ÜLKÜCÜ ŞEHIDIN MEKTUBUNU OKUYAN TIMSAH GÖZYAŞLILAR NEREDEYDI?
Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Eylül 2010 referandumunda toplumu kandırmak için girmediği kılık kalmamıştı. Devrimcilerden şiir okudu , PKK’lılara “Anayasa değişikliği önerimiz (KÜRT) açılım projemizin önemli bir parçasıdır. Açılım kapsamında atacağımız adımların önünü açıyor, alt yapısını hazırlıyor.” mesajını verdi,muhafazakarlara din-iman nutukları attı, bir taraftan vatan,millet,bayrak nutukları atarken, diğer yandan bölücülerin hoşuna gidecek çözüm maskeli propagandalar yaptı.PKK ile öylesine yakınlaşmıştı ki ,adeta ikiz kardeş gibi…Bunu sadece MHP Lideri Devlet Bahçeli görüyor ve toplumu AKP’nin ihanetleri karşısında uyarıyordu.Hangi uyarıyı yaptıysa hepsinde de haklı çıktı. Recep Tayyip Erdoğan’ın miting meydanlarında çıldırıp ,hakaretlere başvurması da MHP’nin bu haklı çıkışlarıydı.
12 Eylül 2010 referandumunda Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu adamın oy için yapmayacağı şey yok” anlayışını güçlendiren en büyük davranışı da Ülkücü Şehit Mustafa Pehlivanoğlu’nun anne ve babasına yazdığı mektubu ağlama rolü yaparak kürsülerden okumasıydı. Siyasi hayatı boyunca Ülkücülere hakaret eden ,düşmanlık eden bu zat ,Ülkücü şehidin mektubunu okuyor ama işine gelmeyen yerleri de sansürlüyordu. Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söyleyen birisi elbette mektupta yer alan “Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır.” gibi yerleri okuyamaz. Recep Tayyip Erdoğan’a bu mektubu verip ,okumasını da isteyen acaba “Efendim tam şu kısımda sesinizi değiştirip, ağlamaya başlayın” mı dedi yoksa Recep Tayyip Erdoğan kendi kabiliyetini mi sergiledi?Bunu çok merak ediyorum. Kendisi de bu konuda ustaların ustasıdır !
Gerçekten oy için acınacak bir hale düşmüştü. O halini hatırladıkça her Ülkücü gibi bende gülerim hala… Allah kimseyi Recep Tayyip Erdoğan’ın bu haline düşürmesin..
Ülkücü şehidimiz Mustafa Pehlivanoğlu’nun idamdan önce yazdığı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Ülkücü tabanı kandırmak için timsah gözyaşları içinde okuduğu mektupta “Sevgili anneciğim” diye seslendiği Zeynep anamız hakka yürüdü.
Cenazesinde timsah gözyaşı döken hiç kimse yoktu. O kürsülerde kılıktan kılığa girerek mektubu oy için okuyan Recep Tayyip Erdoğan’da elbette yoktu. Zaten cesaret edip gelmesi de mümkün değil…
Zeynep anamızın cenazesini omuzlayan MHP Lideri Devlet Bahçeli ve dava arkadaşları oldu. AKP’liler Barzanilerle ,Şivan Perverlerle ,PKK’lılarla düşüp kalkarken ne işi olacak elbette bu cenazede…Onlar ne zaman kurnazca oy hesabı yaparlarsa o vakit ağızlardan “Ülkücü ve MHP kardeşlerim” gibi yakınlık kurma cümleleri duymaya başlarız.
PKK’lı Şivan Perver’in “Emine hanım bana her baktığında ağladı. Çekilen acıları bildiğini söyledi. ” sözleri zaten Erdoğan ailesinin gerçekte kimlere ağladığını göstermiştir. PKK’lı Ahmet Kaya’ya ağlayan Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçek ağıdı da odur.
Yaşarken PKK’nın yol ve dava arkadaşı AKP tarafından oy için istismar edilen Zeynep anamıza ve Ülkücü şehidimiz Mustafa Pehlivanoğlu’na tekrar Allah’tan rahmet diliyoruz.
Oy için kılıktan kılığa giren Recep Tayyip Erdoğan eğer yine bir Ülkücüyü istismar etmeye kalkarsa herkesin kulağında onun Ülkücülere etmiş olduğu şu hakaret sözcükleri cınlasın: “Terörist, köpekçi, mafya bozuntusu, kafatasçı, kovboy, ırkçı, it-kopuk, kandan beslenenler, hayvan, alçak, şerefsiz, Fatih-a okumayı bilmezler, biz bunların cemaziyelevvelini biliriz, çapulcular”
Recep Tayyip Erdoğan’ın Ülkücülere bakışı işte budur.
YILDIRAY ÇİÇEK/ ORTADOĞU