Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 22°C

YEMEK MASASINI AKP ŞAKŞAKÇILARI KURDU

YEMEK MASASINI AKP ŞAKŞAKÇILARI KURDU
08/06/2013 14:08
A+
A-

Yemek masasını AKP şakşakçıları kurdu

En yaman yanaşmalar bile çark ettiler. Beslemeler daha ilk gün gemiden ayrıldılar. AKP içinde derin ve büyük bir endişe var. Aklı eren, ülkesini ve milletini seven herkes sükûnet ve itidal tavsiye ediyor. Bütün Türkiye başbakanın ağzından rahatlatan, yatıştıran, huzur veren, ümit sayılan bir çift söz çıkmasını bekliyor. Ancak, oynanan tiyatrolar, atılan sloganlar, gelen açıklamalar başbakanın, “ya hep, ya hiç” dayatmasının dışına çıkmadığını ve çıkmayacağını gösteriyor.

BATSIN BU DÜNYA

Bu durum aslında AKP’nin zihniyetine de, sayın başbakanın beklentisine ve siyaset anlayışına da uygundur. Zira, “ben varsam, benim dediğim oluyorsa demokrasi vardır. En iyiyi, en doğruyu ben bilirim ve bunun dışında hiçbir şey kabul etmem. Türkiye’nin geleceği buna bağlıdır. Ben yoksam, bunlar hiçbir şey ifade etmez ve batsın bu dünya” anlayışının çok çarpıcı örneklerini daha önce de görmüştük. Bu tarz ve üslup AKP’nin her şartta biat etmeye alışık olan tabanından, her yanlışı çeşitli tiyatrolarla hazmettirme ustalığından besleniyor ve karşılıklı olarak birbirini tamamlıyor. Başka türlü bu kadar talan, bu kadar yalan, bu kadar ihanet nasıl olabilirdi ve bunları yapanlar nasıl hala Türkiye’nin iktidarı olarak ayakta kalırdı? İhaneti başarı, teslimiyeti keramet sayanlar, kendileriyle birlikte iktidarlarını, iktidarlarıyla birlikte ülkelerini de felakete sürüklüyorlar ve ne yazık ki hala bunun farkında değiller.

MİLLİ BİR HÜKÜMET OLSAYDI

Beseleme ve yanaşmaların da gayretiyle ezberledikleri ve millete anlattıkları bir masal var. AKP’ye birlikte Türkiye çağ atlamışmış, dünya devleti olmuşmuş. Bunları dinlerseniz zannedersiniz ki, AKP öncesinde Türkiye henüz keşfedilmemiş bir Afrika kabilesiydi. İşin aslı, Türkiye’nin AKP’ye rağmen bu kadar yol almış olmasıdır. 11 yıl tek başına iktidar imkanı milli ve kararlı bir partiye, ufku ve vizyonu olan bir lidere verilseydi, Türkiye gerçekten uçardı ve bugün her şey çok farklı olurdu. Bu kadar yalan, bu kadar talan ve ihanete rağmen ülke kalkınabiliyorsa, bir de dürüst, samimi, kararlı bir iktidarı, BOP’a saplanmamış bir lideri düşünün. Bugün dünyanın en büyük 10 devleti arasında çoktan yerimizi almış olurduk. Türkiye AKP ile birlikte 10 yılını kaybetmiş ve bir altın fırsatı kaçırmıştır.

BİLDİĞİMİZ TİYATROLAR

Biz yine konumuza dönelim. Gezi parkı olaylarının başlamasının üzerinden 11 gün geçti. Kimin ne istediği, nerede durduğu artık çok net biçimde anlaşıldı. Bir takım masum ve haklı talepler bahane edilerek, Türkiye’nin bir tuzağa çekildiğini bilmeyen, görmeyen kalmadı. Özellikle bir takım marjinal sol grupların PKK ile işbirliği içinde bir prova yaptığı çok açık. Bu şartlarda yapılacak olan bellidir. Haklıyı, haksızı ayırmak ve bu gerginliği bitirmek için başbakanın yapacağı makul bir açıklamanın gerekli olduğunu herkes kabul ediyor ve söylüyor. Ama sayın başbakan gerek yurt dışında, gerek gecenin bir yarısında indiği havaalanında yaptığı değerlendirmelerle inatlaşmayı sürdüreceğini ve meseleyi, “ya ben, ya hiç” noktasına taşıyacağını bir defa daha ortaya koydu. Ve bunu haklı göstermek için de bildik tiyatrolar yeni oyunlarla sahnelendi.

ŞEYH UÇMAZ MÜRİTLERİ UÇURUR

Önce bir karşılamanın olmayacağını, bunun yeni gerginlikler doğuracağını söylediler ve millete çağrı yaptılar. Bu çağrı, aslında “herkes havaalanına gitsin” anlamı taşıyordu. Nitekim, el altından organizasyonlar tamamlandı ve bindirilmiş kıtalar ayarlandı. AKP’nin her toplantısında olduğu gibi akla gelebilecek her imkan kullanılarak havaalanına yığınak yapıldı. Atılan sloganların bile önceden düşünüldüğü, planlandığı ve hazırlandığı anlaşıldı. Şeyh uçmaz, müritleri uçururmuş. Bu sözün ne kadar haklı ve doğru olduğunu AKP uygulamalarında görüyoruz. Başbakana öyle sıfatlar takıyor, öyle övgüler diziyor, öyle bir hava veriyorlar ki, kendileri bile şaşırıp kalıyor. Bindirilmiş kıtaların bu abartmaları karşısında en büyük yanlışlar, en ağır teslimiyetler bile haklı ve doğru zannediliyor. Bu şartlarda şeyh, gerçekten uçtuğu havasına kapılıyor.

YEMEK MASASINI KENDİLERİ KURDU

Atılan sloganlardan biri de, “yurtta Tayyip, dünyada Tayyip” şeklindeydi. Daha önce sayın başbakanı dünya lideri olarak ilan etmişlerdi. Keşke böyle olsa. Ama Obama’nın karşısında bırakın bir dünya liderini, Türkiye başbakanını görebilen var mıydı? Teslim olmuş ve beyzbol sopasının korkusuyla söylenecek her şeye razı bir görüntü veren ve ABD’den büyük bir hüsranla dönen başka ülkenin lideri miydi? Hadi onu unuttuk. En son Afrika gezinde dünya liderini bir kenara bıraktık, Türkiye başbakanına yapılan muameleyi anlamak ve kabul etmek mümkün müdür? Üçüncü dünya ülkeleri bile ayar veriyor. Türkiye eğer bu gerginliği ve çatışmayı konuşmuyor olsaydı, şu anda gündem sayın başbakanın Afrika gezisinde yaşadığı fiyaskolar olurdu. Bu fiyaskolardan gurur duyanlar, PKK ile yapılan işbirliğini de ayakta alkışlıyorlar ki, bu akıl almaz yanlışlar sadece Türkiye’nin değil, AKP’nin de sonunu getirmek üzeridir. “Menderes’i astılar, Özal’ı zehirlediler, Erdoğan’ı yetirtmeyiz” diyenler, asıl yemek masasını kendilerinin kurduğunu fark ettiklerinde, iş işten geçmiş olacaktır.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU