bir hükümet daha gelmemiştir.
Bunlar İstanbul’un sulietini bozacak kadar gözü dönmüş bir rantiyeci olmuşlardır.
Bu ülkenin peşkeş çekilmedik bir maddi varlığı kalmamıştır.
İşte insanlar sokaklara kendilerini bu yağma için atmışlardır.
Yönettiği ve kendisini bulunduğu makamlara getiren halka hiç saygısı yoktur bu başbakanın.

BAŞBAKAN YANGINA BENZİN DÖKÜYOR

Başbakan yurt dışına giderken dahi arkasındaki yangına benzin dökmeye devam ediyor.
Böyle şeyler sadece romancıların kurgularında olur sanırdık.
Maalesef başbakan iç dünyasındaki tüm çatışmaları toplumun dünyasına transfer etmektedir.
Davranışlarına, olaylar karşısındaki tutumuna bakınca sayın başbakanın sokakları yakıp yıkan marjinal örgütlerle işbirliği içinde olduğunu sanırsınız.
Başbakan giderayak şunu söylüyor:
“Evde oturan yüzde elliyi zor tutuyorum”
Bu lafın bittiği yerdir.
Bu saatten sonra başbakanın zihin işleyişini tahlil etmek manasız bir iştir.
Durum tek kelimeyle vahimdir.
Devlet böyle yönetilmez.
Devlet böyle bir psikolojiyle yönetilirse Allah muhafaza birçok tehdide açık hale geliriz.
Ben AKP’de çok aklı başında arkadaşımızın olduğunu biliyorum.
Bu kötü gidişe en başta onların müdahale etmesi gerekiyor.
Zira AKP ve içinde bulundukları heyet tarihe çok kötü sıfatlarla geçecektir.

DERS VERİLMİŞ KARİZMA ÇİZİLMİŞTİR

Geldiğimiz noktada bizim söyleyeceklerimiz şunlardır:
Bu olaylar, ülkemizi dünyaya rezil eden bu görüntüler derhal son bulmalıdır.
Hiç kimse polisimizi suçlamasın. Polis aldığı emri yerine getirmiştir.
Ve güvenlik güçlerimiz bu olayları bitirmeli, marjinal örgütlerin sokaklara h‰kim olması sonlandırılmalıdır.
Kanun h‰kimiyeti esastır.
Maksat h‰sıl olmuştur.
Ders verilmiş karizma çizilmiştir.
Bundan sonra dava seçim meydanlarında görülecek milletimiz bu iktidara gereken dersi verecektir.

MİLLETE TEŞEKKÜR
Ben sözlerimin sonunda milletimize bir teşekkür borcumuzu yerine getirmek istiyorum:
Biliyorsunuz olayların başlangıcından itibaren MHP’nin izlediği tutum ve siyaset halkımızdan büyük tasvip görmüştür. Hayatı boyunca mhp’ye ihtiyatla yaklaşmış ve hatta düşmanlık etmiş çevreler dahi partimize tutumundan dolayı teşekkür etmişler, takdir duygularını dile getirmişlerdir.
Ben de halkımıza ve bizi takdir edenlere, bu duygularını en medeni ve nazik bir biçimde ifade edenlere, partim ve genel başkanımız adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

LÜGATIMIZDA KIŞKIRTICILIK YOKTUR
MHP gerçekten olayların başından itibaren herkesi sağduyuya davet etmiştir.
Zaten bizim lügatımızda kışkırtıcılık yoktur.
Olayların hiçbir yerinde rol üstlenmediği gibi bu olayları bazı partiler gibi siyasi çıkarları için kullanmayı, sömürmeyi aklının ucundan dahi geçirmemiştir.
Çünkü bizi sadece barış isteriz.
Demokrasi isteriz.
Halkımız için huzur isteriz.
Ülkemizin birlik ve beraberliğini isteriz.
Devletimizin güçlü halkımızın mutlu olmasını isteriz.
Bizim olaylar karşısındaki bütün tutumumuz bu esaslar dairesinde olmuştur ve bundan sonra da bu ilkelerimiz çerçevesinde halkımızın huzuru devletimizin selameti için çalışmaya devam edeceğiz.