Dolar 32,5286
Euro 34,9326
Altın 2.438,75
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 18°C

“YETER Kİ TÜRK KADINI İNANSIN”

“YETER Kİ TÜRK KADINI İNANSIN”
05/12/2015 14:03 | Son Güncellenme: 05/12/2015 14:04
A+
A-

Milliyetçi Hareket Partisi Kadın Kolları Koordinatörü Nevin TAŞLIÇAY “5 Aralık Türk Kadınına Seçme Seçilme Hakkının Verilmesi”ni yaptığı yazılı basın açıklamasıyla kutladı.

türk kadını

MHP Kadın Kolları Koordinatörü Nevin Taşlıçay’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın milletvekillerini anarak bitirdiği açıklamasının tamamı şu şekilde:

Demokrasimiz adına milat olan 5 Aralık kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi tarihi, milletimizin en büyük gurur kaynağıdır. Batı’da kadının adının olmadığı bir dönemde sırasıyla kadınlarımıza önce seçme sonra seçilme hakkının verildiği 1930, 1933 ve 1934 yılları ile öncesinde gelişen olaylar iyi irdelenmelidir. Tanzimat’ın ilanıyla birlikte Osmanlı Devletindeki idari, siyasi, eğitim ve mali alanlardaki düzenlemelerin getirdiği değişimler; 1859 yılında açılan Kız Rüştiyeleri, 1870 yılında açılan Kız Sanayi Mektebi ve yine aynı yıl açılan Öğretmen Okulu gibi yenilikler 5 Aralık 1934’ün gelişinde büyük katkılar sağlamıştır. Namık Kemal’in kadın haklarını savunan yazıları, 1893’te “Kadınlara Mahsus Gazete” çıkartılması, çok kadınla evlenmenin eleştirilmesi ve nihayet 1917’de Aile Hukuku Kararnamesi ile kadına evlenme sırasında mukavele ile tek eşliliği şart koşma hakkının tanınması azımsanamaz bir mücadelenin ürünüdür.

Halide Edip’in romanlarında da çok net görülür ki, kız çocuklarının eğitimi ve kadın erkek eşitsizliği o dönemin kanayan yaralarındandır. Kız çocuklarının eğitimi neredeyse pek çok aydının diline pelesenk olmuştur. Cumhuriyetin kurucu fikrini taşıyan Türk milliyetçisi aydınlardan Ziya Gökalp’in Malta sürgününde kızına yazdığı mektupta “Yeni hayat ne zaman başlayacak? Ne zaman ki, kadınlar da erkekler kadar tahsil görerek, cemiyetin idaresindeki rolleri icraya başlarsa.” sözleriyle bu sorunlara ne denli önem verdiği görülmektedir. Rahatlıkla diyebiliriz ki, Türk Milliyetçilerindeki bu hassasiyet 5 Aralık sürecini hazırlamakta müthiş bir etki yaratmıştır. Bu mücadeleyi ve kazanımları iyi okumak Türk milleti adına önemlidir. Toplum hayatında elde edilen kazanımlar kolay elde edilmemektedir. Büyük bir azim ve kararlılık gerektirmektedir. Bu itibarla, Türk kadının bugün içinde bulunduğu girdabın aşılması imkansız değildir. Aksine kadim Türk tarihi bu meselede hiç bir ümitsizliğe yer bırakmamaktadır. Kadına şiddet, kadın istihdamı, kadın erkek fırsat eşitliğindeki karnemiz ne denli kötü olursa olsun bu sorunları aşmamız kaçınılmazdır; yeter ki Türk kadını inansın.

Genel Başkanımızın dediği üzere, “Bugün bağımsız yaşıyorsak, cepheye mermi taşıyan, dua eden, tespih çekerek şükreden, sevgi ve şefkatli bakışlarından eksik etmeyen annelerimizin sayesinde olduğunu unutmamız gerekir. Yeni dönemin yerel ve küresel siyaset belirleyicileri arasında kadınların önemli yeri vardır ve olacaktır. Siyasal temsil, kadınlar olmadan mesafe alamaz ve ilerleme kaydedemez.”

Bu inançla Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ilk kadın milletvekillerimiz Mebrure Gönenç, Hatı Çırpan, Türkan Örs Baştuğ, Sabiha Gökçül Erbay, Şekibe İnsel, Hatice Özgener, Huriye Öniz Baha, Fatma Memik, Nakiye Elgün, Fakihe Öymen, Benal Nevzat İştar Arıman, Ferruh Güpgüp, Bahire Bediş Morova Aydilek, Mihri Pektaş, Meliha Ulaş, Fatma Esma Nayman, Sabiha Görkey ve Seniha Hızal’ı rahmetle anıyorum.