Dolar 32,5332
Euro 34,8891
Altın 2.430,91
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Az Bulutlu
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çar 22°C
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C

YALÇIN: MHP, TÜRK BİRLİĞİNİN VE MİLLÎ VARLIĞIMIZIN TEMİNATIDIR

YALÇIN: MHP, TÜRK BİRLİĞİNİN VE MİLLÎ VARLIĞIMIZIN TEMİNATIDIR
04/03/2013 15:03
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın “AKP, MHP’yi anlamadığı gibi, siyaset yapmasını da istememektedir. Çünkü partimiz, İmralı canisine siyasi meşruiyet kazandıracak projelerinin önünde engeldir. MHP, Türk birliğinin ve millî varlığımızın teminatıdır” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın “AKP, MHP’yi anlamadığı gibi, siyaset yapmasını da istememektedir. Çünkü partimiz, İmralı canisine siyasi meşruiyet kazandıracak projelerinin önünde engeldir. MHP, Türk birliğinin ve millî varlığımızın teminatıdır” dedi.

Yalçın’ın açıklamaları şu şekilde:

Bölücü başıyla BDP heyetinin görüşme tutanaklarının basına yansıması üzerine, kanlı örgütle iktidar partisi ardasındaki kirli pazarlık bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Başbakan Erdoğan’ın inkâr etmesine rağmen, başkanlık hayallerini gerçekleştirebilmek için 30 bin kişinin katiliyle hayâ etmeden al gülüm ver gülüm ilişkisine girdiği böylece belgelenmiştir.

Tutanaklardan yansıyan kötü koku, mide bulandırmanın ötesinde iğrençtir. Milletimizin, teröre çözüm süreci altında sürdürülen AKP-PKK ilişkisini asla onaylamayacağı, MHP tarafından defalarca dile getirilmiştir. Bu rezilliğin millet vicdanını kanatacağı, açılım sürecinin birlik ve bütünlüğü korumak şöyle dursun, kardeşlik hukukunu temelinden sarsacağı sabırla anlatılmıştır. MHP haklı çıkmıştır. “Kardeş kanı akmasın barış tesis edilsin” yalanlarına sığınarak milleti aldatan, kandıran, vatandaşı enayi yerine koyan iktidarın çirkin yüzü bir defa daha sırıtmıştır.

Hâl böyle iken AKP kurmayları, görüşme tutanaklarını basına sızdırarak pazarlık gücünü arttırmaya çalışan kanlı örgütün, hinoğlu hin siyasetini eleştirmek yerine, yine en zayıf oldukları noktadan salvo ateşine başlamıştır. Ortaya çıkan görüşme skandalının sorumlularıyla hesaplaşmak dururken, yine MHP boy hedefi hâline getirilmek istenmiştir.

Bunun içindir ki açıkta yakalanan AKP, bütün yandaşları ve destekçileriyle MHP’nin üzerine gelmektedir. Öyle ki temcit pilavı gibi eski meseleler ısıtılıp ısıtılıp yeniden kamuoyu gündemine getirilmektedir. MHP’ye yönelik saldırılarda belirgin artış ve yeni şer cepheleri oluştuğunu görmekteyiz. Başbakanın Balıkesir’den MHP’ye hücum ettiği gün, yandaş medyanın öncülerinden Hüseyin Gülerce’nin MHP düşmanlığı depreşmiştir. Bu da yetmiyormuş gibi camiamızı temsil iddiasındaki bazı eski teşkilat mensupları Başbakan ve Hüseyin Gülerce ile eşzamanlı olarak AKP değirmenine su taşımaya başlamıştır.

Nitekim bir televizyon programında Hüseyin Gülerce, eski defterleri yeniden açmış, bölücü başının asılması meselesini gündeme getirerek MHP’ye saldırmıştır. Hüseyin Gülerce, pek de iyi bilmektedir ki bu konuda MHP 57. Hükümet döneminde üzerinde düşeni yapmıştır. Mesele kamuoyunda defalarca tartışılmış ve MHP’nin haklılığı ortaya çıkmıştır.

Buna karşılık “Ben olsam Öcalan’ı asardım” diyen Başbakan Erdoğan elinde fazlasıyla imkân ve fırsat varken,bölücü başını kurtarmayı ve PKK’yı ihya etmeyi seçmiştir. Kanlı bir katille diyalogu tercih etmiştir.

Hüseyin Gülerce’nin, politikasını öve öve göklere çıkardığı AKP, PKK ile işbirliği yapmaktadır. İktidar partisi terörle mücadele etmeyi bırakmış, bölücü örgütün desteğiyle Sayın başbakan’ın başkanlık hayallerini hayata geçirme hevesine düşmüştür. Bu vahim durumdan rahatsız olan sadece MHP değil, bütün halktır. Hüseyin Gülerce ve onun gibi AKP destekçileri, körü körüne gittikleri bu yolda yüzleri kızarmadan, en ufak suçluluk duymadan halkı aldatmaktadır.

AKP kurmayları ve bir kısım medyadaki destekçilerinin MHP’nin İmralı süreci konusundaki tutumunu eleştiren açıklamaları, suçüstü ve çıplak yakalanmanın ezikliğiyle yapılmıştır. Yandaş medyaya iktidarın kirlerini sabunlama görevi veren Başbakan Erdoğan, İmralı görüşmeleriyle ilgili tenkitlere de tahammül göstermemekte ve bıkıp usanmadan muhalefeti eleştirmektedir.

Balıkesir konuşmasında MHP’yi diyalog konusunda eleştiren Başbakan Erdoğan’ın, partisinin hangi mahfillerle diyalog kurduğunu ve hangi yılanlarla çuvala girdiğini sorgulaması gerekir. MHP hiçbir zaman terörle mücadele konusunda diyalogdan ve çözümden kaçmamıştır. Aksine iktidar partisine bu konuda açık çek vermiştir. Ne yazık ki partimizin bu tutumuna rağmen, AKP; MHP ile diyalogu değil, bölücü örgütle kucaklaşıp halleşmeyi yeğlemiştir. Dolayısıyla Başbakanın bölünmeyi masaya getireceği aşikar olan randevuya asla olumlu cevap verilmeyecektir.

Şehitlerimize “kelle”, bölücü başına “sayın” diyen Başbakan, son olarak Balıkesir’de partisinin PKK ile işbirliği yapmasını tenkit eden bir gaziyi azarlamıştır. Başbakan halkın hissiyatına kulaklarını tıkamış, Türkiye’nin gerçek sorunlarına gözlerini kapamıştır. Artık milletimiz Başbakan’a yeter, dur! demektedir.

Diğer taraftan MHP’yi, İmralı sürecini gündelik siyasetin konusu yapmakla suçlayan AKP yandaşları, iktidar partisinin bu süreci temel politikası hâline getirdiğini gözlerden kaçırmak istemektedir.

Bölücü başıyla BDP heyetinin görüşme tutanaklarının basına yansıması karşısında AKP kurmaylarının muhalefet partilerinden sessiz kalmasını beklemesi safdilliktir. Siyasi aczin ve zavallılığın işaretidir. Ülke yönetiminin, böyle bir politika anlayışıyla icrayı hükümet edenlerin elinde olması çok elim ve vahimdir.

AKP kurmayları, açıklamalarında halkın tepkisini üzerlerinden uzaklaştırmak için sürekli olarak hedef saptırmaktadır. Mesela MHP, “Türkiye’nin atmak istediği adımlara karşı çıkmakla” itham edilmektedir. Oysa herkes iyi bilmektedir ki MHP’nin eleştirdiği hususlar, Türkiye’nin öncelikleriyle değil, iktidarın yanlış adımlarıyla ilgilidir.

Kardeşlik meselesine gelince; bin yılık kardeşliğin muhafazasının önemini söyleye söyleye MHP kurmaylarının dilinde tüy bitmiştir. Kardeşliğe kurşun sıkan, kardeşlerinin kanına, canına susayan MHP değil, bölücü örgüttür. Bu kanlı cinayet makinesinin başındaki insan kasabıyla masaya oturan ise AKP’dir.

MHP’nin bütün mücadelesi Türkiye’nin birliği ve topraklarımızda yaşayan insanların ebedi kardeşliği üzerinedir. Ancak AKP, MHP’yi anlamadığı gibi, siyaset yapmasını da istememektedir. Çünkü partimiz, İmralı canisine siyasi meşruiyet kazandıracak projelerinin önünde engeldir. MHP, Türk birliğinin ve millî varlığımızın teminatıdır.

MHP tarafından görevlerine son verilen bazı il başkanları da böyle bir nazik dönemde partimizin ülkenin bölünmesine karşı tek başına verdiği mücadeleyi bir kenara bırakmış, şahsi hesaplarının peşine düşmüştür. Böyle bir dönemde MHP’yle uğraşmak ve partinin meselelerini mahkeme kapılarına taşımak, AKP zihniyetine hizmet etmektir. Bu yolda atılacak her adım, AKP’nin eline malzeme verecek, bölücüleri sevindirecektir. Çünkü AKP-PKK işbirliğini isteyen ve temin edenlerin en çok memnun olacağı şey, partimizin kendi iç meseleleriyle uğraşmak zorunda kalması, muhalefet görevini yerine getirememesidir.

Sonuçta söylenecek söz şudur: İmralı ile Kandil arasında sandviç gibi sıkışan AKP’nin partimize saldırıları, teröristlerin iştahını azaltmayacağı gibi, MHP’nin haklılığını ve millet vicdanındaki itibarını artıracaktır.