Dolar 32,5933
Euro 35,0082
Altın 2.450,52
BİST 9.785,39
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C

Yıkım cephesi maskesini İndirdi

Yıkım cephesi maskesini İndirdi
04/01/2013 15:20
A+
A-

orhankaratas1

Yeni yılla birlikte Türkiye’yi bekleyen büyük yıkım çok daha net ortaya çıkmaya başladı. Bugüne kadar söylenen bütün yalanlar, oynanan tiyatrolar, hazmettirme gayretleri ortalığa saçılıyor. CHP’nin başına bir operasyonla Kemal Kılıçdaroğlu’nun niçin getirildiği, BDP’nin Meclise sokulmasıyla neyin hedeflendiği, MHP’yi baraj altında bırakmak için yatak odalarına neden girildiği en küçük bir endişeye yer kalmayacak şekilde anlaşılmıştır.

Toplum mühendisliği

AKP’nin bir toplum mühendisliği ürünü olduğunu ve Türk siyasetinin de buna göre yapılandırılmak istendiğini her zaman söyledik. Bu ürünü piyasaya sürenler artık sonuç alma aşamasındadır. Başaramadıkları, sonuç alamadıkları tek kurum MHP olmuştur. Nitekim, Türkiye’nin bugünkü tablosunda yıkıma ve bölünmeye direnen ve engel olan tek parti MHP kalmıştır. CHP’nin Baykal operasyonuyla nasıl AKP’lileştiğini, BDP’nin bu süreçte hangi rolü üstlendiğini artık bizzat kendileri yaptıkları açıklamalarla itiraf ediyorlar.

Hepsi rolünü oynuyor

Anayasa başta olmak üzere kanunlar, hukuk, vicdan ve insaf yok edilerek, İmralı canisi ile doğrudan muhatap olunması, artık sıradan bir duruma dönüşmüştür. Oslo görüşmeleri ortaya çıktığı zaman, “eğer bu rezilliğin gereği yapılmazsa, bunu da hazmettirirlerse arkası kendiliğinden gelir. Artık Oslo’ya gitmeye bile gerek duymazlar. Türkiye’de bir masa etrafında toplanır pazarlık yürütürler” demiştik. Ne acıdır ki, bugün tam olarak bunu yaşıyoruz. Milletin tepkisinden korktukları için görüşmeyi inkar etmekle kalmayıp, bir de şeref ve namus meselesi yapanların bugün, “herkesle her yerde görüşürüz” noktasına gelmiş olmalarını ibretle izliyoruz. BDP bu noktaya gelinmesinde çok önemli roller üstlenmiştir. Kötü adamı oynayarak AKP üzerindeki baskıyı azaltmış, dikkatleri dağıtmış ve böylece hazmetmeyi kolaylaştırmıştır. O kadar ki, dağdan inen eli kanlı katillerle kucaklaşmanın bile iktidarla aralarındaki bir rol paylaşımı çerçevesinde olduğunu söylemek asla haksızlık olmayacaktır. Bu kucaklaşma, Kandil’den gelen katillerle Oslo’da aynı masa etrafında oturup pazarlık yürütmenin doğal sonucu ve karşı atağıdır. Dokunulmazlıkların kaldırılması tiyatrosu bu paslaşmayı hazmettirmek için oynanmış ve rafa kaldırılmıştır. Aksi olsaydı, Şırnak kırsalında kucaklaşanlarla birlikte Oslo’da aynı masa etrafında çay içilmesine onay verenlerin de dokunulmazlıklarının kaldırılması ve yargılanmaları gerekirdi.

Hazım kapasitesi

BDP ile AKP’nin nasıl paslaştıklarının yeni ve en son itirafı Grup Başkanvekili Pervin Buldan’dan gelmiştir. Buldan’ın “Sorununun çözümünde diyalog ve müzakerede yeni bir sürecin adımları atılıyor. Bu süreçte BDP devre dışı değil. Hükümetle görüşmelerimiz bir şekilde devam ediyor. BDP de Kandil de çözümün bir parçası.” Sözleri, aslında yeni bir şeref itirafıdır. Malum, başta sayın başbakan olmak üzere AKP’nin bütün sözcüleri BDP ile görüşecek bir şeylerinin olmadığını söylüyor ve kapıları kapatıyorlardı. Bununla da yetinmiyor çok ağır sözler söylüyorlardı. Buldan’ın sözleri bütün bunların karşılıklı paslaşmalarla bir hazmettirme oyunu olmaktan başka bir şey olmadığını, ibret verecek biçimde ortaya koymuştur. Tıpkı şeref meselesinde olduğu gibi, rol icabı da olsa birbirlerine bu kadar ağır sözler söyleyip, hatta hakaretler sıralayıp sonra da hiçbir şey olmamış gibi karşılıklı oturup görüşme yapmak, çok farklı ve özel bir hazım kapasitesi gerektiriyor.

İmralı canisini gruba çağırın

Buraya kadar olanlarda şaşılacak bir şey yok. Ama şu kuzu postuna bürünmüş CHP’yi nereye koyacağız? Hangi şu Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmakla övünen, ama Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa gelmesinden sonra aynı Türkiye’yi yıkanlarla kolkola giren CHP’den bahsediyorum. Nasıl da birbirlerini tamamlıyorlar. AKP İmralı ile pazarlık yürütüyor, CHP’de şahitlik ediyor. Kılıçdaroğlu’nun dünkü gazetelerde yer alan beyanları ibret vericidir. İmralı ile temasta önyargılı değillermiş. Bu görüşmeler yapılabilirmiş, ama kamuoyuna da bilgi verilmeliymiş. Oldu olacak İmralı canisini grup toplantısına çağırın orada konuşturun ve televizyonlardan da canlı yayınlayın. Böylece kamuoyu doğrudan bilgilenmiş olur. Bu kadarını AKP ve hatta BDP bile göze alamadı.

MHP ve diğerleri

Herşey ortada. Artık saflar netleşmiştir. AKP, CHP ve BDP varlık sebeplerine uygun olarak aynı safa dizilmişlerdir. Başbakanın deyimi ile AKP lokomotif, CHP ve BDP’de vagon olarak yola koyulmuşlar ve Türkiye’yi sonu belirsiz bir uçuruma doğru sürüklüyorlar. Birbirlerinden asla farkları yoktur. Fark sadece oynadıkları rollerdedir. Biran önce sonuç almak ve bu işi bitirmek istiyorlar. Onun için bütün maskelerini indirip, yanaşma ve beslemelerin de katkılarıyla hücuma geçmişlerdir. Türkiye’nin varlığı, birliği, bölünmez bütünlüğünü savunan, yıkıma direnen tek siyasi kurum, Milliyetçi Hareket Partisi olarak kalmıştır. Dolayısı ile önümüzdeki seçimlerde MHP ve diğerleri olacaktır. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü savunan, huzur ve barış isteyenler için MHP’den başka alternatif yoktur. Günü gelince bunları çok yazar, çok konuşuruz, ama bizim kaygımız o günün bir daha gelmeyecek olmasındadır. Şu anda bütün mesele, seçimlere kadar bu ülkeyi ayakta tutabilmektir.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU