TÜRK’ÜN VE İNSANLIK ALEMİNİN EN BÜYÜK DESTANI ERGENEKON…
Ergenekon destanı Türk geleneksellik halinin korumasına katkıda bulunmuş günümüze kadar süre gelen derin kültürel ve tarihi birikimleri açısından çok önemli Türk ve dünya tarihi bakımından en canlı ve anlamlı belgeleri olmuştur… Türk Tarihini Türk Kültürünü yok sayarak, gezer göçer diye başlayıp çadırda yaşıyordu ata biniyordu diyerek Türk insanını küçümseyenler ve Türk tarihini böyle yorumlayanlar, bizleri daha da bilinçlendirmekte Türk tarihine Türk kimliğine ve Türk kültürüne daha çok sahip çıkmamız gerektiğine inandırmaktadır. Binlerce yıllık Anadolu tarihi olan Türk milletini göçebe diye tanıtan bu akla, geçmişte taşınamayacak ağırlıkta mermerleri işleyerek kaftanlı heykeller yapması sadece gezer göçer olmadığının kanıtı sayılmaz mı? Barınmanın ilki çadırı yapan giyimde kumaşın ilk’i deri libası insanına giydiren, sofra ve kaşığı yemek kültürü olarak insanlığa sunan, konserve yiyeceklerin ilk’i tarhana. bastırma ve pestil üreten, meyveyi kurutup hayvanına yediren, tuvalet (hela) ve hamam kültürünü insanlığa öğreten Atatürk’ün değimiyle yüksek Türk kültürü değil midir? Ergenekon Destanımız dünyada hiçbir milletin destanında olmayan, demir madenini ateşin körük nefes’i ile eritildiğini, örs ve çekiç kulanarak Atı’nın ayağına nal yaptığı zekasını ve binlerce yıl öncesinde yaşayan atalarımızın becerilerini bize anlatması bakımından çok önemlidir.
Türk insanı geçmişten günümüze ulaşan değerlerini savunmalı, aynı zamanda yetişen nesillerimize de bu gerçekler mutlaka tanıtılmalıdır.
Sami Sefer Coşkun.
MHP.MYK.E.Ü