Dolar 32,3592
Euro 34,9986
Altın 2.324,57
BİST 9.143,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Yıldırım: Kudüs’ün bir işgal ile İslam’dan alınması kabul edilemez

A+
A-

Başbakan Yıldırım: Kudüs’ün bir işgal ile İslam’dan alınması kabul edilemez

Başbakan Yıldırım, “14 asırdır İslam’ın olan Kudüs’ün, dünyada hiçbir devletin kabul etmediği bir işgal ile İslam’dan alınması, asla kabul edilebilir değildir.” dedi.

Başbakan Binali YıldırımUluslararası Kudüs Vakıflar Toplantısı ve Vakıf Haftası programında yaptığı konuşmada, “İslam şehirlerinde üç büyük dinin ibadethanelerinin bir arada bulunması, İslamiyet’in hürriyet ve insaniyet anlayışının en doğal bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. Her kesim, kendi vakıflarıyla bu şehirlerde yerini almış, Avrupa’da insanlar gettolarda haspedilirken, İslam şehirlerinde herkes güvence içerisinde kendi dinini, inancını, ibadetini ve yaşantısını sürdürebilmiştir. Biz, işte böyle bir medeniyetin sahibiyiz ve bunu en güzel şekilde devam ettirmekten de aynı zamanda sorumluyuz.” ifadelerini kullandı.

İsrail‘in ezan yasağı tasarısı ile ilgili olarak, “İsrail meclisinin bu taslağı, bu düşünceyi ilerletmeyeceğini bekliyoruz ve bu yöndeki telkinlerimizi sürdürüyoruz.” diyen Yıldırım, şöyle konuştu:

“14 asırdır İslam’ın olan Kudüs’ün, dünyada hiçbir devletin kabul etmediği bir işgal ile İslam’dan alınması, insanlığın ortak mirası olmaktan çıkarılması, asla kabul edilebilir değildir. Zihinlerden bu Kudüs sevgisi silinemez, bu ümmet ilk kıblesini unutmaz, bu kutsal mekanlar sahipsiz bırakılmaz, bu ebedi nöbetler bitmez, Miraç’ın vuku bulduğu bu mukaddes topraklar, Müslümansız kalmaz.”

Başbakan Yıldırım, “Buradan ilgili herkese ve tüm vicdan sahiplerine sesleniyoruz; Gazze‘ye birlikte sahip çıkalım, gelin hep birlikte bu yaraları saralım ve oradaki kardeşlerimizin derdine derman olalım.” dedi.

“Uluslararası topluma karşı güvensizliği körüklemektedir”

Filistinlilerin karşı karşıya oldukları işgalin, sadece Ortadoğu‘da değil dünya genelinde de aşırı gruplarca istismar edilen derin bir umutsuzluğu ve uluslararası topluma karşı güvensizliği körüklediğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

“Filistin meselesinden kaynaklanan bu derin adaletsizlik hissi giderilmeden, bölgenin huzura kavuşması beklenmemelidir. İsrail‘in, Harem-i Şerif‘in ve Mescid-i Aksa‘nın kutsiyetini ağır biçimde ihlal eden uygulamaları ve Kudüs’ün çok dinli, kültürel yapısını değiştirmeye yönelik kabul edilmesi mümkün olmayan tasarrufları karşısında, bu mukaddes şehrin dini ve tarihi mirasına sahip çıkmak, geçmişimize ve kimliğimize sahip çıkmak anlamına geliyor. Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in İslam’a ait bir mekan olarak muhafazası, bütün Müslümanların görevidir.”

“İki devletli çözüm zeminini tahrip etmektedir”

Yıldırım, “Ortadoğu’da kalıcı barış için tek yol, 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılığa sahip bir Filistin devletinin vücut bulmasıdır. İsrail’in yerleşimlerini genişletmesi yönündeki süregiden kararları, iki devletli çözüm zeminini tahrip etmektedir. Barış sürecinin anlamlı bir şekilde canlanabilmesi için öncelikle müzakere zemininin eşit şartlarda olması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

“Teröre karşı iş birliği, kader ortaklığımızın da bir gereğidir”

Başbakan Yıldırım, “FETÖ terör örgütü gibi yıkıcı oluşumlara karşı, İslam ülkelerinin ortak bir tavır ortaya koyması, çok büyük önem taşımaktadır. Teröre karşı iş birliği, kader ortaklığımızın da bir gereğidir.” dedi.

Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

“Kudüs’e sahip çıkma, hizmet etme anlayışımız; Hz. Ömer’e, Selahaddin Eyyubi’ye, Yavuz Sultan Selim’e layık olmak demektir. Hz. Peygamberimizin ümmetinden olabilmek, kendimize yakışanı yapabilmektir. Kudüs’teki İslam ve Hristiyan mirasının korunması, İsrail’in işgalci güç olarak hukuken de mesuliyetidir. Ancak ne yazık ki UNESCO misyonunun dahi Kudüs’ü ziyareti engellenmektedir. Kudüs’ün tarihi statüsüne halel getirecek her türlü adımdan kaçınmak gerekir. Bunu tüm uluslararası muhataplarımıza söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz.”

Barışın ancak hukuka riayet etmekle mümkün olduğunu dile getiren Yıldırım, “Uluslararası hukuku ihlal ederek, barışa ulaşmak asla mümkün olmayacaktır. Hukuk, tarihin bir özetidir. Bu dersler tarihten alınmazsa maalesef yaşayarak öğrenilir.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kudüs, tüm Müslümanların harem-i izzeti ve namusudur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ümmetin ilk kıblesi, peygamberler şehri olan Kudüs; tüm Müslümanların harem-i izzeti ve namusudur.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu”nun açılışında yaptığı konuşmada, “Ümmetin ilk kıblesi, peygamberler şehri olan Kudüs; tüm Müslümanların harem-i izzeti ve namusudur.” dedi.

“Kudüs’ün tekrar barış, huzur ve güven şehri olması için gayret sarf ediyoruz.” diyen Erdoğan, “2016 yılında İstanbul’da ev sahipliğimizde toplanan 13. İslam Zirvesi, tarihi bir karara imza atarak Filistin halkının ve Kudüs şehrinin ekonomik olarak güçlendirilmesi çağrısında bulundu. İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak, şahsım bu hedefe katkı sağlamaya özellikle ihtimam gösteriyoruz.” şeklinde konuştu.

Erdoğan, “Gerek inancımızdan gerekse tarihimizden tevarüs ettiğimiz sorumlulukla Kudüs’e, Kudüs davasına, Filistinli kardeşlerimizin hak ve adalet mücadelesine büyük önem veriyoruz. Kudüs’ün tekrar barış, huzur ve güven şehri olması için gayret sarf ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Filistin meselesinde yıllardır üstünlerin hukuku işliyor”

Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadan bölgede barış ve istikrarın sağlanmasının mümkün olmadığını belirten, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için öncelikle uluslararası hukuka ve alınan kararla saygı gösterilmesi gerekiyor. Hiç kimse, hiçbir ülke hukukun üstünde değildir, olamaz. Ancak Filistin meselesinde yıllardır üstünlerin hukuku işliyor, bunu da böyle görün.” şeklinde konuştu.

Erdoğan, “Kudüs konusunun açıldığı her yerde, her platformda ısrarla vurguladığım hususu tekrarlamak istiyorum; Müslümanlar olarak Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı sık sık ziyaret etmeliyiz. İstatistiklere baktığımızda halen bu konuda çok ciddi bir eksiğimizin olduğunu görüyorum.” dedi.

“Kudüs semalarından ezanın susturulmasına izin vermeyeceğiz”

Camilerde sabah ezanlarının okunmasını yasaklamayı amaçlayan bir yasa tasarısının hala İsrail parlamentosunda beklediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Böylesi bir konunun gündeme gelmesi dahi, utanç vericidir. Bize her fırsatta din ve vicdan özgürlüğünden dem vuranların, bu konuda sessiz kalarak adeta atılan bu adımı onaylaması ise ibretliktir. Kudüs semalarından ezanın susturulmasına inşallah izin vermeyeceğiz. Şunu bir defa bilmemiz lazım; eğer inancınıza güveniyorsanız inanç hürriyetinden niye korkuyorsunuz? Bizim böyle bir derdimiz yok, biz inancımıza güveniyoruz. Onun için de inanç özgürlüğünden korkmuyoruz. Ben şu anda İsrail’in yöneticilerine de bunu hatırlatıyorum; inancınıza güveniyorsanız bizim ezan seslerimizden niye korkuyorsunuz?”

Erdoğan, “Cezasız kalan her suç, faili daha da azgınlaştırır. Filistin’de İsrail’in işlediği suçların giderek daha artmasının sebebi budur. İşlenen cinayetlerin, katliamların ve zulmün uluslararası hukuk içinde hesabı sorulmadan, bölgede barış ve istikrar arayışları akim kalmaya mahkumdur.” şeklinde konuştu.

İsrail’in çeşitli güçlerden aldığı cesaretle hukuk tanımazlığını ısrarla ve inatla sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Aleyhine alınan onca karara rağmen işgale, zulme, şiddete ve Kudüs’ü Müslümansız yaşamaya ve yaşatmaya devam ediyor. İsrail yönetiminin mevcut uygulamalarının, eskiden Amerika’daki, yakın zamana kadar Güney Afrika’daki siyahilere uygulanan ırkçı ve ayrımcı politikalardan ne farkı var? Batı Şeria’nın dört bir tarafını zehirli bir sarmaşık gibi saran, Filistinli kardeşlerimizin hayatını zindana çeviren, ne yazık ki oradaki anlayış hangi hukukta yer bulabilir?”

“İsrail üzerinde baskı oluşturulması gerekiyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çözümün yegane yolu nedir? 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Bunun için de İsrail üzerinde baskı oluşturulması gerekiyor.” dedi.

“Son dönemde barış sürecinde yaşanan gelişmeleri ihtiyatlı bir memnuniyetle izlediğimizi ifade etmek isterim.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Filistin’in Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas’ın liderliğinde yürüttüğü diplomatik çabaları destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz. Bununla birlikte Kudüs’ün statüsünü ilgilendiren meselelerde herkesin gerekli dikkati ve itinayı göstermesi gerekiyor.”

“ABD’nin büyükelçiliğinin taşınması tartışmaları yanlıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika Birleşik Devletlerinin İsrail nezdindeki büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması tartışmalarının kendisi dahi son derece yanlıştır, kesinlikle gündemden düşmelidir. Bu konuda gerekli uyarıları, en üst düzeyde yaptık, yapıyoruz. Bu mesele bazılarına basit bir tabela değişikliği gibi gelebilir. O kadar basit değil. Böyle düşünenler, kutsal topraklardaki dengenin ne kadar hassas olduğunu, değil bir tabelayı bir taşı dahi yerinden oynatmanın ne denli büyük etkileri olacağını görmezden geliyorlar.” ifadelerini kullandı.

“Hamas’ın siyaset belgesini önemli bir adım olarak görüyorum”

Erdoğan, “Hamas’ın geçtiğimiz günlerde ilan ettiği siyaset belgesini, hem Filistin davasında hem de Hamas ile Fetih arasındaki mutabakat sürecinde atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. İlan edilen bu belge, bana göre birçok ezberi bozmuştur. İnşallah bundan sonra Filistin’in hak ve özgürlük mücadelesi daha da güçlenecektir.” şeklinde konuştu.

AA